HALİFE REJİMİNİN İHANETİ: BAHREYN BÜYÜKELÇİSİ TEL AVİV'DE (ANALİZ)

Bahreyn büyükelçisi halkın, ulemanın, medeni aktivistler ve siyasi grupların geniş çaplı muhalefetlerine rağmen resmi olarak Telaviv'deki faaliyetlerine başladı. 

Görüntülenme: 1314 Tarih: 05 Eylul 2021 12:01
HALİFE REJİMİNİN İHANETİ: BAHREYN BÜYÜKELÇİSİ TEL AVİV'DE (ANALİZ)

Bahreyn, Birleşik Arap Emirliklerinin ardından  Siyonist Rejim İsrail ile  2020 Eylül ayında ilişkilerini normalleştirme anlaşması imzalayan ikinci ülke olmuştu.  Son bir yılda Bahreyn ile İsrail ilişkileri  artmıştır.  Son girişimde de  Al-ı Halife Rejimi    Halit Yusuf El Calahama'yı  Bahreyn'in Telaviv büyükelçisi olarak   atadı ve Halit Yusuf el Calahama da  resmi olarak faaliyetlerine başladı.  Siyonist Rejim İsrail dışişleri bakanlığı  da  Eitan Na'eh'i bu rejimin Bahreyn'deki büyükelçisi olarak atadı.  Na'eh halihazırda Siyonist Rejim İsrail'in  BAE'ndeki  maslahatgüzarı olarak görülmektedir. 

Al-ı Halife Rejiminin   Telaviv'deki büyükelçisini tanıtması Bahreyn içinde de tepkilere yol açtı. Bahreyn halkı,  Al-ı Halife'nin Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirmesine karşı olarak  ve bu Telaviv'de bu ülkenin büyükelçisinin tanıtılmasını kınayarak  gösteriler düzenleyip itirazlarını serdiler.  Bahreyn halkı bu gösterilerde "  İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi  Bahreynlileri temsil etmiyor " sloganları atıldı ve  sahte Siyonist Rejim İsrail bayrakları da ateşe verildi.   

Bahreyn El Vefak  İslami Cemiyeti genel sekreteri başkan yardımcısı Şeyh Hüseyin el Deyhi  de şöyle bir açıklamada bulundu: "   Halit Yusuf El Calahama Telaviv'de sırf kendisi ve onu gönderenin temsilcisi sayılır. "

 Bu tepkiler  Al-ı Halife rejimi ve Bahreyn halkı arasındaki  büyük çatlakları ve ihtilafları gösteriyor. Şimdi de bu ihtilaflar git gide artmaktadır.  Öyle ki Bahreyn'deki Al-ı Halife rejimi ciddi bir meşruiyet sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. Bahreyn halkı ise  bu ülkedeki rejimi kendi hükümeti ve temsilcisi olarak görmüyor.  Gerçekte  Al-ı Halife rejiminin  Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi ve  üstüne üstün  bir de işgal altındaki topraklara  büyükelçi ataması  rejim ile halk arasındaki  ihtilafları çarpan etkisi ile arttırmış ve her şeyi daha da alenileştirmiştir. 

Bir diğer önemli konu da  Bahreyn ile  Siyonist Rejim İsrail ilişkileri meselesinin  son bir yılın meselesi olmamasıdır.  Manama ve  Telaviv daha önce de özellikle de  güvenlik alanında ilişkiler kurmuşlardır. Bahreyn halkının  2011 yılında  Al-ı Halife rejimine karşı  ayaklanmalarının başlamasının ardından   Al-ı Halife rejiminin  halkı bastırmak için  Siyonist Rejim İsrail'den yardım aldığına dair  birçok rapor yayımlandı.  Gerçekte  Siyonist Rejim İsrail güvenlik ve istihbari  örgütleri   Bahreyn halkının bastırılması alanında Al-ı Halife Rejimi ile doğrudan ilişki içerisinde idi.  Buna esasen  ilişkilerin normalleştirilmesi ve müteakip bir şekilde büyükelçilerin tanıtılması  bir şekilde Al-ı Halif'nin  Siyonist Rejimi takdir etme mahiyeti taşıyor. 

Buna rağmen birçok kanıt ve belge  Al-ı Halife'nin bu siyasetinin  ters sonuçlar ortaya çıkaracağını gösteriyor.  İsrail ile ilişkileri normalleştirmek ve geliştirmek Bahreyn'de Al-ı Halife rejiminin temellerinin güçlenmesine yol açmayacaktır.  Bu siyaset bir yandan  Al-ı Halife'nin İsrail'e daha da bağlı kılınmasına  yol açacak. Tıpkı Suudi Arabistan'ın Amerika karşısındaki başına gelenler gibi bir durumun ortaya çıkmasına neden olacak. Bir yandan da  Bahreyn halkının rejimden tamamen ayrılmasına  neden olacak. Bu da başlı başına yönetim için en büyük tehdit sayılır. Buna paralel olarak  geniş çaplı iç krizler ile boğuşan İsrail de Bahreyn'in özellikle de ekonomik durumunu ciddi bir şekilde değiştirme gücüne sahip değildir. Bu yüzden esasında  Filistin İslami Cihat Hareketi  Hareketi sözcüsü-HAMAS   Bahreyn elçisinin atanmasına tepki olarak bu girişimi, İsrail ile ilişkileri normalleştirme yönünde yanlış yolun devamında atılan bir adım olarak değerlendirdi. 

parstoday

Yorumlar