Siyonist işgalciler, sözde "Heykel Tapınağı'nın tahrip" yıldönümü olarak niteledikleri olayı bahane ederek, Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyip, el Mağarbe kapısını kapattıktan sonra cami avlusundaki bazı İslam eserleri ve kutsallarını tahrip ederek, Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya girmesine engel oldular.
Kuşkusuz, işgal rejimi İsrail askerlerinin de desteğiyle gerçekleşen Mescid-i Aksa'ya yönelik baskın, önceden planlanmış ve hazırlanmış bir senaryo çerçevesinde gerçekleşiyor, zira Siyonist rejim İsrail'in Başbakanı Nenftali Bennett'in önceki yaptığı açıklaması da, bu iddiayı kanıtlar niteliğindedir. 
Korsan rejimin yeni başbakanı Neftali Bennett, İç Güvenlik Bakanı ve Polis Genel Müfettişi ile yaptığı oturumda, Mescid-i Aksa olaylarını ele alırken, yerleşimcilerin baskın eylemlerinin düzenli şekilde sürmesi ve Siyonistlerin güvenliğinin sağlanması için talimat verdi.
 Siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa ve Filistinlilere yönelik saldırılarında ısrar etmelerinin nedeni hakkında şunu ifade etmeliyiz ki, işgal rejimi son savaşta Gazze'de Filistin direnişinden ağır darbe aldı ve direniş güçleri yüzlerce füze ve roketi işgal topraklarına fırlatmayı başardı. Siyonistler, direnişin son zaferini gölgelemek için şu sıralarda Mescid-i Aksa'ya baskını tırmandırmış ve kendilerince bu tür girişimleriyle Gazze'de direnişin itibarını zedeleyebileceğini zannediyorlar.
Siyonistlerin Aksa'ya yönelik saldırı ve baskın eylemlerini tırmandırmaktan ikinci amaçları ise, Telmudi sanrılarına sarılarak, durumu son savaş öncesi haline götürmeye ve Gazze ile Kudüs ve İslam kutsalları arasındaki ilişki ve bağlantıyı yok etmeye çalışıyor.

Aslında son savaş, Gazze Şeridi ile Kudüs ve Batı Şeria arasındaki bağı hiç görülmemiş şekilde güçlendirdi ve Kudüs ve Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerin Ramallah'taki Özerk Teşkilat'ından Gazze Şeridi ve direnişe yönelmesine yol açtı. Bunun için işgal rejimi gelinen noktada bu bağı zayıflatmaya ve sonunda yok etmeye çalışıyor.
Siyonistlerin Mescid-i Aksa'ya baskının 3. nedeni ise, işgal rejiminin hazırlanmış politikası ile ilgilidir. Yerleşimciler ve fanatiklerin İslam ve Filistinlilerin kutsallarına saldırıları, Siyonist askerlerin resmi desteğiyle yapılıyor. Demek ki, bu baskın işgal rejiminin tanımlanmış politikasının bir kısmını teşkil etmekte. Bilindiği üzere işgal rejimi 1967 yılından beri, Yahudileştirme projesini Filistin topraklarında takip etmiştir.
Mescid-i Aksa'nın zaman ve mekan olarak Siyonistler ve Müslümanlar arasında ikiye bölme planı da aynı proje çerçevesinde tanımlanmıştır ve bu stratejiden amaç da defacto politikasını hayata geçirmek ve Filistinlilere dayatmaktır.
İşgal rejimi ve Siyonistler'in Mescid-i Aksa'ya baskınlarından amaçları kuşkusuz, Müslümanların ilk kıblesini yok etmek ve yerinde iddia ettikleri Süleyman Tapınağını inşa etmektir.
Filistin direnişi, işgal rejimi İsrail'i Mescid-i Aksa'ya yönelik her türlü komplo hakkında uyarırken, işgal rejimi başbakanı Bennett Aksa'ya baskın düzenleyen Siyonistlerin güvenliğinin sağlanması için talimat veriyor.
Ancak işgal rejimi yetkilileri, bu tür eylemler ve saldırıların sonuçlarından kendilerinin sorumlu olduğunu bilmeliler. İşgal rejiminin yeni başbakanı Neftali Bennett, selefi Netanyahu'nun yenilmiş politikalarına devam ederse, kuşkusuz bölgede gerginlik tırmanmış olacak ve bunun sonuçlarından da işgal rejimi sorumlu olacaktır.

parstoday