İmam Hamanei; İslam nizamı düşmanın şartlı baskısı ile karşı karşıya kaldığında ve yaptırımları kaldırmayı bir veya birkaç şarta bağladığında, ki bunlar uygulandığında yolun sapmasına ve yok olmaya sebep olabilir, İslam nizamının ne yapması gerekir sorusuna cevaben: Böyle bir durumda, özellikle insanlar bir kısmı düşmanın baskılarından kaynaklanan sorunlarla karşılaştıklarında, dini sebat ve sabır kavramı toplumda kolektif bir hareket haline gelmelidir dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, Nükleer Anlaşma yükümlülüklerinin azaltılmasına atıfta bulunarak; Parlamento kanunu onayladı ve hükümet de bunu kabul etti, düne kadar yapılması gerekenler yapıldı inşallah yarın da bu kanunun bir maddesi uygulamaya konulacağını ifade etti.
İslam İnkılabı Rehberi, yaptırımların kaldırılmasına yönelik ‘Stratejik Eylem Yasasının’ uygulanması konusuna ilişkin; “hükümetin yaptığı ve meclisin kaldırdığı konuda meclis ve hükümet arasında görüş ayrılığı olduğunu duydum, meclis ve hükümet görüş farklılıklarını sonlandırmalı ve görüş farklılıkları iki sesliliğe sebep olmamalı” açıklamasında bulundu.
İmam Hamanei; bunlar halledilebilir ve halledilmeli. Hükümet kanunları uygulamakla yükümlüdür. Dikkatli bir şekilde uygulanmalı. İki taraf bu konuda işbirliği yaparak amel etmeliler değerlendirmesinde bulundu.
ABD ve üç Avrupa ülkesinin İran’ın Nükleer Anlaşmadaki yükümlülüklerini azaltmasını kibirli, talepkar, mantıksız ve yanlış bir edebiyatla okuduklarını vurgulayan İmam Hamanei; İslam Cumhuriyeti ilk günden itibaren uzun bir müddet İslami eğitim esasına göre verdiği sözlere amel etti fakat ilk günden sözlerinde durmayan bu dört ülke oldu. Bu nedenle onlar sorumlu tutulmalı ve kınanmalılar. İran, nükleer enerji konusundaki mantıksal yaklaşımından vazgeçmeyecektir. Ülkenin yararı ve ihtiyaçları doğrultusunda gerekirse yüzde 60 oranında uranyum bile zenginleştirilecek dedi.
ABD, Nükleer Anlaşmadan ayrıldığında diğerleri de ABD ile işbirliği yaptılar, Kur’an’ın emri onlar sözlerinden caydıklarında sen de cay şeklindedir buna rağmen saygın hükümetimiz sözlerinden caymadı ve yükümlülüklerinden bir kısmını tedrici olarak azalttılar. Elbette, Onlar yükümlülüklerini yerine getirdikleri takdirde bunlar da geri dönelebilir.
İslam İnkılabı Rehberi, istikbar edebiyatının sonucunu İran halkının batıya olan nefretinin artması olarak değerlendirdi.
İmam Hamanei; uluslararası siyonist palyaço sürekli, İran’ın nükleer silah elde etmesine izin vermeyeceğini söylüyor, eğer İslam Cumhuriyeti nükleer silah elde etme kararı alırsa o ve ondan büyüğü buna engel olamaz açıklamasında bulundu.
İmam Hamanei; İslam Cumhuriyeti’nin nükleer silah elde etmesine engel olan şey İslami ilkeler ve düşüncedir, sivil halkın katliamına neden olacak kimyasal ve nükleer silah üretmek yasaktır açıklamasında bulundu.
İmam Hamanei, ABD'nin atom bombası saldırısında 220 bin kişinin katledildiğini, Yemen'deki mazlum halkın kuşatıldığını ve Batı yapımı savaş uçakları tarafından pazar, hastane ve okulların bombalandığına işaret ederek, "Sivilleri ve masum insanları öldürmek, Amerika ve Batı yöntemidir. İslam Cumhuriyeti bu yöntemi kabul etmiyor. Bu yüzden de nükleer silahların üretilmesini düşünmüyor." ifadelerinde bulundu.
İslam İnkılabı Lideri, "Nükleer silah meselesi bir bahane. Onlar İran’ın konvansiyonel silahlar edinmesine bile karşı çıkıyor. Çünkü İran’ın güçsüz kalmasını istiyorlar. Nükleer santraller; daha sağlıklı, daha temiz ve daha ucuz enerji sağlayarak yakın gelecekte en önemli enerji kaynaklarından biri olacak. Ülkenin uranyum zenginleştirme ihtiyacı apaçık bir konudur. Bu ihtiyacı da gelecekte zamanı geldiği gün değil, bugünden itibaren düşünmemiz gerekir" dedi.
İmam Hamanei, "Batılılar, İran'ın nükleer enerjiye ihtiyaç duyduğu bir günde onlara muhtaç kalmasını ve bu ihtiyacı bize baskı aracı olarak kullanmalarını istiyorlar. İran İslam Cumhuriyeti nükleer meselesinde diğer durumlarda olduğu gibi geri adım atmayacak ve ülkenin bugünkü ve yarınının ihtiyacının olduğu yönünde güçlü bir şekilde ilerleyecektir." dedi.
rasthaber