16. MANAMA TİYATROSU (HABER -ANALİZ)

4-6 Aralık tarihleri arasında Uluslararası Güvenlik Araştırmalar Enstitüsü ev sahipliğinde ve bazı ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımı ile düzenlenen 16. Manama Diyalog oturumu çalışmalarını bitirdi. 

Görüntülenme: 1581 Tarih: 08 Aralık 2020 15:05
16. MANAMA TİYATROSU (HABER -ANALİZ)

Söz konusu oturum Yemen sorunu için bir çözüm yolundan daha çok "slogan için bir tribün" oldu. Suudi Arabistan ve Bahreyn dışişleri bakanları, Yemen'de Suudi Arabistan'ın Arap ve batılı müttefikleri ve özellikle Amerika'nın desteği ile başlattığı müdahalede Yemen'de yaşanan insani faciaya değinmeksizin bölgede istikrar ve güvenliğin altını çizdiler.
Fakat yapılan bu vurgu, özellikle Suudi Arabistan'ın son yıllarda bizzat batı Asya bölgesinde barış ve güvenliği bozan başlıca aktör olduğu bir ortamda gerçekleşiyor. Bu bağlamda Suudi Arabistan'ın Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer bazı ülkelerin katılımı ile kurduğu saldırgan koalisyonun Yemen'de 6 yıldan beri sürdürdüğü savaş, Suriye'de bizzat Amerika tarafından kurulan IŞİD gibi terör örgütlerine sağladığı maddi destekler ayrıca Katar'la ilişkileri keserek bu ülkeye ambargo uygulamasına değinebiliriz.
16. Manama Diyalog oturumunun en bariz eksenlerinden bir diğeri, korsan rejim İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için diğer Arap ülkeleri ikna ve davet çalışmalarıydı. Bahreyn dışişleri bakanı Abdullatif el-Ziyani söz konusu oturumda, korsan rejim İsrail ile ilişkileri normalleştirmenin bölge güvenliğinin lehine olduğunu bir kez daha ileri sürerek, Manama'nın Filistin ve korsan rejim İsrail arasında yaşanan sorunları çözmeye çalıştığını iddia etti. 
Fakat Bahreyn tarafından ileri sürülen bu iddiaya rağmen İsrail rejiminin Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında imzalanan normalleştirme anlaşması ardından işgalci rejimin Filistinlilere karşı şiddet eylemleri daha da yoğunlaştı. En son olaylardan birinde geçtiğimiz hafta Filistinli bir çocuk şehit edilirken geçen günlerde de Filistin sağlık bakanlığı, ırkçı rejim İsrail'in uyguladığı kuşatma nedeni ile Gazze'de tıbbi ekipman ve teçhizatların kıtlığı nedeni ile laboratuvarların kapandığını duyurdu. 
2020 Manama oturumu ile ilgili diğer önemli konu oturumun korsan rejim ile ilişkileri normalleştirmek için bir tribüne dönüşmesidir. Böylece bazı Arap ülkelerin normalleştirme siyaseti savunulurken İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye tutumu eleştirildi.
Bu bağlamda İsrail rejimi dışişleri bakanı Gabi Eşkenazi söz konusu oturumda bir kez daha bölgenin güvensizliği konusunda İran'a yönelik iddialarını tekrarlarken Tel Aviv'in Ankara'nın doğu Akdeniz'deki çalışmalarından endişeli olduğunu ileri sürdü. 
Aslında korsan rejim ve de Bahreyn gibi bazı ülkeler Manama oturumunu Siyonist İsrail rejimin vahşi ve suçlu çehresini temizlemek için bir fırsat olarak kullandılar. 
Burada diğer önemli konu ise 2020 Manama oturumunda, yapılan tüm çalışmalara rağmen Fars Körfezi İşbirliği Konseyi içindeki ihtilafların halen devam ettiği anlaşıldı. Umman dışişleri bakanı Sayyid Badr bin Hamad bin Hamoud al Busaidi söz konusu oturumda Katar'a ambargo uygulayan ülkelere kinayeli bir tarzda, Umman'ın yaptırım, bir kenara itmek ve muhalefet gibi terimleri tanımadığını belirterek İran nükleer anlaşmayı kastederek Amerika'nın Joe Biden yemin töreni ardından bölgenin en büyük kazanımına geri dönmesini umut etti.
Bu açıklamalar Suudi prens ve Arabistan eski istihbarat servisi başkanı Türki Faysal'ın tepkisi ile karşılaştı ve Katar'ın kendileri ile Umman'ın davrandığı gibi davrandığını belirterek, İran'ı da diğer ülkelerin içişlerine karıştığını iddia etti. 
Bölge konuları ile ilgili benzer tutumlar, bölge gelişmelerine gerçekçi ve barışçıl görüşün olmayışını gösterirken, Manama oturumunun Suudilerin gölgesinde bölgenin siyasi ve güvenlik düzeni için hiçbir getirisinin olmaması ve her şeyden ziyade Arap krallar için bir tribün olduğunu gösterdi.

parstoday

Yorumlar