TARİHTEKİ KARA LEKE BALFOUR DEKLARASYONU

 

Görüntülenme: 2188 Tarih: 05 Kasım 2019 18:38
TARİHTEKİ KARA LEKE BALFOUR DEKLARASYONU

2 Kasım 1917 tarihi İngiltere dönem dışişleri bakanı Balfour'un yayımlandığı sinsi bildirinin yayımlanma tarihidir.

Bu bildiri, tarihi büyük bir zulme zemin hazırlayıp binlerce Müslüman'ın Filistin topraklarında hayatlarını kaybetmesine ve bu toprakların Siyonistler tarafından işgal edilmesine yol açtı. İşte bu yazımızda Balfour Deklarasyonunun yayımlanması yıldönümü bağlamında bu olayın sebepleri ve oluşum sürecini ve bu bildirinin Amerika'nın son yıllardaki şom planı Yüzyılın Anlaşması ile karşılaştırlmasını ele alacağız. 

Balfour Deklarasyonu 2 Kasım 2017 tarihinde İngiltere dönem dışişleri bakanı Arthur James Balfour tarafından Siyonist siyasetçi İngiliz Avam Kamarası meclisi üyesi Walter Rothschild'e yazılan mektup çerçevesinde yazıldı. 

Balfour bildirisinde Londra'nın İsraillilerin sözde ulusal evinin Filistin topraklarında inşasına destek verilmesindeki olumlu yaklaşımı açıklandı.   Balfour deklarasyonu gerçekte Arthur James Balfour'un yazdığı bu mektubunun başlığıdır. Bu mektupta dönem İngiltere dışişleri bakanı ülkesinin Yahudiler için Filistin topraklarında bir vatan inşa etmek için ellerinden geleni yapacakları sözü verilmektedir. Halbuki o dönemde Filistin hala Osmanlı imparatorluğunun bir parçası sayılırdı. 

Bu çerçevede Theodor Hertzel  İsviçre'de düzenlenen 29 Ağustos 1897 Dünya Siyonistleri Kongresinde  şöyle bir açıklamada bulunmuş ve dikkatleri üzerine çekmişti: "Biz, bir gün Yahudi milletinin mesken tutacağı bir evin temellerini atmaktayız. "

Bu olayın 20 yıl ardından ise İngiltere'nin İsrail adlı gayrı meşru bir yapının Filistin'in kalbinde oluşturulmasındaki sinsi planı ortaya çıktı. Bu şom planlar çerçevesinde yayımlanan Balfour bildirisi ise Siyonist Rejim İsrail'in kurulmasındaki ilk adımlardan sayılırdı.  İngiltere gerçekte sömürgeci girişimleri ile Siyonist Rejim İsrail'in temellerinin atılmasına zemin hazırladı. İngiltere'nin yanı sıra, Fransa ve diğer Batılı ülkeler de bu komploda rolleri oldu. 

 

Mescid-i Aksa hatibi Akrama Sabri Filistin'in Siyonist Rejim tarafından işgal edilmesi ve bu girişimin arka perdesi ile ilgili şöyle diyor: "Bu hususta Balfour deklarasyonuna değinmek şart. İngiltere tarafından yayımlanan ve gerçekte Filistin halkı aleyhindeki bu komplo ve hileyi hiç bir zaman unutmamak gerekir. "

Evet bu bildirinin yayımlanması Yahudileri Filistin topraklarına getirterek İngiltere ve Siyonistlerin koordinasyonu neticesinde uluslararası bir anlaşma haline getirildi. İşte o zamandan beri Filistin milleti ve halkı bu bildirinin olumsuz yanlarından hep etkilenmiştir. Buna ilaveten çekilen acılar sadece Filistin halkını değil tüm Arap ve İslam ülkeleri ve alemini de büyük sorunlarla karşı karşıya bırakmış oldu.  

Siyonist Rejim İsrail 1948 yılında kurulmasının ardından her daim iki hedef peşinden koşmuştur: 

ilk hedef işgalci olmasına rağmen meşruiyet kazanması. Tabii bu hedef gerçekleştirilememiştir. Çünkü Filistin direnişi Siyonist İsrail'in meşruiyetini her zaman engellemiştir. 

İkinci hedef Müslümanların ilk kıblesi sayılan Beytül Mukaddes'in ele geçirilmesi ve Kudüs ve Filistin topraklarının İslami hüviyetinin yok edilmesi. 

İşte bu doğrultuda İngiltere'nin sömürgeci siyasetleri özellikle de Balfour bildirisi İslam aleminin kalbinde onyıllarca süren bir çatışma ve güvensizlik ortamına neden olmuştur. 

İngiltere'nin eski dışişleri bakanı Jack Straw yaptığı mülakatta şöyle bir itirafta bulunmuştur: "Günümüz dünyasının yaşadığı sorunların çoğu, Araplar ve Siyonistlerin savaşı ve hatta Keşmir anlaşmazlıkları gibi sorunlar Britanya'nın geçmişteki kolonyalist siyasetlerinden kaynaklanmaktadır. "

Genel olarak Filistinlilerin durumu ve özel olarak da Filistinli mültecilerin durumu Siyonistlerin Balfour deklarasyonuna dayanarak kurdukları cinayet ve katliam yapısının sonucudur. 

İngiltere Balfour bildirisi ile Filistin topraklarının işgali için zemin hazırladı. 

El Arabi El Cedid haber sitesi Filistinli yazar Semir El Zeben kaleminden şöyle bir yazı yayımlamıştır: "Balfour bildirisinden yüzyıl geçmesine rağmen bu bildiri hala sömürgeci Britanya'nın cinayetlerinden sayılır. Tabii Britanya tarih boyunca sömürdüğü milletlere karşı türlü türlü cinayetlerde bulunmuştur. "

Siyonist Rejim tüm bu yıllar boyunca Filistin halkının üçte ikisi kadarını ihraç etmiş ve onların 550 şehir ve köyünü de yok ederek etnik bir temizlik yapmıştır. Bu rejim şimdiye dek Filistin halkı hakkında 180 kadar cinayet işlemiştir. Bu yıllarda Filistin halkı ya mülteci duruma düşmüş ya da işgal topaklarında hayatlarına devam ederek ayrımcılığa ve aşırı tehditlere maruz kalmıştır veya Gazze Şeridinde olduğu gibi çok yanlı topyekun bir kuşatma ile karşı karşıya kalmıştır. 

İşte bu cinayetler zaman aşırı unutulmayacak cinayetler sayılır. 

Kuşkusuz mazlum Filistin halkının bu zulümden kurtulması, insani, dini ve ahlaki bir görevdir. Tüm insanlık toplulukları küresel vatandaşlar dünya vatandaşları olarak bu yönde adım atmaları şart. Uluslararası arenada da insanların kendi kaderlerini belirleme hakkı Birleşmiş Milletler Anlaşmasında bile söz edilen bir hak olmuştur. 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise bu hususta Filistin halkının kaderlerini belirlemesi için bir referandum düzenlenmesini istemiştir. 

Ayetullah Hamanei akademik şahsiyetler ile görüşmesinde yaptığı konuşmada şöyle bir hatırlatmada da bulunuyor: "Her zaman söylemişiz. Tarihi Filistin topraklarında yönetimin yapısının belirlenmesi için dünyanın da kabul ettiği kamuoyuna baş vurma yöntemlerine baş vurulmasını öneriyoruz. En az 80 yıl kadar bu topraklarda yaşamış Filistin içinde veya dışında yaşayan tüm Filistinliler ister Müslümanlar ister Yahudi veya Hristiyanlar'ın görüşleri alınmalı onların referandumda oylarını bildirmeleri koşulları hazırlanmalıdır. 

 

İslam İnkılabı Lideri Beytüllahil Haram ziyaretçilerine verdiği mesajda da Filistin meselesinin Müslümanların en öncelikli siyasi konusu olduğuna vurgu yaparak şöyle bir hatırlatmada bulundu: " Son yüzyılların en büyük zulmü Filistin'de yaşanmıştır. Bu acı verici süreçte bir milletin, toprakları, evleri, tarlaları ve mal varlıkları, saygıları ve kimliklerine el konulmuştur. Ancak bu millet Allah'ın yardımları ile yenilmemiş ve sessiz kalmamış bugün de geçmişe göre daha coşkulu ve cesur bir şekilde meydana ayak basmıştır. Ancak bu çabaların sonuca varması için tüm Müslümanların yardımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. 

 

İslam İnkılabı Lideri Seyyid Ali Hamanei verdikleri bu mesajda zalim Amerika ve hain ortaklarının sinsi Yüzyılın Anlaşması planına da değinerek bu projenin insanlık topluluğu hakkında yapılan bir cinayet olduğunu ve düşmanın bu hilesinin etkisiz hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle buyurmuşlardır: "Allah'ın güç ve kuvvet vermesi ile emperyalist cephesinin tüm bu hileleri ve tuzakları direniş cephesinin himmeti ve imanı  karşısında yenilgiye uğrayacaktır. 

parstoday

Yorumlar