Araştırmacı Yazar Ahmet Erdem, İslam Devrimi Lideri İmam Hameney'in savaş sürecinde yayımladığı mesajlarından hareketle savaşın nasıl yönetildiğini analiz etti.
Araştırmacı Yazar Ahmet Erdem, İslam Devrimi Lideri İmam Hamaney'in savaş sürecinde yayımladığı mesajlarından hareketle savaşın nasıl yönetildiğini analiz etti.
Modern savaşların mühendisliğinde komuta yalnızca askeri saha ile sınırlı değildir; günümüzün hibrit savaşları aynı zamanda psikolojik, medyatik, siyasi ve ideolojik liderlik gerektirir.
Bu bağlamda, liderlik "meşruiyetin ve yönlendiriciliğin merkezi" olarak belirleyici bir konum kazanır. İran İslam Cumhuriyeti ile Siyonist rejim arasında 13-24 Haziran’da yaşanan 12 günlük savaş, Devrim Lideri'nin mesajlarının savaşın denklemine şekil verme, iç cephede birlik sağlama, bölgesel kamuoyunu yönlendirme ve uluslararası düzeyde caydırıcılık sınırlarını belirlemedeki rolünün en net şekilde izlenebildiği sahnelerden biriydi.
Bu savaş, Siyonist rejimin İran'ın kritik nükleer ve askeri tesislerine doğrudan saldırısıyla başladı. Bu saldırıda Natanz, Fordo, İsfahan ve Arak bölgeleri hedef alındı ve Silahlı Kuvvetlerin bazı üst düzey komutanları şehit oldu.
İlk saatlerde, Devrim Lideri televizyonda yaptığı açıklamada net ve kararlı bir dil kullanarak karşılık verme emrini verdi. Ardından, iki mesaj daha yayınlayarak savaşın seyrini salt askeri mücadeleden daha stratejik bir çatışmaya taşıdı. Bu süreçte medya savaşı, uluslararası meşruiyet, toplumsal birlik ve ABD'nin gizli planlarının ifşası gibi unsurlar devreye girdi.
Bu yazı, Devrim Lideri'nin üç kritik mesajını inceleyerek, aşamalı bir şekilde yayımladığı mesajlarla savaşın askeri, psikolojik ve siyasi düzeylerde nasıl yönetildiğini ve mühendisliğinin nasıl yapıldığını ortaya koymayı amaçlıyor.
13 Haziran: İlk Mesaj – Kesin Karşılık: Şokun Kırılması, Anlatının Yerleşmesi, Caydırıcılığın Başlangıcı
Siyonistlerin saldırısının ardından ilk saatlerde Devrim Lideri, canlı yayında yaptığı konuşmada düşmanın açık saldırılarını anlatarak Silahlı Kuvvetlerin kesin bir karşılık vermeye hazır olduğunu duyurdu. Şu ifadeleri kullandı:
"Siyonist rejim büyük bir hata yaptı… Silahlı Kuvvetler hazır… İran İslam Cumhuriyeti, Allah'ın izniyle, Siyonist rejime galip gelecek… Hiçbir taviz söz konusu olmayacak."
Bu mesajın birkaç stratejik hedefi vardı:
- İlk psikolojik şokun kırılması: Resmi duruşun netleşmesiyle toplumdaki ilk korku ve belirsizlik kontrol altına alındı ve güçlü otoriteye dayalı bir sükunet sağlandı.
- Askeri karşılığın meşrulaştırılması: "İran topraklarına saldırı" vurgusuyla, karşılık verme eylemi meşru müdafaa çerçevesinde sunularak küresel kamuoyu için anlaşılır hale getirildi.
- Ulusal-siyasi birlik sağlama: Devrim Lideri, kesin bir dille sistemin pozisyonunu siysi cenah farklılıklarının ötesinde tanımlayarak ulusal birlik ve dayanışma zeminini hazırladı.
- Tel Aviv ve Washington'a açık uyarı: "Onlar için hayat acılaşacak" ve "Başlatan onlar oldu" gibi ifadelerle İran'ın karşılık verip vermeyeceği konusundaki şüpheler ortadan kaldırıldı.
Bu mesaj, yalnızca ilk şok dalgasını yönetmekle kalmadı, aynı zamanda Siyonist-Amerikan eksenine karşı aktif bir caydırıcılık sürecini başlattı.
18 Haziran: İkinci Mesaj – Savaş Alanının İstikrarı: Halk Direncinden Küresel Uyarıya
Savaşın beşinci gününde, çatışmaların en karmaşık evresinde Devrim Lideri, ikinci televizyon konuşmasıyla savaşın birçok boyutunu aynı anda hedef aldı. Halkın kendiliğinden düzenlediği gösteriler, Cuma namazları ve savaş günlerindeki direnişini öven Devrim Lideri, şunları söyledi:
"İran halkı gösterdi ki hem vakurdur, hem cesurdur, hem de olup bitenin farkındadır."
Ardından mesaj daha stratejik bir boyuta taşındı:
- ABD'nin Siyonist saldırıdaki rolünün ifşası: Devrim Lideri, ABD ile eşzamanlı yürütülen müzakerelere atıfta bulunarak Washington'ın askeri saldırılardaki doğrudan müdahalesini ortaya çıkardı ve İran'ın misilleme saldırılarının küresel meşruiyetini güçlendirdi.
- Anlatı cihadına çağrı: "Televizyon sunucusu bir kadının tekbir getirmesi" örneği üzerinden medya çalışanlarına ve aydınlara, savaşın anlatısını düşmanın elinden alma çağrısı yapıldı.
- ABD'ye stratejik uyarı: Devrim Lideri, "ABD'nin bu savaşa askeri müdahalesinin İran'ın kayıplarından çok daha ağır sonuçları olacaktır" diyerek bölgesel caydırıcılıkta bir zirve noktasına ulaştı.
- Yeni bir 'Dayatılan Savaş' tanımı: Artık yalnızca fiziksel savaş dayatması değil, "Barış dayatması" da emperyalist bir tuzak olarak tanımlandı ve İran halkının buna boyun eğmeyeceği vurgulandı.
Özetle, ikinci mesaj savaş alanını İran coğrafyasından bölgesel irade çatışmasına ve hatta küresel kamuoyuna taşıdı.
26 Haziran: Üçüncü Mesaj – Büyük Zafer: Savaşın Sonu, Caydırıcılığın Tescili, Nihai Hedefin Ortaya Konması
Askeri aşamanın sonunda Devrim Lideri, üçüncü mesajında şu açıklamayı yaptı:
"Siyonist rejim neredeyse çökertildi ve ezildi… ABD savaşa girdi ama hiçbir kazanım elde edemedi… Nihai hedefleri İran'ı teslim almaktı; bu asla gerçekleşmeyecek."
Bu mesaj, kazanımların özetlenmesi ve pekiştirilmesi işlevini gördü:
- İki düzeyde zafer ilanı: Siyonist rejimin askeri yenilgisi ve ABD'nin psikolojik-siyasi hezimeti, İran'ın zaferinin iki temel ayağı olarak sunuldu.
- ABD'nin gerçek stratejisinin ifşası: Devrim Lideri, Trump’ın "İran'ın teslim olması gerektiği" söylemlerine atıfta bulunarak Batı'nın asıl amacının zenginleştirmeden vazgeçmek değil, İran'ın bağımsızlığını yok etmek olduğunu açıkladı.
- İran'ın caydırıcılık gücünün tescili: El-Udeyd Üssü'ne yapılan başarılı saldırıya ve "bu eylemlerin tekrarlanabilir olduğu" vurgusuna değinilerek düşman eksenine daha sert bir mesaj verildi.
- Halkın ve şehitlerin yüceltilmesi: Mesaj, halkın rolüne, şehitlere ve Allah'a tevekküle vurgu yaparak savaş sonrası toplumsal manevi birliği güçlendirdi.
Sonuç: Üç Kritik Mesajla Savaşın Mühendisliği
Bu 12 günlük savaşta Devrim Lideri'nin üç mesajı, savaşın üç ana evresini yönetti:
1. Misilleme sürecinin başlatılması (13 Haziran): Ters şok etkisi yaratma ve caydırıcılığın başlaması.
2. Savaş alanının yönlendirilmesi ve düşman planının ifşası (18 Haziran): İç cephede moralin güçlendirilmesi ve bölgesel caydırıcılık.
3. Zaferin tescili ve düşman stratejisinin deşifresi (26 Haziran): Kazanımların sonuçlandırılması ve stratejik konumun korunması.
Bu mesajlar yalnızca siyasi açıklamalar veya propaganda söylemleri değil, aynı zamanda güvenlik-psikoloji-medya bileşenli komutalardı ve savaş alanını düşmanın kontrolünden çıkardı.
Sonuç olarak, bu mücadelede liderliğin rolü, akıllı savaşlar çağında etkili mesajlaşmanın bir milletin gerçek gücünün parçası olduğunu gösterdi. Savaşı kazanmak, coğrafi haritalardan önce zihinlerde ve kalplerde gerçekleşmelidir.