MUHAMMED MUSTAFA ŞAHİN HAMAS'IN ESİR SİYONİST ASKER HAMLESİNİ DEĞERLENDİRDİ
HAMAS, 05 Temmuz 2022 15:02
Hamas’ın askeri kanadı durumundaki İzzeddin el-Kassam Tugayları işgal rejimine yeni bir tokat attı. Bu tokat, Siyonist iç cephede adeta psikolojik savaşın bir bombası gibi patladı. Başını ağrıttığı gibi, Siyonist rejimin askeri ve güvenlik müessesesine güveni de yerle bir etti. Bu tokat, Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde’nin elindeki Siyonist askerlerden birinin sağlığının kötüleştiğini ve bununla ilgili görüntü yayınlayacağını duyurmasıdır. Gerçekten de birkaç saat sonra Kassam sözcüsünün ifade ettiği gibi, Kassam’a bağlı gölge birimi bir video yayınladı. Videoda, Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde’nin ifade ettiği gibi elindeki Siyonist esir askerlerden birinin sağlık durumunun kötüleştiği görünüyordu. Bu açıklama ve açıklamanın ardından yayınlanan görüntüler, işgal rejiminde bomba etkisi yaptı.
Filistinliler olarak direnişin elinde olan Siyonist asker Hişam Es-Seyyid’in direniş güçleri tarafından gördüğü muamele karşısında şaşırmadık. Bu durum bize sürpriz de gelmedi. Zira bu mücahitlerin ahlakıdır. Buna karşın esirlerimizin Siyonist işgal rejimi zindanlarında her türlü kötü muameleye maruz kaldıklarını, hasta olanların da gerektiği gibi tedavi görmedikleri ve bu konuda kasıtlı olarak ihmal edildiğini, bunun neticesinde acı ve ölüm yaşadıklarını biliyoruz.
Siyonist askerin bir savaş birliğinde hizmet ettiğini, silahını masum ve savunmasız Filistin halkına doğrulttuğunu bildiği halde direnişin Siyonist askere insani manada bu şekilde muamele etmesini büyük bir sevinçle seyrettik. Kassam Tugayları'nın bu dosya ile ilgili gösterdiği yüce örnek ve değer, herkese bu mücahitlerin İslam akidesine ve ahlaki değerlere göre hareket ettiğini gösterdi. Peki, bu durumda uluslar arası ve insani kurum ve kuruluşlar Siyonist işgal rejimi zindanlarında bulunan Filistinli esirlerle muamelede ‘insani muameleyi’ işgalciye kabul ettirebilir mi? Hasta olanların tedavi görmesini sağlayabilir, ağır ağır ölenlerin ölümlerine engel olabilirler mi? Gilat Şalit adlı işgalci esirin serbest bırakılması üzere yapılan takas anlaşmasının ardından işgal rejiminin anlaşmaya ihanet ederek, serbest bırakılan esirleri tekrar içeri aldığını unutmadık. Burada, Özgürlerin Vefası esir takası anlaşmasıyla serbest bırakıldıktan sonra tekrar tutuklanan esirlerin öncelikle bırakılmasının gerekliliği ortaya çıkar. Bu konuda, tecavüzlerin durması, anlaşmanın hiçe sayılmaması, Filistin halkının umutlarına tercüman olarak ve Siyonist askerleri de ailelerine kavuşturacak yeni bir esir takası anlaşmasını olgunlaştırmak için arabuluculara iş düşmektedir.
Kassam Tugayları bu açıklama ve görüntüsüyle, olayı görmezlikten gelen, askerlerin kurtarılması için toplumdan yükselen sesleri duymayan işgalcinin kalesine yeniden topu atmış oldu. Bu durum Siyonist partilerin söylemlerinde ve programlarında kendini iyice gösterecektir. Şu anda seçim arefesindeler. Bu haber ve görüntü, siyasi partilerin söylemlerine, tartışmalarına, seçim propagandalarına malzeme olacaktır. Bu söylemlerin pratikte zemin bulması ve direniş güçlerinin şartlarına göre ikinci bir özgürlerin vefası esir takası anlaşmasına vesile olması gerekir. Siyonist rejimde kamuoyu baskısı, Siyonist parti ve politikacıların samimiyetini yerle yeksan etti. Bu video onları krize sokacak ve onları arabulucular vasıtasıyla yeni bir takas anlaşması yapmaya zorlayacaktır.
Siyonist toplumu takip edenler, bunların ırka göre toplumu tasnif ettiklerini göreceklerdir. Mesela Aşkenaz ve Doğu Yahudileri var. Siyonist toplumda, farklı bölgelerden olan Yahudiler arasında sosyal ve ekonomik açı oldukça büyüktür. Doğu ve Batı Yahudileri arasındaki farklılıklar bariz bir şekilde görülüyor. Doğu Yahudileri ve Arap asıllı Yahudilerle, Yahudilere hizmet eden Dürziler, başka yerlerden kaçan ajanlar listenin son kısmında yer alıyor. Bunlarla, Afrika kökenli siyah renkli Yahudiler bu kategoridedir. İşgal rejimi liderleri bunları devletin hizmetçileri olarak görüyor. Bunlar, hiçbir zaman tam vatandaşlık seviyesine çıkmamışlardır. Onların bu tutumunu direnişin elindeki dört esire karşılık tutumunda da görmek mümkündür. Mesela işgal rejimi, direnişin elindeki esir askerlerden Aroon ve Hedar Golden’in serbest bırakılmasını isterken, Abraham Menğesto ve Es-Seyyid’i görmezlikten geliyor. Çünkü ilk ikisinin saf Yahudi kanı taşıdıklarını düşünüyorlar. Dolayısıyla onların takip edilmesi ve salıverilmeleri için çaba gösterilmesi gerekir. Bu, ırkçılığın Siyonist toplumun içine kadar sirayet ettiğini gösteriyor. Siyonist toplumun hükümetin bu esirleri görmezlikten gelen tutumuna karşı tepkisinde de aynı şeyi görüyoruz. İşgal hükümetindeki Esirlerle Kaybolanlar İşleri Koordinatörü Moje Tal daha önce şöyle demişti:
“Hamas hareketinin esirlerle ilgili açıklamasını ciddiye almamız gerekir. Bununun hem bizim hem de hükümetimizin uyanması için bir çağrı olduğunu düşünüyorum.”
Bu tablo Siyonist iç cephenin işgal hükümetine güvenini yitirdiğini gösteriyor. Bu da, Kassam’ın işgal rejiminde bir tür zaaf ve bocalamayı oluşturmayı başardığını ortaya koyuyor.
Buradan hareketle şunu açık ve net olarak söyleyebiliriz:
Kassam komutanları işgalci rejimine karşı psikolojik savaşta başarılı olmuştur. Uygun zamanda bomba mesajı işgalcinin zayıf noktası olan Siyonist rejimin bölünmüş toplum coğrafyasına yerleştirmeyi başarmıştır.
MUHAMMED MUSTAFA ŞAHİN
Filistin Enformasyon Merkezi
HAMAS, 05 Temmuz 2022 15:02
Yorumlar (0)