TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİSİ NEREYE KOŞUYOR? (ANALİZ)

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun işgal topraklarına ziyareti, Siyonist rejimin başkanı İshaac Herzog'un mart ayında Türkiye'ye gerçekleştirdiği ve Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmesinin ardından düzenlendi. Bölge gelişmelerini takip eden uzmanlara göre, Türkiye Dışişleri Bakanı'nın işgal topraklarına ziyaretinde, Ankara-Tel-Aviv ilişkilerinin gelişmesi ve iki tarafın siyasi işbirliğinin güçlendirilmesi gibi hedefler takip edildi.

Türkiye ile işgal rejiminin ilişkileri son senelerde inişli çıkışlı olmasına rağmen iki tarafın ekonomik ve ticari münasebetleri ve de güvenlik alanında işbirliği hiçbir zaman kesilmedi, tam tersine özellikle ticari ve ekonomik alanda arttı. Nitekim Türkiye Dışişleri Bakanı dün siyonist mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ile İsrail rejimi arasındaki ticari ilişkilere işaretle, geçen yıl Ankara- Tel Aviv arasındaki ticaret hacminin 8 milyar doları aştığını belirtti. Çavuşoğlu, aynı zamanda temiz enerji, yüksek teknoloji, tarımsal ürünler gibi diğer alanlarda da birçok fırsatın mevcut olduğuna işaret etti.

Son dönemlerde, Türkiye hükümetinin Filistin vatandaşlarını sınırdışı ettiği ve bu ülkede yaşayan çok sayıda Filistinli lideri de ihraç edip, Filistin devletinin başata Ankara ve İstanbul olmak üzeere Türkiye'nin diğer kentlerindeki ofislerini kapattığı bildiriliyor.

Oysa bundan önce Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkilileri, her daim mazlum Filistin milletini Siyonist rejimin işgali ve cinayetleri karşısında desteklediklerini vurguluyorlardı. Ancak Türkiye'de mali ve ekonomik krizin artmasının ardından Ankara yetkilileri, Filistin'e desteklerinin sadece lafta kaldığını kanıtladılar. Bu senelerde bile Türkiye ile Siyonist rejim arasında birçok konuda çok sayıda gizli görüşmelerin gündemde olduğu daha sonra ortaya çıktı.

Bu arada birçok uzman ve siyonist ve Azeri yetkililer, Türkiye ve korsan rejim ilişkilerinin yeniden başlaması konusunda Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in rolünün ciddi olduğunu bildiriyor.

Örneğin "Azİz" kurumu başkanı Lev Espivak, Herzog'un Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Aliyev'in de orada bulunduğuna dikkat çekti. 

Medyada da bu konuya yer verilerek, Aliyev'in Herzog'un Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Türkiye'de bulunduğu bildirildi.

Türkiye'nin Kudüs'te büyükelçiliğinin açılmasına ilişkin çabalar büyük önem arz etmekte ve bunun için yoğun şekilde çalışmaktadır. 

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da işgal topraklarına gitmeden önce yaptığı açıklamada, karşılıklı büyükelçileri atama konusunun Tel-Aviv'de ele alınacağını söylemişti.

Siyonisy düşünürlerden ve İsrail'de Türk Yahudi Derneği eski Başkanı Zali Di Toldo da, İlham Aliyev ile çok iyi ilişkilere sahip olduklarını, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Türkiye ve İsrail rejimi ilişkilerini iyileştirebileceğini ifade etmişti.

Hatırlanacağı üzere, 1949 yılında Siyonist rejimi ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye'ydi. İki taraf arasında ekonomik, siyasi, güvenlik amaçlı ve askeri ilişkilerin gelişmesi, o dönemden itibaren başlayıp, devam etti. Ancak Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan iktidara geldikten sonra, Siyonist rejime karşı görünüşte sert bir tutum ortaya koyarak, Filistin halkını her alanda destekleyeceğini söylüyordu. Hamas'ın ofislerinin kapatılması ve Filistinlilerin sınır dışı edilmesi gibi Erdoğan'ın son tavırları ise, mazlum Filistin halkına, Türk yöneticilerine pek bel bağlamamaları gerektiğini kanıtlamış oldu.

parstoday

İSLAM ÜLKELERİ, 27 Mayıs 2022 04:25