DR. REZKA'DAN ÖNEMLİ ÇAĞRI VE YÜREK SIZLATAN YAZI : ARAP ÜLKELERİNDEN FİLİSTİN'E YAPILAN YARDIMLAR NEDEN KESİLDİ?

Daha önceki makalelerimizde Filistin’de tutulan orucun Arap başkentlerinde tutulan oruçlardan farklı olduğunu ifade etmiştik. Çünkü Filistin’de tutulan oruçla birlikte Arap ülkelerinde olmayan Siyonist düşmana karşı cihad ve direniş faaliyetleri de sürdürülüyor.

İşgal altındaki Kudüs ile Gazze’de yaşayanların düşmana karşı gösterdikleri direniş, cihad ve nöbetler, oruç tutanların hayatını her gün meşgul ediyor.

Filistin’de oruç tutanlar namaz ve Kur’an tertilini takip ettikleri gibi, Siyonist Tapınak Cemaaatleri mensuplarının Mescidi Aksa’ya baskınlarını da takip edip karşı durmaya çalışıyorlar. Onlar küçük ve büyük olmak üzere iki cihadı birlikte yaşıyor.

Arap ülkelerindeki kardeşlerimiz şu anda sadece oruç tutuyor ve namaz kılabiliyorlar. Hükümetleri, Kudüs’ün nöbetine ve düşmana karşı cihada katılmaktan menediyor. 

Diğer taraftan Körfez ülkelerindeki zengin kardeşlerimiz de daha önce nöbet tutan kardeşlerine yardım gönderdikleri gibi, şehit ve esir ailelerine de zekâtlarını gönderiyorlardı. Ancak üzülerek belirtelim ki bu yardımlar yıllar önce kesildi. Bu ülkeler düşmanla ilişkilerini normalleştirmeden önce kesildi ve kesinti hâlâ devam ediyor. 

Ortada zekât ve yardımların kesilmesinden daha acı verici bir durum var. Filistin ve Gazze için yardım toplayan bazı kimseler şu anda Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde hapis yatıyor. Hamas ve Gazze’ye yardım topladıkları suçlamasıyla bunlardan bazılarına on beş yıl hapis cezası verildi.

Zindanlarda olan bu insanlar Ramazan ayında daha fazla acı hissediyorlar. Çünkü, çevrelerinde fakir, muhtaç ve borçlu olanlarla, Allah yolunda cihad edenlere dağıtılmak üzere Allah için yaptıkları yardımları hatırlıyorlar.

Bunları yazmak durumundayız. Çünkü ben acının bir kısmını daha önce yardım alan ailelerin yüzünde okuyorum. Aynı şekilde Suudi Arabistan ile Körfez ülkelerinin engel çıkarmadıkları yıllarda fakir ve muhtaçlara uzanan o beyaz ve tertemiz elleri de hatırlıyorum. 

Ve bugün… Fakirleri, muhtaçları, dul ve yetimleri besleyen Arap ülkelerindeki bu kaynaklar tamamen kurudu.

Mücahitler, cihad mermisi ya da Filistin’in soğuk günlerinde kendisini koruyacak askeri elbise alma konusunda yardım edecek birini artık bulamıyor. 

Aslında Arap ülkelerindeki Kadir gecesinin ihyasının Filistin’de ihya edilmesi gibi olması gerekir. Birebir aynı olması lazım. Çünkü dinimiz birdir. Müslümanların tek bir vücut gibi olması/davranması gerekir. Filistin dışında Kadir gecesini ihya edenlerin Filistin halkına, mücahitlere, Kudüs’te nöbet tutanlara (en azından) dua etmeleri gerekir. Özellikle bazılarının hükümetlerinden bu kaynakları kurutma politikasını gözden geçirmelerini talep eden makale yazması, sosyal medyada mesaj yayınlaması yerinde olacaktır. Yine yazılarında kral ve başkanlara çağrıda bulunarak tutukluları serbest bırakmalarını talep edebilirler. Şayet onları affetme ve serbest bırakma ya da itibarlarını geri verme işi zor ise, bunların Gazze’ye ve ailelerine dönmeleri için sınır dışı edilmelerinde bir beis yoktur.

Bu, Filistin’deki orucun durumudur. Allah Filistin’i, Arap ve İslam ülkelerinde Müslümanları ve dinlerini korusun. Burada tutulan orucun diğer Arap ve İslam ülkelerinde tutulan oruçtan oldukça farklı olduğunu düşünüyorum. 

Dayanağımız Allah’tır. 

Ramazan bayramınız mübarek olsun…

Filistin Enformasyon Merkezi

KUDÜS, 01 Mayıs 2022 11:39