Filistin İslami Cihat hareketi, korsan İsrail tarafından iki liderine düzenlenen suikast olaylarına gösterdiği tepkide kaçıncı kez bu rejime ağır bir hezimeti dayattı.
Filistin İslami Cihat hareketinin işgal altındaki toprakları füze yağmuruna tutmasından henüz üç gün geçmeden siyonist rejim elebaşıları yalvararak ateşkes talebinde bulunup İslami Cihat hareketinin şartlarını kabul etmek zorunda kaldı. Gerçekten de ABD, Avrupa ve Rusya’nın en gelişmiş silahları ile donatılan bir rejim için bundan daha ağır bir yenilgi düşünülemezdi.
Son yıllarda korsan İsrail Filistin’de Kassam ve Kudüs tugaylarının liderlerini ve komutanlarını katlederek Filistin’de İslami direnişe darbe vurmaya çalıştı. Gerçi direniş liderlerine suikast düzenlemek ve onları şehit etmek, siyonistler için görecede bir güvenlik yaratabilir ve bu cinayetleri ile Filistin direnişini etkilediklerini düşünmeleri muhtemeldir. Ancak gerçek şu ki pratikte böyle bir şey olmaz, zira Filistin davası ve Filistin milletinin siyonistlerle mücadelesi bireylerden bağımsızdır, nitekim eğer siyonistlerin estirdiği terör ve suikast listesine bakacak olursak, bu canilerin son yıllarda çok sayıda direniş liderlerine suikast düzenledikleri, fakat bu cinayetler Filistin milletinin siyonistlerin işgali ile mücadele iradesini asla etkilemediği anlaşılır.
Öte yandan işgal altındaki Filistin’in füze yağmuruna tutulması da çeşitli açılardan ele alınabilir. Siyonistler milyarlarca dolar harcamak ve Demir kubbe adını verdikleri hava savunma sistemini kurmakla işgal altındaki kentleri Lübnan ve Filistin İslami direnişinin füzeleri ve İHA’larından koruyabileceklerini zannediyordu. Ancak Lübnan ve Filistin İslami direnişinin siyonist rejimin saldırılarına tepkileri, Tel aviv elebaşılarına ve işgal altındaki Filistin’de yaşayan siyonistlere bu bölgenin hava sahasını direniş füzeleri ve İHA’larına kapatmanın bir kuruntudan ibaret olduğunu gösterdi.
İşgal altındaki Filistin’e düzenlenen son füzeli saldırılar, bir milyon siyonisti evlerini terk ederek sığınaklara sığınmak zorunda bıraktı. Korsan İsrail Dışişleri Bakanlığı Filistin direnişinin İslami cihat komutanlarına düzenlenen suikastlere gösterdiği tepki sırasında işgal altındaki topraklara hakim olan durumla ilgili yayımladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
İsrail’in güneyi ve merkezi genelinde siren sesleri duyulmaya başladı; bir milyon İsrailli sığınaklara girdi; okullar ve iş yerleri kapatıldı.
İsrail’de medya siyonist yerleşkeler füze yağmuruna tutulmasından sonra yayımladıkları haberlerde, Filistin İslami Cihat hareketi 11 Kasım savaşında yeni bir füzeyi kullandığını, bu konu Tel aviv’de direnişin askeri gücü hakkında paniğe yol açtığını duyurdu.
Siyonist rejimin kanal 13 adlı TV kanalı bir rapor yayımlayarak şu ifadelere yer verdi: Filistin İslami Cihat hareketi İsrail’i 300 kg ağırlığında savaş başlığı olan bir füze ile hedef aldı. Bu füze Gazze yakınında bulunan yerleşkelerin arasında bir noktaya isabet etti ve 2 metre derinliğinde ve 16 metre çapında bir çukur açtı. Bu füze, Gazze’de Filistinli grupların bundan önce kullandıkları füzelere nazaran çok daha patlayıcı madde içeriyordu ve İsrail’i şaşırttı.
Bu füze Gazze’de imal edilmiştir. Filistin İslami Cihat hareketinin askeri kanadı Kudüs tugayları bundan bir süre önce Barak-120 adlı yeni füzelerini görücüye çıkardı ve tamamen kendi ürünleri olduğunu açıkladı.
Konu hakkında bir bildiri yayımlayana Filistin İslami Cihat hareketi, Barak-120 füzesi hareketin askeri kanadının envanterine katıldığını ve ilk kez Hazira adlı siyonist yerleşkeye karşı kullanıldığını belirtti. Bildiride söz konusu yeni füze, bundan önce görücüye çıkan füzelerinin gelişmiş versiyonu ve isabet gücü daha yüksek olduğu belirtildi. Kudüs tugayları Sözcüsü Ebu Hamza da Barak-120 füzesi işgalci rejimin savaş sırasında tüm hesaplarını altüst ettiğini kaydetti.
Aslında siyonistlerin Barak-120 füzesi işgal altındaki topraklarda belirlenen hedeflere isabet etmesinden sonra iyice şaşırdıkları açıkça ortadadır. Siyonist rejim parlamentosunun üyelerin Ufer Şileh, Filistin İslami Cihat hareketinin işgalci rejimle topyekun bir savaşta zafer kazandığını itiraf etti. Şileh, Filistin İslami Cihat hareketi Tel aviv’de hayatı felç ederek zaferini gözler önüne serdiğini vurguladı. Siyonist rejimle İslami Cihat hareketi arasında ateşkes ilanından bir kaç saat sonra açıklama yapan Şileh, İslami Cihat siyonistleri üç gün rehin aldığını kaydetti.
İsrailli siyaset meseleleri uzman Gal Perger de yaptığı değerlendirmede, Filistinli tüm direniş grupları İslami Cihat adına İsrail’i hedef aldıklarını belirtti. Siyonist uzman Perger, İsrail Kudüs tugayları komutanı Baha Ebulata’ya suikast düzenlemekle büyük bir hata işlediğini vurgulayarak şimdi tüm Filistinli gruplar İslami cihat adına İsrail’i hedef aldıklarını, bu gruplar bu konuda anlaşmaya vardıklarını, bu durumdan Netanyahu sorumlu olduğunu ifade etti.
Aslında Netanyahu’nun talimatı üzerine Filistin İslami direnişinin iki komutanına Gazze ve Şam’da suikast düzenlenmesi ve direnişin tepki olarak işgal altındaki Filistin’i füze yağmuruna tutma olayında yenilgiye uğrayan esas taraf, yine siyonist rejim İsrail’dir.
Korsan İsrail bir yılı aşkın bir süredir istikrarsızlık yaşıyor. Bu süre içerisinde iki kez erken seçime gidildi. Ancak Netanyahu tüm çabalarına rağmen her iki seçimden sonra yeni kabineyi kuramadı. Şimdi İsrail’de yeniden erken seçime gidilmesinden söz ediliyor. Siyonist rejim Başbakanı Netanyahu radikal sağcı siyonistlerin oylarını kazanmak için İslami cihat komutanlarına suikast düzenledi ve bu cinayeti üzerine büyük propaganda yaptı, fakat Netanyahu’nun daha önce de uyguladığı bu politika, siyonistlere hezimet ve İslami direnişin gücünü onların yüzüne vurmaktan başka getirisi olmadı. Nitekim Netanyahu bu iki suikast ve Filistin direnişinin gösterdiği füzeli tepki yüzünden işgal altındaki Filistin’de geniş eleştirilerin hedefi oldu.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Filistin direnişi Tel aviv’i füze yağmuruna tuttuğu sıralara sığına kaçan ilk kişilerden biriydi. Korsan İsrail’in genel kurmay eski Başkanı ve siyonist parlamenter Gabi Eşkinazi bu konu hakkında şöyle dedi: Bence Netanyahu’nun kaçarken fotoğrafı her İsrailliyi hüsrana uğrattı. Bizim bu tür sahnelere şahit olmamız asla hoş bir durum değil. Bence bu mesele iç siyaset hesapları ile hiç ilgisi yoktur ve sadece Netanyahu’nun direniş füzesinden kaçma sahnesi insanı sıkıntıya sokuyor ve rahatsız ediyor.
Korsan İsrail’de yayımlanan Maariv gazetesinin raporuna göre, siyonist rejim ordusu ve Mossad yetkilileri, Netanyahu seçim kampanyalarında orduyu ve Mossad’ı kullandığını belirtiyor. Aslında Netanyahu ister İsrail’de ister bölgede ve ister uluslararası arenada olsun, siyasi hayatı bitmiş bir politikacıdır. Nitekim İsrail de Netanyahu’nun liderliği döneminde dostlarını ve müttefiklerini kaybetmeye devam ediyor. Zira siyonistlerin bu dönemde işgalci ve sultacı politikalarını şiddetlendirmesi bu rejimin dostlarına ve hamilerine ağır bedel dayatmaya başladı ve bu yüzden artık bu rejime doğrudan destek vermek istemiyorlar. Nitekim Avrupa’nın ABD’nin İsrail’in yerleşke politikasına destek vermesine gösterdiği tepki de bu iddiayı doğrular niteliktedir. Avrupa ülkeleri bu desteği kınadı ve Lüksemburg ve yine Britanya’nın işçi partisi lideri Jeremy Corbin bağımsız Filistin devletinin tanınmasını istedi.
parstoday
Yorumlar (0)