İSLAMİ CİHAD'IN GÜCÜ SİYONİST REJİMİ ŞAŞIRTTI
İSLAMİ CİHAD, 22 Kasım 2019 14:46
İslami Cihad Hareketi Kudüs Seriyyeleri savaşçıları ve şehitlerinin adıyla imzasını attı. Bir sonraki aşamada, işgal gücünü stratejik bir adım atmadan önce çok düşünmek zorunda bırakacak birçok değişiklik olacağını herkese gösterdi. Fecir çığlığı operasyonu, savaşta nitelikli bir sıçrama yarattı. Önümüzdeki günlerde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Gazze Direnişi, Siyonist yerleşim birimlerine fırlattığı yüzlerce füzeyle, çatışma denkleminde zor bir rakam olduğunu kanıtlayan İslami Cihad Hareketini yalnızlaştıracağı zannedilen birçok denklemi değiştiren yeni angajman kurallarını belirledi.
Dil kurallarına göre, Arap gerçeklerinin sahnesini tanımlarken, giriş kısmında dipnotlarla dilediğiniz gibi güzel cümleler oluşturarak metni süsleyebilirsiniz. Ancak bu sistemlerin, size ateş açmak için sıçrama düdüğünü çalan örümcek kafalı savunucuları olduğunu söylemeye giderseniz hedefi kaçırmayın, çünkü aynı anda hem nişan alıyor hem de hedefleniyorsunuz. Bu durum, Direnişi terör olarak ilan etmek için seslerini yükselttikleri sırada bazı rejimlerin yuvarlandığı derin çukuru abartısız bir şekilde okuyan üç boyutlu bir görüntüdür.
On yıllar boyunca Direnişi ve halkıyla ateş altında olan Gazze, şahit olduğu savaşların hiç birinde teslim olmadı. Bu, beyaz bayrak yükseltmeyen bir halkın onurunun göstergesidir.
Arap Birliği'nin Gazze'ye açılan savaşı kınadığını ne duyduk ne de okuduk. Bu, söz konusu rejimlerin işgalci rejim liderleri ile görüşmeleri ve koordinasyonlarını açıklayan rejimler olduğu anlamına gelmez. İşgalin bazı Arap rejimleri ile yüksek seviyede koordinasyonunu açıklaması, gelecek aşamanın Direniş için daha tehlikeli olduğunu vurguluyor.
Gazze bugün direnişi, kararlılığıyla ve halkıyla, kendilerini hedef alan bu nişan alma ve suikastler savaşının Direnişi asla kıramayacağını yüksek sesle söylüyor. İslami Cihad Hareketinin kararı, Kudüs Seriyyelerinin komutanı şehid Beha Ebu Ata'yı son yolculuğuna uğurlamaya giden Filistin halkının kararıdır.
İslami Cihad'ın Şam'daki askeri yetkilisi olan Ekrem EL-Ajouri'nin evinin hedefleyen işgalcilerin bu hareketle vermek istedikleri mesajları, Filistin topraklarının bir zerresi için pazarlık etmeyen bu hareketi asla sindirmeyecektir.
Gazze Direnişi, Siyonist yerleşim birimlerine fırlattığı yüzlerce füzeyle, çatışma denkleminde zor bir rakam olduğunu kanıtlayan İslami Cihad Hareketini yalnızlaştıracağı zannedilen birçok denklemi değiştiren yeni angajman kurallarını belirledi. Gel gelelim ki, Filistin halkına ait olan bu hareketin hesapları Siyonist düşmanın beklentilerini karşılamadı. Kudüs Seriyyeleri Kuzey Bölge Komutanı Beha Ebu'l Ata'nın şehit edilmesi ve Hareketin askeri yetkilisi Ekrem El-Ajouri'ye düzenlenen suikast girişiminden bu yana gördüğümüz sahne, İslami Cihad Hareketinin işgale direniş konusunda sistematik bir vizyonun yanı sıra, Filistin içerisindeki işgali felce uğratacak, yerleşimcileri ateşkes için yalvartacak bir hedef bankasına sahip olduğunu ortaya koydu.
Filistin'deki İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad En-Nehale'nin El-Meyadin televizyon kanalına verdiği röportajda, akıtılan kanın İslami Cihad'ın değil Filistin halkının kanı olduğu ve denklemin özünün halkın direnişi kucaklaması olduğu vurgulandı.
Hareket, halkını savunuyor ve birilerinin dikte etmesini beklemiyor. Filistin halkının hakları üzerine ateşkes yapmadı ve Oslo Anlaşmasını Filistin'in başına gelmiş bir felaket olarak gördü. Bazı rejimlerden iyi davranış beklemeyen İslami Cihad'ın savaş kararı, tek başına bile olsa, acele ile düşünmeden alınmadı. Aksine derin bir okumada, bugün dayatılan savaşın beklemeye ve bazılarının dar hesaplarına ihtiyaç duymadığını gösteriyor.
Bu kez, işgal varlığı İslami Cihad Hareketinin liderlerini tasfiye girişimini geçmişteki gibi sürdüremedi. Burada savaşa katılanları beklemek ya da savaşın akışını kararlaştırılan hesaplara göre belirlemek mümkün değildir. Beklemek ve işgalin dayattığını kabul etmek, hareketin uzun çatışma anlayışı çerçevesinin dışına çıkan hesaplara girdiği anlamına gelir.
İslami Cihad Hareketi uzun yıllardır işgalin şartlarını asla kabul etmedi. Ulusal birlik ve koordinasyonu askeri ve siyasi ortak operasyonlar çerçevesinde savunuyor. Ancak bu kez sahada tek başına bile olsa, suikastları durduracak şartları dayatabildiğini tüm dünyanın gözleri önünde kanıtladı.
Direniş bugün üst düzeyli bir hazırlık içerisindedir. İslami Cihad Hareketi bu turda, aldığı yenilgiyi gerekçelendirmeye çalışan işgal güçleri ile savaşmak için yeterli kabiliyete sahiptir. Saldırıları sürdürebilecek güce de sahip olmasına rağmen, yetkililer İslami Cihad Hareketinin ateşkes kurallarına uyması gerektiğine dair açıklama yayınladı. İslami Cihad'ın Genel Sekreteri Ziyad En-Nehale, hareketin işgale karşı direnişine devam edeceği, halkını koruyacağı ve şehitlerin kanına sadık kalacağına dair kuşku bırakmayan demeçler verdi.
Fecir çığlığı operasyonu, Siyonist güvenlik yetkililerinin tanımlamasıyla, sert ve acı verici oldu. Bu savaşta Gazze ve Şam'dan gelen çifte mesajı okuyan Siyonist rejim için bu mesajın başlıkları ve askeri kurumun inşa etmeye çalıştığı şeyler hiç kolay olmayacak.
Siyonist Ulusal Araştırmalar Merkezi, savaşın Direnişin sembolleri ve eksenini kapsaması gerektiğini vurguluyor. Yakın tarihli bir araştırmada İslami Cihad Hareketinin radikalliğinin Siyonist ordunun performansını etkileyeceği kaydedildi. Bundan dolayı güvenlik organının bu gücü caydırmak için güçlü bir damga vurması gerektiği vurgusuna yer verildi.
Buna karşın İslami Cihad Hareketi Kudüs Seriyyeleri savaşçıları ve şehitlerinin adıyla imzasını attı. Bir sonraki aşamada, işgal gücünü stratejik bir adım atmadan önce çok düşünmek zorunda bırakacak birçok değişiklik olacağını herkese gösterdi.
Fecir çığlığı operasyonu, savaşta nitelikli bir sıçrama yarattı. Önümüzdeki günlerde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
İSLAMİ CİHAD, 22 Kasım 2019 14:46
Yorumlar (0)