DR. KEVİN BARRETT: BATI KAMUOYU ARTIK SİYONİSTLERE KARŞI

img
DR. KEVİN BARRETT: BATI KAMUOYU ARTIK SİYONİSTLERE KARŞI

ABD’li uzman Dr. Kevin Barrett: “Batı kamuoyu artık siyonistlere karşı. Aynı anda küresel Güney’in yükselişiyle birlikte uluslararası toplum, nihayet İsrail’in dokunulmazlığına ve işgal altındaki Filistin topraklarında kurulan soykırımcı yerleşimcilere son verecek gibi görünüyor.”

Amerikalı siyaset analisti ve İslam araştırmacısı Dr. Kevin Barrett, Qodsna’ya verdiği özel röportajda, uluslararası hukuka göre İran’ın, İsrail ve ABD tarafından yapılan tamamen sebepsiz saldırılara karşılık verme hakkına sahip olduğunu vurguladı. Barrett, “CNN, Foreign Policy ve siyonistlere ait Popular Mechanics gibi Batılı medya kuruluşları da bu savaşta İran’ın galip geldiğini kabul ediyor,” dedi.

Saldırının perde arkası

Siyonist rejim, bu yıl 12 Haziran’da İran topraklarına kapsamlı bir saldırı başlatarak, çeşitli askeri ve nükleer merkezleri hedef aldı. Saldırılar sırasında üst düzey askeri komutanlar, nükleer bilim insanları ve çok sayıda sivil şehit oldu.

İran’dan güçlü yanıt

İran Silahlı Kuvvetleri, bu saldırıya yanıt olarak, siyonist İsrail’in çok katmanlı füze savunma sistemlerini aşmayı başaran yeni nesil füzelerle belirlenen hedefleri vurdu. Bu saldırılarla Siyonist rejimin askeri ve endüstriyel altyapısı ciddi şekilde tahrip edildi.

ABD’nin doğrudan müdahalesi

Birkaç gün sonra ABD de İsrail’in yanında savaşa dahil olarak İran’ın üç kilit nükleer tesisini bombaladı. Bu saldırılarla birlikte İsrail ve ABD, BM Şartı’nı açıkça ihlal etmiş oldu. Siyonist rejimin İran’a yönelik saldırılarında binden fazla İranlının hayatını kaybettiği doğrulandı; kurbanların yarıdan fazlası sivil vatandaşlardı.

İsrail geri adım attı

ABD Başkanı Donald Trump’ın ateşkes çağrısının ardından, İsrail rejimi tek taraflı olarak saldırılarını durdurdu. Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon’un ifadesine göre Tel Aviv bu ateşkesi “kendisini kurtarmak için” kabul etmek zorunda kaldı, çünkü başlattığı saldırılar kendi kapasitesini aşmıştı.

Uluslararası tepkiler büyüyor

Çok sayıda uzman ve uluslararası kuruluş, İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik son saldırılarını kınayarak, bu adımları BM Şartı’nın açık bir ihlali ve bölgesel ile küresel istikrar için ciddi bir tehdit olarak değerlendirdi.

Bu bağlamda Qodsna muhabirleri, yabancı uzman ve analistlerle görüşerek konuya dair değerlendirmelerini aldı. Aşağıda, Amerikalı siyasi analist ve İslam araştırmacısı Dr. Kevin Barrett ile yapılan röportajın detayları yer alıyor.

Amerikalı siyaset analisti Dr. Kevin Barrett, İran İslam Cumhuriyeti’nin meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu belirterek, İsrail'in ABD ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın desteğiyle gerçekleştirdiği alçak saldırının ardından İran’ın son derece etkili bir şekilde karşılık verdiğini söyledi. Barrett, İran’ın siyonistlerin ünlü “Demir Kubbe” sistemini aşarak, işgal altındaki Filistin'deki çok sayıda hedefe füze fırlattığını ifade etti.

İsrail ağır kayıplar verdi

Barrett, saldırıdan bir hafta sonra İsrail’in ciddi bir çıkmaza girdiğinin ortaya çıktığını belirtti. İran’ın, Mossad’ın merkezini, İsrail’in en büyük petrol rafinerisini, Weizmann Bilim ve Araştırma Enstitüsü’nü ve Tel Aviv’deki “İsrail Pentagonu” olarak bilinen Kirya üssünü imha ettiğini aktaran Barrett, Siyonistlerin "girilmez" dediği, yüksek koruma altındaki Nevatim hava üssü dahil olmak üzere uzun bir hedef listesinin ciddi şekilde zarar gördüğünü kaydetti.

ABD’nin müdahalesi sonuç getirmedi

Barrett, bu gelişmelerin ardından panikleyen İsraillilerin ABD ile temasa geçtiğini ve ABD’nin ateşkese zemin hazırlamak amacıyla İran’ın bazı nükleer tesislerini bombaladığını ancak bu adımın herhangi bir sonuç vermediğini belirtti. İran ise ateşkesi kabul etmeden önce, Katar’daki Amerikan üssü El-Udeyd’i hedef alarak doğrudan bir yanıt verdi.

Uluslararası hukuk vurgusu

Barrett değerlendirmesine şöyle devam etti: “Uluslararası hukuka göre, İran İsrail ve ABD'nin tamamen sebepsiz saldırılarına misliyle karşılık verme hakkına sahiptir. Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesine göre, bir ülke saldırıya uğrarsa, orantılı güçle karşılık verebilir.”

Barrett ayrıca, BM Şartı’nın saldırgan tarafın saldırıyı durdurması durumunda misillemenin de sona ermesi gerektiğini vurguladığını belirtti ve bunun Kur’an-ı Kerim’deki ilkelerle de örtüştüğüne dikkat çekti. Bu bağlamda Bakara Suresi’nin 192. ayetine atıf yapan Barrett, “Eğer onlar saldırıdan vazgeçerse, bilin ki Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir” ayetinin, BM Şartı'ndaki yaklaşımı yansıttığını ifade etti.

Amerikalı İslam araştırmacısı Dr. Kevin Barrett, uluslararası hukukta savunma amaçlı saldırılar için gerekli olan “zorunluluk” ve “orantılılık” kriterlerinin İran tarafından açıkça yerine getirildiğini vurguladı. Barrett, İsrail’in İran’a yönelik sürpriz saldırısının, Trump’ın sahte diplomasisi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın saldırıdan hemen önce yayınladığı yanıltıcı raporla eş zamanlı gerçekleştiğine dikkat çekti.

Bu saldırının sonucunda yaklaşık bin İranlının şehit olduğunu belirten Barrett, hayatını kaybedenler arasında Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı General Hüseyin Selami ve İran’ın balistik füze programının başındaki General Emir Ali Hacızade’nin de bulunduğunu ifade etti. Barrett, İsrail’in sadece bir subay ya da bilim insanını hedef almak için tüm konut alanlarını yıkarak yüzlerce sivil İranlının kasten katledildiğini söyledi.

İran sivil değil, askeri hedefleri vurdu

Barrett, İran’ın sadece askeri ve stratejik hedefleri vurduğunu, sivillere zarar vermediğini belirterek, bu tavrın Kur’anî hükümlere uygun olduğunu ifade etti. İran’ın misillemesinin o kadar yıkıcı olduğunu söyleyen Barrett, “Siyonistler derhal bu durumdan çıkmanın yollarını aramaya başladı,” dedi. Barrett, CNN, Foreign Policy ve siyonistlere ait Popular Mechanics gibi Batılı medya organlarının dahi İran’ın bu savaşta galip geldiğini kabul ettiğini kaydetti.

Trump medyayı tehdit etti

Barrett’e göre, Donald Trump’ın İran’a yönelik saldırısının başarısızlığına dair doğru haber yaptığı için Trump, New York Times ve CNN gibi iki büyük Amerikan medya kuruluşunu dava etmekle tehdit etti.

İsrail tarihinde bir ilk: Stratejik çöküş

Barrett, İran’ın İsrail’e yönelik bu güçlü yanıtının Filistinli ve Lübnanlı direniş hareketleri tarafından memnuniyetle karşılandığını belirtti. Bu saldırının direniş ekseni üzerindeki etkisine dikkat çeken Barrett, şunları kaydetti:

“İran’ın İsrail’in stratejik hedeflerini yerle bir etmesi, Siyonist rejimin tarihinde ilk kez bu denli büyük bir darbe aldığını ve açık şekilde mağlup olduğunu gösteriyor. İsrailliler artık İran’ın füze saldırılarına karşı savunmasız olduklarını çok iyi biliyor. İran, isterse İsrail’i tümüyle yok edebilir. Ancak bunu bir anda yapmayacaktır; çünkü böyle bir adım, nükleer intikamı tetikleyebilir.”

Amerikalı siyaset analisti Dr. Kevin Barrett, İsrailli eski futbolcu, yazar ve siyasi analist Alon Mizrahi’nin açıklamalarına atıfta bulunarak, Netanyahu hükümetinin İran’a yeniden saldırması durumunda çok daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını söyledi. Barrett, Mizrahi’nin şu ifadelerini aktardı:

“Bu savaşın bir sonraki aşaması İsrail için çok daha yıkıcı olacak. Öyle ki, İsrail’i tamamen felç edecek ve ‘devleti’ hareketsiz hâle getirecek. İsrail ordusunun tugay ve birlik komutanlıkları ortadan kalkacak; çünkü tüm komuta merkezleri büyük, yıkıcı füzelerle vurulacak. Bu kez daha önce görmeye alışık olduğumuz küçük füzelerle değil... Temelde, İsrail bir ‘devlet’ olarak işlevini kaybedecek ve çalışamaz hâle gelecek.”

Filistinliler İran’ın başarısından güç aldı

Barrett, Filistinlilerin İran’ın siyonist soykırımcılara karşı elde ettiği başarıdan büyük moral kazandığını belirterek şunları kaydetti:

“Filistinliler, başlarına yağan ‘İran havai fişekleri’ karşısında büyük sevinç yaşadılar. Mizrahi’nin öngörüsüne göre, Netanyahu İran’a yeniden saldırırsa ve İran füzeleriyle İsrail daha da büyük bir darbe alırsa, Filistinliler yeni bir intifadaya kalkışabilir, Hizbullah yeniden sahaya dönebilir ve sonuçta Siyonist rejim çökebilir.”

Barrett sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu öngörüler gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin, İran’ın siyonist soykırımcılara karşı kazandığı zafer Filistin halkına büyük bir moral vermiştir. Şüphesiz ki ülkelerini işgalden kurtarmak için mücadelelerini daha da yoğunlaştıracaklardır.”

Siyonist Rejim Batı’nın Finansal Yapıları Tarafından Korunuyor, Ancak Halklar Uyanmaya Başladı

Amerikalı İslam araştırmacısı Dr. Kevin Barrett, Qodsna muhabirinin “Siyonist rejim, Filistin, İran, Yemen, Lübnan, Suriye ve bölgeye karşı savaşını sürdürmesine rağmen, uluslararası toplum neden bu suçları durdurmak için hiçbir şey yapmıyor?” şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:

“Siyonist rejim, Batı’nın hâkim kurumlarından – özellikle ‘finans dünyası’ olarak adlandırılan yapılar – tam destek alıyor. Bu yapı, paranın yönetimi, transferi ve yatırımına ilişkin faaliyetlerde bulunan banka, yatırım şirketleri ve mali kurumları kapsar. Bu sektör, genellikle dindar olmayan fakat İsrail’e son derece sadık olan zengin etnik Yahudilerin kontrolü altındadır. Siyonist Yahudilerin Batı’daki bankacılık ve finans sistemine hâkimiyeti, onlara medya kuruluşlarını satın alma ve siyasetçileri satın alarak etkileme imkânı tanımıştır.”

Barrett, siyonistlerin rüşvetin yanı sıra şantaj konusunda da çok becerikli ve etkili olduğunu belirtti. Bu bağlamda Jeffrey Epstein örneğini hatırlatarak, onun İsrail’in dış istihbarat servisi Mossad adına şantaj faaliyetleri yürüten açık bir örnek olduğunu, ancak onun gibi birçok kişi bulunduğunu söyledi. Barrett şöyle devam etti:
“Bu kişiler, Batılı siyasetçileri ve etkili liderleri tuzağa düşürmek, kontrol altına almak ve onları İsrail’in emirlerini yerine getirmeye zorlamakla görevlidir.”

“Batılı liderlerin çoğu siyonistlerin kontrolü altında”

Barrett, bu durumun sonucunda Batılı liderlerin neredeyse tamamının siyonistlerin kontrolü altında olduğunu vurguladı. Ancak halkların uyanmaya başladığını ve bu liderlere karşı harekete geçtiğini ifade etti. “Kamuoyu yoklamaları, artık Amerikalıların ve Avrupalıların çoğunun İsrail’e karşı olumsuz bir bakışa sahip olduğunu gösteriyor. Bu oldukça önemli bir dönüşümdür. Daha birkaç yıl öncesine kadar Batı kamuoyu büyük ölçüde siyonistleri destekliyordu,” dedi.

“Dünya tarihinde ilk kez bir soykırım canlı yayınla izleniyor”

Barrett, tarihte ilk kez bir soykırımın tüm dünyaya canlı olarak izletildiğini ve bu durumun Batı’daki kamuoyunu derinden etkilediğini belirtti. “Batı kamuoyu artık siyonistlere karşı. Aynı anda küresel Güney’in yükselişiyle birlikte uluslararası toplum, nihayet İsrail’in dokunulmazlığına ve işgal altındaki Filistin topraklarında kurulan soykırımcı yerleşimcilere son verecek gibi görünüyor,” dedi.

Dr. Barrett sözlerini şöyle tamamladı:
“Artık tek soru bu sürecin ne kadar süreceği ve bu geçişin ne kadar ölümcül olacağıdır.”

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!