MİCHAEL MİLSTEİN: İSRAİL GAZZE’DE BATAKLIĞA SAPLANDI

Milstein kaleme aldığı analiz yazısında, İsrail'in Gazze savaşıyla ilgili mevcut durumunu değerlendirdi ve önündeki olası senaryoları son derece olumsuz olarak nitelendirdi. 

Görüntülenme: 219 Tarih: 20 Nisan 2025 03:46
MİCHAEL MİLSTEİN: İSRAİL GAZZE’DE BATAKLIĞA SAPLANDI

Siyonist Moshe Dayan Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne bağlı Filistin Araştırmaları Derneği Başkanı Michael Milstein, Yediot Aharonot gazetesinde yayımlanan analizinde, İsrail’in yanlış bir strateji izleyerek Gazze savaşında bir bataklığa saplandığını ve savaşı sona erdirmeye ya da askeri operasyonları genişletmeye çalışsa da ciddi bir yenilgiyle karşı karşıya kalacağını belirtti. 

Qodsna’nın Yediot Aharonot’a dayandırdığı haberine göre, Milstein kaleme aldığı analiz yazısında, İsrail'in Gazze savaşıyla ilgili mevcut durumunu değerlendirdi ve önündeki olası senaryoları son derece olumsuz olarak nitelendirdi. 

Milstein’e göre, İsrail şu anda öyle bir durumla karşı karşıya ki sağlıklı bir karar alma kapasitesini kaybetmiş durumda. Bir yandan savaş sürdükçe esirlerin serbest kalmadığı görülürken, diğer yandan İsrail’in Gazze Şeridi’ni tamamen işgal etme kapasitesine dair iç kamuoyunda ciddi kuşkular artıyor. 

Ayrıca, Hamas’ın “savaş sona ermeden ve İsrail ordusu Gazze’den tamamen çekilmeden herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini” ilan etmesi, İsrail siyasi otoriteleri açısından savaşı sürdürme seçeneğini daha cazip hâle getiriyor. Nitekim İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Hamas’ın yanıtına karşılık olarak bu hareketin tamamen yok edilmesini, Gazze’nin tamamının işgal edilmesini ve eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen zorunlu göç planının uygulanmasını talep etti. Smotrich bu yolla esirlerin de kurtulacağını iddia etti. 

İsrail Kamuoyu Netanyahu Hükümetiyle Aynı Fikirde Değil  

Ancak İsrail kamuoyunun büyük bölümü bu görüşe katılmıyor ve hem “Gazze’yi işgal etmenin” hem de “esirleri kurtarmanın” aynı anda mümkün olamayacağını gayet iyi biliyor. 

Moshe Dayan Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne bağlı Filistin Araştırmaları Derneği Başkanı Michael Milstein’a göre, İsrail şu ana dek Gazze Şeridi’nin yüzde 40’ından fazlasını ele geçirmiş olsa da, bu durumun bölge üzerinde tam bir kontrol anlamına gelmediğini belirtti. 

Milstein, Yediot Aharonot gazetesindeki analizinde, İsrail’in Gazze’de savaşı genişletmeye çalışırken iki büyük engelle karşı karşıya olduğunu yazdı. Bu engellerden biri, yoğun nüfuslu kentsel alanlara girmek. Ona göre, bu alanlarda Hamas güçlü bir savaş kampanyası yürüterek İsrail’e ciddi kayıplar verdirebilir. Diğer engel ise Gazze nüfusu üzerinde tam kontrol kurmak; bu da bölgeye askeri yönetim dayatmak ve iki milyonluk, İsrail’e düşman bir halka hizmet sunmak anlamına geliyor. Milstein, bu koşullarda Filistinlilerin gerilla savaşı başlatma ve askeri operasyonlar düzenleme ihtimalinin, Gazze’nin işgalini son derece tehlikeli bir sürece dönüştürdüğünü ifade etti. 

Netanyahu Kamuoyunu Bilgilendirmiyor  

Araştırmacı, aynı zamanda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’de savaşı genişletme yönündeki tek taraflı kararlarını da eleştirdi. Bu karmaşık savaş koşullarında Netanyahu’nun kamuoyunu stratejik hedefler konusunda bilgilendirmediğini belirten Milstein, bu sürecin gizli tutulamayacağını vurguladı. Eğer hedef gerçekten Gazze’nin işgaliyse, halkın bu konuda bilgilendirilmesinin ve savaşın kapsamının açık şekilde ortaya konulmasının zorunlu olduğunu söyledi. Zira böyle bir senaryo, İsrail açısından ağır bir bedel anlamına gelirken, halkın yaşamını da uzun süreli olarak etkileyecektir. 

Milstein, ayrıca İsrail makamlarının büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu ve yedek asker seferberliğinde yaşanan ciddi sorunlar ile siyasi partiler arasında konuyla ilgili bir uzlaşı sağlanamamasının, Gazze’nin işgaline yönelik çabaları halktan gizlemelerine neden olduğunu kaydetti. 

Gazze İsrail’in Boğazında Takılı Bir Kemik  

Yediot Aharonot’taki analizine göre Milstein, mevcut durumda Gazze Şeridi’nin İsrail’in boğazında takılı bir kemik hâline geldiğini ifade etti. Savaşın genişlemesi durumunda İsrail’in esirleri kurtaramayacağını ve aynı zamanda Gazze’nin tamamını işgal etme kapasitesine dair iç şüphelerin giderek arttığını belirtti. 

Filistin Araştırmaları Derneği Başkanı Michael Milstein, mevcut koşullar altında İsrailli yetkililerin hem esirlerin serbest bırakılacağı hem de Gazze’nin tamamen işgal edileceği yönündeki vaatlerden vazgeçmek zorunda kaldığını belirterek, 7 Ekim’de başlayan “Aksa Tufanı Operasyonu”ndan bu yana bu gerçeği çeşitli sloganlarla örtmeye çalıştıklarını ifade etti. 

Milstein, “Hamas yenilmenin eşiğinde”, “İsrail’in artan gücü Hamas’ı esnekliğe zorlar” ve “Araplar topraklarının işgal edildiğini fark etmeden yaşıyor” gibi söylemlerin İsrail’e yalnızca yıpratıcı bir savaşın batağında saplanmaktan başka bir şey kazandırmadığını dile getirdi. Ona göre, İsrail bu durumda ne Hamas’ın siyasetini değiştirebilir ne de Gazze üzerindeki kontrolünü kaybetmeden ilerleyebilir; her iki senaryoda da ağır bir bedel ödemek zorunda kalacaktır. 

Hamas’ın Silahsızlandırılması Uzak Bir Hayal  

Milstein ayrıca İsrail'in Hamas ile yürüttüğü müzakerelerde dile getirdiği “Hamas’ın silahsızlandırılması” önerisinin, gerçeklikten uzak bir hayal olduğunu belirtti. Bu öneriyi “gerçeklikten kopuk ve ulaşılması imkânsız bir talep” olarak nitelendiren Milstein, İsrail rejimini Hamas’ı tanımayan, ne yaptığını bilmeyen bir hayvana benzetti. Bu yanlış varsayımların ve mantıksız taleplerin müzakere sürecini sabote ettiğini söyledi. 

Milstein, Hamas’ın açıkça silahsızlanmayı “kırmızı çizgi” ilan ettiğini hatırlatarak, hareketin üst düzey yetkililerinin bu konuda hemfikir olduğunu ve örgütün adındaki “M” harfinin “mukavemet” yani “direniş” anlamına geldiğini vurguladığını aktardı. Ona göre, bu harfin çıkarılması Hamas’ın kalbinin sökülmesiyle eşdeğer olurdu. Hamas için silahlı mücadele, varoluşunun temelini oluşturuyor ve bu nedenle silahlarını bırakmaları söz konusu değil. 

Analizinde İsrail’i, Hamas’ı hemen silahsızlandırma arzusundan vazgeçmeye çağıran Milstein, örgütün toplum içindeki kabul görmüş konumuna ve yapısal dayanıklılığına dikkat çekti. Lider kadrosunda zaman zaman yaşanan boşluklara, mali kriz söylentilerine ve halk arasında kimi şikayetlere rağmen, bunların Gazze’de Hamas’a yönelik ciddi bir iç krize dönüşmediğini belirtti. 

Hamas Gazze’de Egemen Güç  

Milstein, Hamas’ın savaşta ağır kayıplar vermesine rağmen hâlâ Gazze’de egemen güç olduğunu ve direncini sürdürdüğünü ifade etti. 

Moishe Dayan Düşünce Kuruluşu'ndan Filistin Araştırmaları Derneği Başkanı Michael Milstein, Hamas’ın uzun süredir sürdürdüğü direnişin temel sebebini ideolojik sadakat olarak nitelendirdi. Milstein, bu ideolojik bağlılığın, ağır kayıplara rağmen örgütün ayakta kalmasına olanak sağladığını ifade etti. İsrail ordusunun geçtiğimiz hafta Şucaiyye Taburu komutanının beşinci kez öldürüldüğünü duyurarak övündüğünü hatırlatan Milstein, “Bu durum, Hamas mensuplarının öleceklerini bile bile safları doldurma konusundaki cesaret ve kararlılığını ortaya koyuyor” dedi. 

Milstein analizinde, Netanyahu hükümetinin Gazze savaşında herhangi bir net stratejiye sahip olmadığını vurguladı. Ona göre, savaş artık belirli bir hedef ya da zaman çizelgesinden yoksun bir şekilde, tüm cephelerde – özellikle de Gazze’de – “bir vizyon” olarak değil, alışılmış bir durum olarak sürdürülüyor. 

Netanyahu’nun Gazze Stratejisi Kırılgan  

Netanyahu hükümetinin stratejisini, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı olma ihtimali üzerine inşa ettiğini kaydeden Milstein, bu politikanın İsrail’de bazı çevrelerce, uluslararası toplum ve Arap dünyası göz ardı edilerek, hayalî hedeflerin gerçekleştirileceği bir fırsat olarak görüldüğünü belirtti. 

Milstein, Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik mevcut stratejisini temelsiz ve kırılgan olarak tanımlayarak, bu yaklaşımın planlı ve sistematik bir çerçeveye oturmadığını, İsrailli yetkililerin zaman zaman ani ve beklenmedik yön değişikliklerine başvurduğunu söyledi. 

Analizde, İsrailli yetkililerin Gazze’den nüfusun tahliyesine dair beklentilerine rağmen, Trump’ın bu meseleye daha az ilgi gösterdiği belirtilirken, bu durumun özellikle Arap dünyası başta olmak üzere, İsrail’e uluslararası düzeyde ciddi siyasi zararlar verdiği ifade edildi. 

Amerika’nın İran İle Müzakere Başlatması İsrail’i Şaşırttı  

Milstein ayrıca, ABD'nin İran ile müzakere sürecini başlatmasının İsrail’de şaşkınlık yarattığını ve Tel Aviv’in, İran heyetinin deneyimi ve diplomatik becerisi karşısında, Amerikan temsilcilerinin yetersiz kalabileceğinden endişe ettiğini dile getirdi. 

Moishe Dayan Düşünce Kuruluşu üyesi Michael Milstein, ABD eski Başkanı Donald Trump'ın İsrail ürünlerine yüzde 17 oranında gümrük vergisi uygulamasının, Tel Aviv yönetimine karşı bazı kırmızı çizgileri olduğunu açıkça gösterdiğini belirtti. Milstein, Batı Şeria'nın bazı bölümlerinin ilhak edilmesini savunan çevrelerin, ABD’nin bu konuda koşulsuz destek vereceği yönündeki beklentilerinin gerçek dışı olduğunu ifade etti. 

Analizinin sonunda değerlendirmelerde bulunan Milstein, Gazze'ye yönelik savaşın yeniden başlamasının üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen, İsrail'in geldiği noktanın başlangıçtaki durumdan farksız olduğunu söyledi. İsrail’in şu anda daha karmaşık bir tabloyla karşı karşıya olduğunu vurgulayan uzman, ülkenin önünde yalnızca iki olumsuz senaryo bulunduğuna dikkat çekti. 

Milstein: Gazze’nin İşgali İçin Şartlar Müsait Değil  

Milstein'e göre, birinci senaryo savaşın devam etmesi ve genişletilmesi. Ancak bu seçeneğin Gazze'nin tamamen işgal edilmesine yol açması oldukça düşük bir ihtimal. Dahası, bu senaryonun İsrailli esirlerin kurtarılması açısından da herhangi bir sonuç getirmesi beklenmiyor. 

İkinci senaryo ise, İsrail’in savaşı sona erdirerek ordusunu Gazze'den çekmesi karşılığında bir esir takası anlaşmasına varması. Milstein, bu senaryonun da ciddi bir bedel gerektirdiğini, ancak savaşın sürdürülmesinin doğuracağı zararlardan daha az maliyetli olacağını vurguladı. 

Yazısının sonunda Milstein, İsrail'in Hamas’ı varoluşsal bir tehdit olarak görmesi gerektiğini belirtti. Bu tehdidin bertaraf edilmesi için büyük çaplı bir askeri operasyonun ve muhtemelen Gazze’nin işgalinin gerekli olduğunu söyledi. Ancak böyle bir senaryonun uygulanabilmesi için üç temel şartın karşılanması gerektiğini ifade etti: Akıllıca kurgulanmış bir strateji, savaşın genişlemesini destekleyen güçlü bir iç uzlaşı ve 7 Ekim sonrası gelişmelere aldırmaksızın kararlı bir liderlik. Milstein’a göre, şu an bu üç koşulun hiçbiri mevcut değil. 

www.kudusgunu.com

Yorumlar