Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF), Gazze Şeridi’nin İsrail’in sürdürdüğü soykırım savaşı ve insani yardımların engellenmesi sonucu, hem Filistin halkı hem de onlara destek vermeye çalışanlar için bir “toplu mezara” dönüştüğünü duyurdu.

Filistin Enformasyon Merkezi'nin haberine göre, İsrail işgal güçleri, Mart ayı başından bu yana Gazze'ye açılan sınır kapılarını tamamen kapalı tutuyor. Böylece, 7 Ekim 2023’te başlayan saldırılardan bu yana en uzun süreli insani yardım engeli yaşanıyor.

MSF tarafından 16 Nisan Çarşamba günü yayımlanan açıklamada, İsrail ordusunun düzenlediği ölümcül saldırıların, Gazze'de görev yapan insani yardım ve sağlık çalışanlarının güvenliğini açıkça hiçe saydığı belirtildi.

Kuruluş, İsrail’e kuşatmayı sonlandırması, sivilleri ve yardım çalışanlarını koruması yönünde çağrıda bulundu.

Açıklamada, MSF Gazze Acil Durum Koordinatörü Amandine Bazerol’un şu sözlerine yer verildi:
“Gazze artık Filistinliler ve onlara yardım etmeye çalışanlar için bir toplu mezar. Topyekûn bir yıkım ve zorla yerinden edilme sürecine hep birlikte tanıklık ediyoruz.”

Bazerol, insani müdahalenin güvenlik eksikliği ve malzeme yetersizliği nedeniyle büyük ölçüde durma noktasına geldiğini söyledi. “Ne Filistinliler ne de onlara yardım edenler için güvenli tek bir yer kaldı. Sağlık hizmetine erişim ise neredeyse tamamen tükenmiş durumda,” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de en az 409 yardım görevlisi hayatını kaybetti. Bunların büyük kısmı BM’ye bağlı UNRWA çalışanlarıydı. MSF de savaşın başından bu yana 11 personelini kaybetti; ikisi son iki hafta içinde görevleri başındayken yaşamını yitirdi.

MSF Fransa Direktörü Claire Magone da, yardım çalışanlarının kasıtlı hedef alınmasını şu sözlerle değerlendirdi:

“İnsani personelin bu şekilde öldürülmesi, İsrail güçlerinin uluslararası hukuka ve sağlık çalışanlarının korunmasına tamamen kayıtsız kaldığını gösteriyor. Bu durum karşısında İsrail’in müttefiklerinin sessiz kalması ve koşulsuz desteği, suistimalleri daha da teşvik ediyor.”

Magone, yaşanan saldırıların bağımsız ve uluslararası soruşturmalarla aydınlatılması gerektiğini vurguladı.
“MSF son haftalarda birçok sağlık çalışanının hayatını kaybettiği olaylara şahit oldu. İsrail’le kurulan insani koordinasyon mekanizması zaten başından beri yetersizdi, şimdi ise tamamen işlevsiz hale geldi ve sahada gerçek bir koruma sağlamıyor,” ifadelerini kullandı.

Magone, çok sayıda tesisin terk edilmek zorunda kaldığını, bazı sağlık merkezlerinde ise hasta ve personelin içeride mahsur kaldığını ve uzun süre güvenli çıkış sağlayamadığını aktardı.

MSF ekiplerinin 18 Mart’tan bu yana Kuzey Gazze’deki Endonezya Hastanesi’ne geri dönemediğini belirten Magone, sahra hastanesinden çocuklara hizmet vermek üzere planlanan müdahalenin, saldırılar nedeniyle gerçekleştirilemediğini ifade etti. Kuzey’deki mobil klinikler durduruldu, güneyde Refah’taki Şabura kliniğine ise ulaşım mümkün değil.

Gazze’deki ağır abluka, ilaç, yakıt ve gıda stoklarını kritik seviyelere düşürdü. Özellikle ağrı kesiciler, kronik hastalık ilaçları, antibiyotikler ve ameliyat malzemeleri tükenme noktasına geldi.

“Gazze’de yakıtın tükenmesi, hastanelerin işlevini yitirmesi anlamına geliyor. Jeneratörlere bağımlı olan sağlık tesisleri, hayati ameliyatları yapabilmek ve yoğun bakım hastalarını yaşatabilmek için elektriğe muhtaç,” dedi Magone.

İsrail’in bir aydan uzun süredir yardımların girişine kasten izin vermediğini söyleyen Magone, yardım çalışanlarının çaresizlik içinde insanların acı çekişini ve ölümünü izlemek zorunda kaldığını, kendilerinin de aynı ölümcül koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini ifade etti.

Açıklamanın sonunda MSF şu değerlendirmeyi yaptı:
“Gazze’de yaşananlar insani bir felaket değil, siyasi bir tercihtir. Bu, halkın hayatta kalma direncine yönelik kasıtlı bir saldırıdır ve hiçbir cezai yaptırıma uğramadan sürdürülmektedir.”

MSF, uluslararası topluma seslenerek İsrail’e, Filistin halkına uyguladığı toplu cezalandırma politikasını sona erdirmesi ve Gazze’de sivillerin yaşamını hedef almaktan vazgeçmesi yönünde güçlü baskılar yapılması çağrısında bulundu.