YDH'nin haberine göre, Ehud Olmert’in açıklamaları, İsrail toplumunda Gazze’ye yönelik süregelen savaşın ve Başbakan Benyamin Netanyahu’nun esir değişimi anlaşmalarını ve ateşkesi reddetmesinin yol açtığı derin bölünmelerin ve artan iç huzursuzluğun tam ortasında yapıldı.
Olmert, Haaretz gazetesinde kaleme aldığı yazısında, Netanyahu'nun teşvikiyle harekete geçen ve organize edilen bir grubun İsrail Yüksek Mahkemesi’ne yönelik saldırısını, ülkenin temel kurumlarını hedef alan planlı bir sürecin yeni aşaması olarak nitelendirdi.
Olmert’e göre bu kurumlara, yani "derin devlet" olarak bilinen yapılara karşı açılan savaş, Netanyahu’nun İsrail’in demokratik yapısını parçalayıp dönüştürmeye yönelik kapsamlı bir planının önemli bir parçası.
Henüz sokaklara taşmayan şiddetin ilk evresinde olunduğunu vurgulayan Olmert, şiddet yanlısı Yahudi milislerin şu anda saldırılarını yalnızca işgal altındaki topraklardaki Filistinlilere yönelttiğini belirtti. Ancak bunun sadece bir başlangıç olduğunu dile getirerek, Batı Şeria’da yaşananların savaş suçlarına en çok yaklaşan eylemler olduğunu ve yakın gelecekte bu suçların Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından ele alınmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Olmert, her gün Filistinlilere ait tarım arazilerinin ateşe verildiğini, evlerin yakıldığını ve mülklerin tahrip edildiğini hatırlatarak, İsrail polisinin Yahudi saldırganlara karşı harekete geçmekte başarısız olurken, Filistinli mağdurları hızla gözaltına alabilmesini eleştirdi.
Eski başbakan ayrıca, bölgede yaşanan şiddetin yalnızca radikal yerleşimcilerin işi olmadığını, bu şiddet atmosferinin Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki askeri birimlere de yansıdığını belirtti. Refah yakınlarında 15 Filistinli sağlık çalışanının hayatını kaybettiği olaya ilişkin soruşturmanın ise hâlâ tamamlanmadığını vurguladı.