KEMAL KEMAHLI'NIN AKSA TUFANI VE DİRENİŞ CEPHESİ KONUŞMASI

Kudüs Günü sitesi yayın yönetmeni Kemal Kemahlı, 15 Mart'ta Adana'da düzenlenen Gazze konferansında Aksa Tufanı ve Direniş Cephesi hakkında konuştu. 

Görüntülenme: 225 Tarih: 17 Mart 2025 23:57
KEMAL KEMAHLI'NIN AKSA TUFANI VE DİRENİŞ CEPHESİ KONUŞMASI

Kemal Kemahlı'nın Adana'da düzenlenen Gazze konferansında Aksa Tufanı ve Direniş Cephesi hakkında yaptığı konuşmanın geniş özeti şu şekildedir: 

Bismi Rabbi Şuheda
Bendeniz uzmanlık alanım olması hasebiyle kısaca Aksa Tufanı ve Direniş Cephesi ya da Direniş Ekseni hakkında konuşacağım inşallah. 
Direniş Cephesi dediğimizde aklımıza İran  İslam Cumhuriyeti'nin lokomotif olduğu Hamas ve İslami Cihad gibi Filistinli direniş gruplarının,  Hizbullah'ın Yemen'de Ensarullah'ın ve Iraklı direniş gruplarının oluşturduğu kader birliği yaptığı yapı akla geliyor
Aksa Tufanı operasyonunun 7 Ekim'de başlamasının ardından tüm dünyada ve özellikle İslam ülkelerinde Direniş Cephesi'nin aksa tufanı üzerindeki etkisi ve desteği konuşulmaya başlandı. 
Hizbullah, Şehit lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın emriyle, Hamas'tan hiçbir talep gelmemesine rağmen, 8 Ekim'de Aksa Tufanı'na destek eylemlerine başlamasına ve her gün en iyi askerlerini ve komutanlarını şehit vermesini rağmen İslam dünyasındaki bazı çevreler tarafından yargısız infaza maruz bırakıldı. 
Bu insafsız İslami çevreler, bu yolda en sonunda Seyyid Nasrallah'ın canını feda etmesini bile yeterli görmediler. 
29 Ekim'de yani savaşın başlamasından 22 gün sonra El Cezire'nin canlı yayınında programın sunucusu tarafından Hamas'ın önde gelen isimlerinden Musa Ebu Merzuk'a Hizbullah'a eleştiri yöneltmesi yönünde ısrarlı ve tuzak sorular soruldu. Merzuk, mutedil açıklamalar yapmasına rağmen devletin resmi Haber Ajansı bu açıklamaları çarptırdı. Yani İslam dünyasındaki bazı kesimler siyonist düşmanla uğraşmayı bırakıp Direniş Cephesi'nin bileşenleri arasında çatışma çıkarma peşine düştüler.
Yine tüm imkansızlıklara ve içinde bulunduğu zor duruma rağmen Yemen'in Gazze'ye verdiği desteği de bazı kesimler küçük görmeye ve toplum gözünde itibarsızlaştırmaya çalıştılar. 
Savaşın ilk aylarında İran İslam Cumhuriyeti'nin neden savaşa doğrudan müdahil olmadığı konusu da çok konuşuldu ve tartışıldı.
Tüm bağımsız siyasi gözlemciler, siyonist rejimin İran'ı bu savaşa doğrudan müdahil olmaya zorlayarak savaşın bölgeye ve hatta dünyaya yayılması stratejisini izlediğini ve bunun farkında olan İran'ın bu tuzağa düşmediğini belirttiler.
İran, Suriye'de büyükelçilik binasına yapılan saldırıya Sadık Vaat 1 Operasyonu ile cevap verdi. 
Yine Hamas lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da şehit edilmesine Sadık Vaat 2 Operasyonu ile cevap verdi.
Şimdi ise sırada siyonist rejimin misilleme saldırısına cevap hakkını kullanmak için beklenen Sadık Vaat 3 Operasyonu var.
Aksa Tufanı Savaşı'nın ilk aylarında şu konu oldukça çok tartışıldı; Hamas bu operasyonu planlarken direniş cephesinin diğer bileşenlerine yani direniş cephesinin lokomotif olan İran'a veya Hizbullah'a bilgi verdi mi?
Bu konuya 23 Ocak 2025 tarihinde Kassam Tugayları komutanlarından İzzettin el  Haddad, El Cezire televizyon kanalında cevap verdi. Haddad şunları söyledi: 'savaşın büyüklüğü ve beklenen sonuçları nedeniyle direniş eksenindeki kardeşlerimizi bu operasyondan haberdar ettik. Ancak bunu dar bir çerçevede yaptık.'
Son olarak şunu söylemek istiyorum direniş cephesi bileşenleri arasında bir velayet ilişkisi olmakla birlikte her bileşen kendi kararlarını kendi özgür iradesiyle almaktadır.

Not: Videonun tamamını izlemek için sağ alt köşedeki Farsça Aparat yazısının üstüne tıklayın. 

Yorumlar