KATAR GATE SKANDALI NETANYAHU'YU ZORA SOKTU

İsrail Başbakanlık Ofisi'nde çalışan üç yetkilinin Katar hükümetinden maddi ödeme aldığına dair yeni iddialar, Netanyahu’yu zor durumda bıraktı. 

Görüntülenme: 58 Tarih: 03 Mart 2025 00:26
KATAR GATE SKANDALI NETANYAHU'YU ZORA SOKTU

Tesnim'in haberine göre, İsrail Başbakanlık Ofisi’nde çalışan üç yetkilinin Katar hükümetinden ödeme aldığına dair ortaya çıkan iddialar, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yönetiminde yeni bir krize yol açtı.

İsrail’in iç istihbarat servisi Şin Bet’in konuya müdahil olmasından birkaç gün sonra, İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, başbakanlık ofisinin eski üyeleri ile Katar hükümeti arasındaki olası bağlantıları araştırmak üzere resmi bir soruşturma başlattı. İsrail basını, bu gelişmeyi “Katar Gate Skandalı” olarak adlandırırken, Netanyahu’nun üç yakın yardımcısının Katar’dan ödeme aldığına dair şüpheler olduğu bildirildi. Bu ödemelerin, İsrail toplumunda Katar’a yönelik algıyı olumlu yönde değiştirmek amacıyla yapıldığı iddia edilirken, özellikle Doha’nın Hamas ile esir takası müzakerelerindeki rolü ve 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması konularına dikkat çekildi.

Soruşturma kapsamında Netanyahu’nun ofisinde görev yapmış birçok isim incelemeye alındı. Bunlar arasında eski sözcüsü ve yardımcısı Eli Feldstein (gizli belgeleri sızdırdığı gerekçesiyle şu anda ev hapsinde), danışmanları Yonatan Urich ve İsrael Einhorn da yer alıyor. Başbakan’ın iki başka danışmanı hakkında da benzer suçlamalar nedeniyle soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Basına yansıyan bilgilere göre, Feldstein’in Katar tarafından finanse edilen bir uluslararası şirket ile temas kurarak, İsrailli gazetecileri Doha hakkında daha olumlu haberler yapmaya teşvik ettiği iddia ediliyor. Urich ve Einhorn’un ise Katar’ın 2022 Dünya Kupası sırasında itibarını düzeltmeye yönelik kampanyalara dahil olduğu belirtiliyor.

Başsavcılık, soruşturma kararının, Şin Bet yetkilileriyle yapılan üst düzey bir güvenlik toplantısının ardından alındığını açıkladı. Açıklamada, Başbakanlık Ofisi çalışanları ile Katar hükümeti arasındaki bağlantılara dair ciddi bulguların olduğu vurgulandı.

Muhalefet, soruşturmanın genişletilmesi çağrısında bulunurken, Yesh Atid Partisi lideri Yair Lapid, Başsavcının konuyu derinlemesine incelemesi gerektiğini söyledi. Demokrat Parti lideri Yair Golan ise bu olayın “ihanet” kapsamına girebileceğini öne sürerek Netanyahu ve ofisindeki herkesin sorgulanmasını talep etti.

Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud Partisi ise iddialara sert tepki göstererek, bunların siyasi amaçlı olduğunu savundu. Likud, Netanyahu’nun daha önce yargılandığı yolsuzluk davalarına atıfta bulunarak, hukuk sistemindeki zaafların ortaya çıkmasının ardından, bu tür yeni iddiaların gündeme getirildiğini öne sürdü.

Öte yandan Demokrat Parti milletvekili Gilad Kario, başsavcının soruşturma kararını destekleyerek, Netanyahu ve müttefiklerinin “Katar ile bağlantılı kişilere yönelik karalama kampanyasını” yoğunlaştırdığını söyledi. Yönetim Kalitesi Hareketi adlı bir sivil toplum kuruluşu da soruşturmanın derinleştirilmesi çağrısında bulunarak, skandala adı karışan tüm yetkililerin Başbakanlık Ofisi’nden derhal uzaklaştırılmasını talep etti.

Bu soruşturma, İsrail ve Katar arasındaki gerilimli ilişkiler bağlamında yürütülüyor. Her iki ülke arasında resmi diplomatik ilişkiler bulunmasa da 1996’da başlayan ticari iş birliği 2009’a kadar devam etmişti. Son dönemde Şin Bet’in de soruşturmaya dahil olması, Netanyahu ve hükümeti açısından ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda.

İsrail basını, Kasım 2024’te Başbakan Netanyahu’nun ofisinden gizli belgelerin sızdırılmasıyla ilgili yürütülen bir dava kapsamında, aralarında Eli Feldstein’in de bulunduğu dört kişinin tutuklandığını bildirmişti. Feldstein’in, hükümetin Hamas ile olası bir ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı kamuoyunu etkilemek amacıyla gizli bilgileri sızdırdığı iddia edilmişti.

Bu soruşturma, İsrail kamuoyunun Katar ve Netanyahu’nun çevresindeki üst düzey yetkililer arasındaki ilişkileri daha yakından sorgulamasına yol açabilir. İsrail yargısının davaya müdahil olması, ülkede hükümetin hesap verebilirliği konusunda artan toplumsal talepleri de güçlendirebilir.

Yorumlar