İsrailli gazeteci Gideon Levy'nin tanımıyla “1 Numaralı Siyasi Mahkûm” Halide Cerrar, İsrail toplama kamplarında uzun yıllar süren tutsaklık mücadelesinin ardından, İsrail işgali ile Gazze'deki imha savaşını destansı Aksa Tufanı ile zafere ulaştıran Filistin direnişi arasındaki ilk takasta özgürlüğüne kavuştu.  

Filistin'deki Birzeit Üniversitesi'nden siyaset bilimi alanında yüksek lisans derecesine sahip olan, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Siyasi Büro üyeliği, Filistin Yasama Meclisi'nde milletvekilliği ve Filistin Yasama Meclisi tutuklular dosyası başkanlığı görevlerinde bulunan 9 Şubat 1963 Nablus doğumlu Cerrar, uzun yıllar idari gözaltı, soruşturma ve sınır dışı edilme deneyimi yaşamış bir iş insanı olan Gassan Cerrar ile evli. Cerrar’ın Yafa ve kendisi esaret altındayken Temmuz 2021’de vefat eden Süha adında iki kızı var.

Filistinli lider ayrıca Filistin'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne katılım dosyasını takip eden Yüksek Ulusal Komite'nin bir üyesi olarak görev yaptı ve 1994'ten 2006'ya kadar “Addamir” Mahkum Bakım ve İnsan Hakları Vakfı'nın Direktörü olarak çalıştı ve daha sonra Vakfın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına atandı.

İsrail işgal rejimi tarafından Halide Cerrar'a yöneltilen tüm suçlamalar, siyasi faaliyetleri ve işgalci tarafından dayatılan askeri düzenlemeler kapsamında yasaklanmış bir örgüt olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ile olan ilişkisi ile ilgili.

İşgal yetkilileri, Cerrar'ın rehineleri destekleyen etkinliklere katılmasını ve serbest bırakılanları ziyaret etmesini tutuklanması için ek gerekçeler olarak gördü.

Filistinli lidere yönelik kampanya 1998 yılında, işgal altındaki Filistin toprakları içinde hareket etmesini kısıtlayan bir ev hapsi kararına tabi tutulmasıyla başladı.

2 Nisan 2015'te işgal güçleri onu Ramallah'taki evinde yakaladı, bölgeyi askeri araçlarla kuşattı, bir baskın düzenledi, binayı aradı ve kişisel eşyalarına el koyduktan sonra sorgulanmak üzere çeşitli İsrail askeri gözaltı tesislerine nakletti.

Bu sorgulamalar sırasında Cerrar, sessizlik hakkını ileri sürerek ve yemek yemeyi reddederek işgal rejimi istihbaratıyla iletişim kurmamayı tercih etti ve bu da Haşaron Kadın Cezaevine nakledilmesine yol açtı.

Aylar boyunca duruşmasının birkaç kez ertelenmesinin ardından, İsrail'deki Ofer Toplama Kampı'ndaki askeri mahkeme Aralık 2015'te onu 15 ay rehin aldı.

Cerrar daha sonra 3 Haziran 2016 tarihinde serbest bırakıldı.

Hapsedildiği süre boyunca, kan pıhtıları ve yüksek kolesterol seviyelerinden kaynaklanan yetersiz kan akışı nedeniyle beyin enfarktüsü geçirdi ve birçok kez hastaneye nakledilmesi gerekti.

2017 yazında İsrail işgal güçleri Cerrar'ı bir kez daha gözaltına aldı ve bir sonraki yılın Şubat ayında serbest bırakılmadan önce esaretini 2018'e kadar uzattı.

Ancak, Ekim 2019'un sonlarında tekrar tutuklandığı için özgürlüğü kısa sürdü.

Bu rehin alma, bir yıl dört ay süren uzun bir soruşturma ve mahkeme sürecine yol açtı ve 1 Mart 2021'de açıklanan bir kararla sonuçlandı.

Aynı yıl serbest bırakılmasının ardından Cerrar, Eylül ayında kızı Süha'nın mezarını ziyaret etti.

Aksa Tufanı destanından sonra, 26 Aralık 2023'te, işgalci İsrail onu tekrar tutukladı ve diğer kadın rehinelerle birlikte Damon toplama kampına yerleştirdi.

Daha sonra, işgal rejiminin yetkilileri onu Neve Tirzia toplama kampında hücre hapsine aldılar ve tecrit süresine ve gerekçesine ilişkin bilgi sakladılar.

Bu toplama kampında, Filistinli lider her gün ölüm tehdidiyle karşı karşıya kalmış, aşırı sıcaklıklarda fırını andıran ve havalandırması olmayan bir odaya hapsedilmiş.

Avukatı tarafından bildirildiği üzere, hayatta kalmak için gerekli oksijen moleküllerini bulmakta zorlanmış.

17 Ocak 2025'te, Gazze'de ateşkesin ilan edilmesinden iki gün sonra, İsrail medyası Halide Cerrar'ın takas anlaşmasına dahil edilecek Filistinli rehineler arasında yer aldığını duyurdu.

Bu ayın 20'sinin ilk saatlerinde Halide Cerrar, Gazze'nin kendi şartlarıyla imha savaşından zaferle çıkmasının ve erkek ve kadın rehinelere özgürlüklerinin kaçınılmaz olarak geleceğine dair verdiği sözü yerine getirmesinin ardından, özgürlüğünü ele geçirerek işgal rejimi hapishanelerinin dışındaki halkına geri döndü.

YDH