Hizbullah'ın işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Siyonist karşıtı operasyonlarının devam ederek merkeze doğru genişlemesinin ardından Hayfa Belediye Başkanı Yona Yahav, Salı günü yaptığı açıklamada, ekonomik Hayfa kentinin benzeri görülmemiş bir şekilde Hizbullah'ın ağır saldırılarına maruz kaldığını duyurdu.
Hayfa'da hayat durma noktasına geldi
Bu Siyonist yetkili şunları söyledi: Burada (Hayfa) her şey durdu, sokaklar boş ve dükkanlar kapalı.
Bu Siyonist yetkili İsrail ordusunu uyardı ve şunu vurguladı: Hayfa ekonomik olarak zayıflarsa bu konu İsrail'in tamamını etkileyecektir ve İsrail ancak kuzey cephesi güçlü olursa güçlü olacaktır.
Öte yandan Siyonist rejimin önde gelen araştırma merkezlerinden biri, Hizbullah'ın bu rejime yönelik saldırılarının nicelik ve niteliğini inceleyen raporunda şunları vurguladı: Hizbullah'ın saldırıları İsrail'in derinliklerine (İşgal Altındaki Filistin) doğru arttı ve partinin insansız hava araçları, kazanan.
Siyonist rejimin Alma Araştırma Merkezi bu konuyla ilgili şunları bildirdi: Geçtiğimiz ay Hizbullah'ın operasyonlarının hızı dört katına çıktı ve bu hareket sıklıkla İsrail'in (İşgal Altındaki Filistin) sınır bölgelerini hedef alıyor ve aynı zamanda hedeflerini daha uzak bölgelere doğru genişletiyor.
İbranice yayın yapan Walla internet sitesi bu Siyonist merkezden alıntı yaparak şunları yazdı: Geçtiğimiz Ekim ayında Hizbullah, savaşın başlamasından önceki aylara kıyasla İsrail'e yönelik saldırılarını 4 kat artırdı. İsrail ordusunun Lübnan'daki faaliyetlerinin genişlemesiyle birlikte İsrail'in kuzeyinde (İşgal Altındaki Filistin) kabinenin daha önce tahliye talimatı vermediği bölgelere 300'e yakın füze atıldı ve bu saldırıların önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşması bekleniyor.
Raporun devamında şu ifadelere yer veriliyor: Hizbullah, İsrail'e karşı gerçekleştirilen operasyonların yarısından fazlasını üstlendi ve bu sayede Ekim 2023'ten itibaren Hizbullah'ın operasyon sayısının ayda ortalama 270 operasyona ulaşacağı belirtiliyor. Hizbullah'ın geçtiğimiz ekim ayında gerçekleştirdiği operasyonlarda 40'ı İsrail ordusuna bağlı asker ve subaylar ile 10’u kuzey cephesindeki işgalci yerleşimci olmak üzere 54 kişi hayatını kaybetmişti.
Alma Siyonist Merkezi, raporunun devamında şunları vurguladı: Hizbullah'ın operasyonlarının yüzde 54'ü sınıra 5 kilometre uzaklıktaki yakın bölgelerde gerçekleştirildi ve yüzde 18,6'sı ise Lübnan'ın güneyindeki İsrail güçlerine yönelikti. Füze saldırılarının kapsamını genişletti ve bu saldırılar çoğunlukla sınır kasabalarına yönelik oldu.
Bu rapora göre Hizbullah, Ekim ayında Tel Aviv ve Guş Dan bölgesinde 12, Hayfa'da 25, Hayfa'nın kuzeyindeki el-Karyot bölgesinde 21, Carmel'de 17, Nahariye'de ise 21 saldırı gerçekleştirdi. Safed ve Ras al-Nakura'da da İsrail'e karşı 29 saldırı gerçekleşti.
Alma Araştırma Merkezi'ndeki Siyonist araştırmacılar Tell Perry ve Dana Folk, füzelerin Hizbullah'ın İsrail'in iç cephesine karşı ana silahı olduğunu ancak insansız hava araçlarının Hizbullah'ın asıl kozu olduğunu ve İsrail'e karşı yıpratma stratejisine hizmet ettiğini, dolayısıyla tek bir insansız hava aracı uçtuğunda binlerce İsrailli sığınaklara kaçtığını belirtti.
Siyonist rejimin Kanal-12 televizyonu, hafta sonu Hizbullah'ın işgal altındaki İsrail'in (Filistin) kuzey bölgelerine 400 füze attığını ve kuzeyde yaşayanların evlerine dönme niyetinde olmadığını çünkü füzelere ve insansız hava araçlarına yem olmak istemediklerini ifade ettiklerini vurguladı
Aynı bağlamda, Siyonist rejimin yedek albayı ve bu rejimin savunma teşkilatının eski bir yetkilisi olan Ghai Amosi, İsrail ordusunun Hizbullah'a karşı zaferden bahsederken uyarı sirenlerinin ise hala Tel Aviv’de duyulduğunu belirterek: ‘Tüm alanların savaş alanına çevrilmesi ve uyarı sirenlerinin sık sık çalınması İsrail yaşamında artık normal bir süreç haline geliyor ve bu çok tehlikeli ve çılgınca’ dedi.
Hayfa Üniversitesi öğrenci komitesi başkanı Yuriel Vaknin, öğrencilerin saldırı korkusu ve güvensizlik nedeniyle üniversiteye gelmeye cesaret edemediklerini açıkladı: ‘Lübnan'dan sık sık yapılan füze saldırıları nedeniyle üniversite yolu öğrenciler için tehlikeli. Özellikle Hizbullah'ın Hayfa'nın hedeflerinin merkezinde olduğunu vurguladığı bir durumda’
Bu bağlamda Jerusalem Post gazetesi, Hayfa'daki Siyonist bir yerleşimcinin şu sözlerini aktardı: ‘Uyanmak için çalar saatte ihtiyaç kalmadı çünkü Hayfa halkını uyandırma saatini Hizbullah belirliyor ve biz her gün sabah saat 7 civarında siren sesiyle uyanıyoruz ve pijamalarımızla sığınağa koşmak zorunda kalıyoruz.’
Siyonist rejimin Kanal-12 televizyonunun Arap işleri muhabiri Ohat Khamo da bu bağlamda şunları ifade etti: İsrail'de hiç kimse Hizbullah'ın saldırılarını artırmayacağı bir durumu farz edemez ve saldırıların tırmanacağına tanık olacağımız da açık. Dolayısıyla mültecilerin kuzey bölgelerine dönüşü için henüz çok erken.
İbranice yayın yapan Yediot Aharonot gazetesi de şunları yazdı: Kuzeydeki yerleşimciler İsrail ordusunun kuzey bölgelerine döneceğinin duyurulmasını beklemiyor. Daha ziyade burada güvenliğin sağlandığından emin olmaları gerekiyor. Kanıtlar, Hizbullah'ın füze kabiliyetini tam olarak koruduğunu, mevcut savaşın bitiminden sonra da kuzey cephesinde tehlikenin devam edeceğini ve buradan geri dönüşün olmadığını gösteriyor.
Kiryat Şmona Belediye Başkanı Avikhay Stern, Hizbullah ile Siyonist ordu arasındaki savaşın gölgesinde Filistin'in işgal altındaki kuzey kesiminde yaşanan kaotik durumu eleştirerek Siyonist ordunun genelkurmay başkanı Herzi Halevi’nin ‘Kuzey kentleri yerinden edilmiş insanların geri dönüşüne hazır olmalı’ sözlerine cevaben şunları söyledi: ‘Mültecilerin bu yerleşim yerlerine dönüş yolu çok uzun’
Siyonist rejimin Kanal-12 televizyonu da şunları belirtti: Unutmamalıyız ki, bu savaşın bitiminden ve mültecilerin kuzeydeki yerleşim birimlerine dönüşünden sonra bile İsrail'in güvenlik ve askeri kurumları, geri dönüş koşullarının sağlanmasına ilişkin olarak Lübnan'dan artık füzelerin atılmayacağını garanti edemez. Şu anda kuzey kasabalarının sakinleri çok kızgınken İsrail ordusunun komutanlarının, Hizbullah'ın aralıksız füze saldırıları sırasında yerinden edilenlerin geri dönüşü için gerekli koşulların sağlanacağı yönündeki iddiaları bu yerleşim yerlerinde yaşayanları daha da kızdırıyor.
Tesnim