ABD’de Evanjelistler, ülkenin iç ve dış politikaları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve genellikle muhafazakâr değerleri destekleyen siyasetçilerle aynı çizgide olurlar. Bu yüzden Evanjelistler seçimlerde belirleyici bir rol oynar ve genellikle İsrail’i destekleyen liderlerden yanadırlar. Çünkü İsrail’i İncil’deki kehanetlerin bir parçası olarak görürler.
Trump’ın kurtarıcılık düşüncesi ve Evanjelistlerle olan ilişkisi, ABD’de ülkeyi küresel kaderde belirleyici bir güç olarak gören özel bir siyasi düşünceyi teşvik etmiştir. Bu düşünce, Trump’ın İsrail konusundaki politikalarını ve İsrail’e kayıtsız şartsız desteğini etkilemiştir. Trump ve destekçileri, İsrail’i desteklemenin, İncil’deki vaatlerin gerçekleşmesi ve dünyayı kıyamet olaylarına yaklaştırmak için ilahi bir misyonunun parçası olduğuna inanıyor.
Bu kurtarıcılık bakışı, Trump gibi liderlerin her türlü iç veya dış muhalefeti ilahi planın düşmanı olarak görmelerine de yol açmaktadır. Onlara göre, politikalarına karşı duran herkes ilahi amaca karşı çıkmakta ve insanlığın kurtuluş yolundan uzaklaşmaktadır. Bu düşünce, liderlere eleştirileri bastırmak ve muhalefeti ilahi bir plana tehdit olarak görmek için ilahi bir meşruiyet sağlar. Bu düşünce tarzı, Trump döneminde ABD siyasetini daha fazla kutuplaştırmış ve toplumda ve dış politikada gerilimleri artırmıştır.
Trump, Evanjelist ve Siyonist Hristiyan topluluklarla yakın ilişki içindedir; destekçilerinin çoğu onu milletin ve hatta insanlığın kurtarıcısı olarak görmektedir ve Trump da söylemlerinde bu kurtarıcılık düşüncesinden yararlanmaktadır.
Trump’ın söylemlerinde görülen bu kurtarıcı inancı, Amerikan toplumunda din ile siyasetin kesişimini gösterir. Evanjelist destekçileri arasında daha belirgin olan bu kurtarıcılık inancı, ABD’li liderlerin kendi rollerini ulusal ve uluslararası politikalardan öte, tarihi ve manevi bir misyon olarak görmelerine yol açmaktadır.
Kurtarıcılık düşüncesi ve ilahi görev inancı, ABD’deki bazı liderler, özellikle de Donald Trump arasında, bu ülkenin kültürel ve dini tarihinde derin köklere sahiptir. Bu düşünce, Siyonist Hristiyan anlayışıyla birleşerek Amerika’nın küresel ölçekte bir kurtarıcı ve rehber rolü üstlendiği inancına dayanır. Kendilerini ilahi iradenin temsilcisi olarak gören bu liderler, misyonlarının yalnızca ulusal güvenliği ve çıkarları korumak değil, dünyayı tehditlerden ve krizlerden kurtarmak olduğuna inanırlar. Bu düşünce, Trump döneminde daha da güçlenmiştir, zira Trump kendisini küresel zorluklara karşı duran ve tarihte daha büyük bir görev için seçilmiş biri olarak görmektedir.
Birçok Evanjelist, İncil’e dayanan kehanetlere ve kurtarıcı inançlara inanır. Trump, birçok kez Amerika’nın liderliğindeki ilahi rolüne atıfta bulunmuş ve kendisinin iktidarda kalmasının "sonsuz bir güç" tarafından istendiğini, bu şekilde yalnızca ülkeyi değil, belki de tüm dünyayı kurtarma rolü üstlenebileceğini ifade etmiştir. Bu görüş, onun iktidar ve sorumluluğunu ilahi bir misyon olarak gördüğünü gösterir.
Evanjelistler, Protestanlığın önemli ve etkili kollarından biridir ve İncil’in öğretilerini özellikle yayma ve duyurma konusunda ısrarcıdırlar. Birçok Evanjelist, İsa Mesih’in yakın zamanda geri döneceğine inanır ve Orta Doğu’daki siyasi olayları, özellikle İsrail’in durumunu, kıyamet olaylarının yaklaştığına dair işaretler olarak görür. Evanjelistler, büyük ölçüde ABD ve bazı diğer ülkelerde aktif olan ve kendilerini İsa Mesih ile yakın ve kişisel bir ilişki içinde gören bir gruptur.
Hollywood’un birçok filmi, kurtarıcı insanlık temasıyla doludur ve bunların Evanjelist düşüncelerle, özellikle dini inançlarla bağlantılı olduğu düşünülebilir. Superman, Batman veya insanüstü güçlere sahip diğer kahramanlar, bu kurtarıcı düşüncelerin birer sembolüdür. Bu karakterler genellikle insanlığın varlığını tehdit eden tehlikelere karşı durur ve bu durum, kıyametvari koşulların ve dünya barışını ve adaleti sağlamak için bir kurtarıcının gerekliliğinin bir metaforu olarak değerlendirilebilir.