İslam dünyasının bir parçası olan Orta Asya ülkeleri, 70 yıl komünizmin egemenliği altında yaşadıktan sonra 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Ancak bu ülkelerin hemen hemen hepsinde, Komünist Parti'nin eski liderleri iktidara gelerek, yönetimde bazı farklılıklar içeren yeni yapılar oluşturmuşlardır. Bu nedenle dini ve ulusal kimliğin yeniden canlanmasına rağmen bu ülkelerde bazı çelişkili eğilimlerin devam ettiğine tanık olduk. Bölge halkının İslam'a ve İslamcılığa olan büyük ilgisine rağmen bu ülkelerin hükümetleri Siyonist İsrail ile herhangi bir ciddi zorluk yaşamadan diplomatik ilişkilere başlamış ve ilişkilerin geliştirilmesini gündeme getirmiştir.
Bu çalışmaların sonucunda İsrail rejimi Orta Asya ülkelerinde üç büyükelçiliği kurumuş ve Orta Asya'da üç yerleşik büyükelçisi ve iki yerleşik olmayan büyükelçisi göreve başlamıştır. 2022’de Tel Aviv ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ticaret hacmi yaklaşık bir milyar dolar olmuş ve diplomatik, güvenlik ve hatta savunma ilişkileri sağlanmıştır. 90'lı yıllarda bazı Orta Asya ülkeleri işgal altındaki Kudüs şehrinde büyükelçilik kurmayı bile düşünmüş ancak bu girişim hiçbir zaman hayata geçirilmemiştir. İkili ilişkilerin gidişatı, bu ilişkilerin özellikle 2013 yılından bu yana büyüdüğünü gösteriyor. Özbekistan, Abraham Fonu'na üye oldu, Türkmenistan'da Siyonist rejim büyükelçiliği açıldı. Bu dönemde Orta Asya ülkelerinin Tel Aviv rejiminden silah ithalatı arttı. Ancak 7 Ekim 2023’te meydana gelen Aksa Tufanı operasyonu Filistin meselesinin Orta Asya'da hâlâ özel bir yere sahip olduğunu ve pek çok etki yaratabileceğini gösterdi.
Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına tepki olarak Orta Asya'da protesto mitingleri düzenlendi. Orta Asya hükümetlerinin muhafazakar ve tarafsız tutumu nedeniyle Filistin'e destek ve Siyonist İsrail karşıtı her türlü mitingin yasaklanmasına rağmen bu ülkelerde bir dizi protesto eylemi yapıldı. Kırgızistan'da 28 Ekim'de Erk partisi Filistin'e destek amacıyla büyük bir protesto mitingi düzenledi ve Özbekistan'ın Taşkent şehrinde halkın düzenlediği protesto mitingi polis güçlerinin bazı protestocuların tutuklanmasıyla sona erdi. Türkmenistan'daki sıkı duruma rağmen bazen protesto bildirileri yayınlandı. Sosyal medya platformlarında da İsrail karşıtı kampanyalar devam etti. Ekim ayı sonunda Kazakistan'da Siyonist rejime petrol ihracatını durdurmak için imza kampanyası başlatıldı. Bu kampanya bir haftadan kısa sürede 30.000'den fazla kişi tarafından imzalandı.
Sosyal medyada başlatılan Filistin halkına destek ve Siyonist İsrail ürünlerine boykot kampanyaları ciddi şekilde sürdürüldü. Özellikle Tacikistan ve Özbekistan'da yaygınlaşan kampanyalara ünlüler bile katıldı. Özbekistan'da ülkenin ünlü şarkıcısı Yulduz Osmanova, gündem yaratan bir videoda Siyonist ürünleri çöpe atarak İsrail menşeli ürünlere boykot çağrısı yaptı. Tacikistan'da Safar Mohammad ve Mehrangar Rostam gibi ünlü şarkıcılar, sosyal medyada Filistin adının yazılı olduğu kıyafetlerin yer aldığı fotoğraflarını paylaştı. Bu paylaşımlar milyon izlenme sayılarına ulaştı.
Bunun yanı sıra Orta Asya'da çeşitli yöntemlerle İsrail karşıtı eylemler de gözlemlendi. Bu ülkelerde Siyonist rejime bağlı merkezlere yönelik, genellikle öfkeli kişiler ve gençler tarafından gerçekleştirilen çok sayıda saldırı yaşandı. 7 Ekim'den sonraki ilk günlerde Taşkent'te Tel Aviv rejimine bağlı bazı merkezlere sınırlı saldırılar düzenlendi. Bu eylemler sonucu Siyonist rejimi destekleyen Rus asıllı şarkıcı Andrey Makarevich’in Otra Asya konserinin iptal edilmesine yol açmıştı. Kazakistan’ın Almata kentinde ise İsrail’e bağlı iki merkeze saldırı yapıldı. Bu olay, birçok Kazak vatandaşının tutuklanmasına yol açtı. Kazakistan ve Özbekistan'da Siyonist rejime bağlı ekonomik merkezler ve şirketlere karşı kundaklama saldırıları yapıldığı belirtildi.
Tabii ki söz konusu ülkelerin sansür uygulamaları sonucu bu olaylarla ilgili haberler servis edilmedi. İşgal altındaki bölgelerde tepki çeken bir diğer konu da Orta Asya halklarının anti-siyonizm sloganları yazmalarıydı. 19 yaşındaki bir öğrencinin itirafının yayınlanmasının ardından bir grup Özbek üniversite öğrencisinin Taşkent'teki Siyonist rejimin sözde büyükelçiliğine molotoflu saldırması büyük tepki çekti. Genç üniversite öğrencisi, Siyonist rejimin Gazze'de işlediği suçlardan, özellikle de hastanelerin bombalanmasından sonra öfkelendiğini ve Filistin halkından intikam almak için anti-siyonizm eylemi yaptığını söylemişti.
2001 yılında Siyonist rejimin Taşkent'teki büyükelçiliğine yapılan saldırıyı hatırlatan bu durum, İsrail rejiminin Orta Asya'daki varlığını tehlikeye soktu. Bu gelişmeler sonucunda Siyonist rejimin ilk raporlarında Orta Asya, İsraillilerin seyahat etmesi için turuncu ve yüksek riskli bölgelerden biri olarak değerlendirildi. Rus medyasına göre, Kazakistan İstihbarat Teşkilatının değerlendirmeleri, Gazze savaşı devam etmesi halinde ABD, İngiltere ve Siyonist rejimin Orta Asya'daki çıkarlarının İslamcı gruplar tarafından hedef alınabileceğini gösteriyor. Bazı kaynaklar bu tahminlerin Amerikalı yetkililere sunulmak üzere hazırlandığını belirtti.
Böyle bir durumun çeşitli sonuçları oldu. Birincisi, Siyonist İsrail ile Orta Asya arasındaki artan ilişkiler önemli oranda gerilemeye başladı. Siyonist rejimin Orta Asya'daki birçok yatırımı ve ekonomik-güvenlik projesi durdurulmuş, rejime bağlı elçiliklerin ve kültürel merkezlerin faaliyetleri de mümkün olan en düşük seviyeye inmiştir. İkinci sonucu ise bölge ülkeleriyle Siyonist rejim arasındaki güvenlik ilişkilerinin gelişmesidir. Bazı resmi olmayan haberlerde, Şabak ve Mossad'dan yetkililerin, bu bölgedeki Siyonist karşıtı önlemleri araştırmak amacıyla Orta Asya ülkelerine ziyaret gerçekleştirdiği duyuruldu. Bu gelişmelerin üçüncü sonucu da, bugüne kadar İslam dünyasını ilgilendiren konulara daha az karışan ya da etkisi az olan İslam aleminin bu bölgesinde direniş fikrinin yeniden canlanması oldu.
Ancak Siyonist İsrail çeşitli sebeplerden dolayı halen Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye ve 7 Ekim sonrasında bu ülkelerde ortaya çıkan güvenlik, siyasi ve özellikle sosyal koşulları yeniden inşa etmeye çalışmaktadır. Rejimin yeni stratejisinde, Orta Asya ülkeleri vatandaşları, göçmen işçi olarak yer alıyor. Orta Asya ülkeleri yetkilileri ile rejim makamları arasında bu alanda bazı görüşmeler yürütülmüştür. Rejimin yayınladığı çalışma iznine göre işgal edilmiş topraklardaki şirketler ve işverenler 10 ülkeden işçi istihdam edebilir, bu ülkeler arasında Özbekistan da yer alıyor. Aksa Tufanı operasyonu sonrasında Orta Asya ile ilişkilerini yeniden canlandırmaya çalışan İsrail'in diğer yöntemi de bu bölgede görev yapan siyonist büyükelçileri değiştirmektir.
tesnim