Bu tarihî aşamada ve varoluşsal mücadelede insanlarda, davanın takipçilerinde ve müttefiklerde gerçek bir eleme göreceğiz. Birçok kişi söylemlerini değiştirecek, duruşlarını gözden geçirecek, birçoğu kendilerini geri çekecek, birçok kişi kenara çekilip izlemeyi tercih edecek. Bize sadece kişisel çıkarlar için katılanlar düşmanlarımıza yanaşacak, birçok kişi "Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok" diyecek. Ancak yalnızca samimi, dürüst, kararlı ve Allah’ın kalplerini takva için sınadığı kişiler kalacak.

Sadece bu kişiler yola devam edecek ve yalnızca bu kişilerle beklenen zafer gerçekleşecek, Allah’ın izniyle. Bu, tamamen Allah’ın kanunlarına uygun bir durumdur, çünkü Allah’ın istediği zafer bizim arzuladığımız zaferden daha derin, daha önemli ve daha kapsayıcıdır. Allah, bu mücadelenin dininin ve değerlerinin zaferine zemin hazırlamasını ve O’nun kelimesinin en yüce, şeytanın ve yandaşlarının kelimesinin ise en alçak olmasını istemektedir. Bu da zaferin, sadece samimi kulları aracılığıyla gelmesini gerektirir.

Bu yüzden, geri çekilenlerden veya geride kalanlardan şaşırmayın ve az sayıdaki sabırlı grup tarafından kazanılan zafere de şaşırmayın. "Allah’a kavuşacaklarını uman" kişiler şöyle derler: "Nice az topluluk, Allah’ın izniyle nice kalabalık topluluğa galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara 249)

SEYYİD BİLAL VEHBİ