MECDEL ŞEMS HADİSESİNİN SORUMLUSU KORSAN İSRAİL

Mecdel Şems'teki katliam, tamamı işgal altındaki Golan'ın yerlisi olan 12 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Olayın ardında İsrail'in Demir Kubbe hava savunma sistemlerinin olabileceğine dair makul şüpheler mevcut. 

Görüntülenme: 523 Tarih: 29 Temmuz 2024 14:46
MECDEL ŞEMS HADİSESİNİN SORUMLUSU KORSAN İSRAİL

Siyonist rejim yetkilileri, cumartesi öğleden sonra Hizbullah'ın, işgal altındaki Mecdel Şems kasabasına roket saldırısı düzenlediğini ve bu sırada 10'u çocuk 12 sivilin öldüğünü iddia etti.

Rejim ordusu, Felak-1 roketi olduğunu iddia ettiği söz konusu saldırıda kullanılan roketin türünü bile açıkladı.

Öte yandan Hizbullah, saldırıyla herhangi bir ilgisi ve sorumluluğu olduğunu tümüyle reddetti. 

Peki gerçek nerede yatıyor?

El-Meyadin televizyonunun yaptığı incelemeye göre saldırının gerçekleştiği yerin ve saldırı anını gösteren videonun kısa bir analizi İsrail'in anlatısını çürütürken Hizbullah'ın beyanını destekliyor.

Mecdel Şems'e yapılan saldırının gerçekleştiği anı ve patlamanın ardından yaşananları analiz etmeden önce birkaç noktanın açıklığa kavuşturulması gerekiyor. 

İlk olarak İsrailli yetkililer, işgal kuvvetlerinin saldırıda kullanılan mermiyi Felak-1 roketi olarak tanımlayabildiğini ve bunun da şüphelerini doğruladığını ifade etti.

Felak-1 roketi aşağıdaki özelliklere sahip bir roket:

- 240 milimetre kalibre,
- 1320 milimetre uzunluk,
- Tahmini 10 kilometre menzil,
- Maksimum 3,5 kilometre yükselme limiti, 
- 50 kilometre yüksek patlayıcı savaş başlığı,
- Katı yakıtlı roket.

İkinci olarak, yüksek patlayıcılı savaş başlıkları genelde patlayıcıların yanı sıra, söz konusu patlayıcıların neden olduğu basınçla şarapnel görevi görecek bileşenler de içeriyor. Yüzeye çarpma anını takiben bir krater oluşması gerekiyor.

Bu kraterin boyutu, patlayıcıların kütlesi, savaş başlığının zeminde yarattığı basınç ve yüzeyin bileşimi gibi çeşitli faktörlere göre değişiyor.

Üçüncü olarak, Felak roketi ateşlendikten iki saniyeden kısa bir süre sonra katı itici gazını tüketiyor. 

Demir Kubbe sistemleri ekim ayından bu yana çok sayıda arıza kaydetti 

Hizbullah'ın beyanını destekleyecek bir diğer önemli nüans da Demir Kubbe hava savunma sistemlerinin ve Tamir karadan havaya füzelerinin, geçtiğimiz aylarda birkaç kez başarısız olması. 

Aralık ayının başlarında Tel Aviv'de bir Demir Kubbe önleme aracının düşmesi ve 25 Temmuz 2024'te bir Hizbullah insansız hava aracının önlenememesinin ardından işgal altındaki el-Celil'de İsrail'e ait önleme aracının neden olduğu yangın buna sahil.

Tamir füzesinin 6 Kasım 2023'te Tel Aviv'de bir hastaneyi vurduğu olay da dahil olmak üzere, bazıları canlı olarak kameraya kaydedilen bu tür pek çok hadise söz konusu.

Demir Kubbe bataryalarıyla ilgili çeşitli teknik sorunlar feci bir önleme başarısızlığına yol açabiliyor.

Mecdel Şems'e düşen Tamir füzesi miydi?

Mecdel Şems'in hemen arkasındaki bir Demir Kubbe rampasından ateşlenen karadan havaya bir füzedeki hataların bu katliamı beraberinde getirmiş olması kuvvetle muhtemel.

1967'de Siyonist rejim tarafından işgal edilen kasaba ve kentler arasında yer alan Mecdel Şems, büyük çoğunluğu Suriyeli Arap Dürzilerden, azınlığı ise İsrailli yerleşimcilerden oluşan bir nüfusa ev sahipliği yapıyor.

Yerlilerin önemli ölçüde temsil edildiği kasaba ve benzeri demografik yapılar, 8 Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah'ın operasyonlarının hedefinde değil.

Direniş, İsrail'in Arab el-Aramşe gibi kasabalardaki askeri mevzilerine tanksavar güdümlü füze ve insansız hava araçları gibi son derece hassas silahlar fırlatmış olsa da, bu kasabalara hiçbir zaman güdümsüz roketler kullanmadı. 

Özellikle Mecdel Şems, Lübnan-Filistin sınırı yakınlarında yaklaşık 300 gün süren yoğun çatışmalar boyunca Hizbullah tarafından hiçbir zaman saldırıya uğramadı. 

Direniş geçmişte yaşanan aksiliklerin sorumluluğunu üstlenmekten de çekinmedi. 2006 Lübnan savaşında Hizbullah tarafından fırlatılan bir roket, işgal altındaki en-Nasıra'da bir eve isabet etmişti.

Saldırı 19 Temmuz 2006'da gerçekleşmiş ve Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah savaşın devam ettiği bir dönemde ilk fırsatta aileden özür dilemişti. 

Nasrallah, "Böyle bazı olaylar olabiliyor. Her ne olursa olsun, en-Nasıra'da öldürülenleri Filistin için şehit, ulusumuz için şehit olarak görüyoruz. Onlara başsağlığı diliyorum," ifadelerini kullanmıştı.

YDH

Yorumlar