İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun birkaç gün önce ABD Kongresi'nde yaptığı konuşma beklentilerin tersiyle sonuçlandı. Kongre önünde Netanyahu'ya yönelik halk protestoların yanı sıra bu protestolar Kongre'nin içine kadar genişledi ve çocuk katili İsrail Başbakanı ‘savaş suçlusu’ sloganıyla karşılandı.

Netanyahu'nun Kongre'de İran Karşıtı gülünç gösterisi

Öte yandan Netanyahu'nun konuşmasının içeriğinde yeni ve düşündürücü hiçbir şey yer almıyordu, her şeyden önce İran karşıtı bir medya propagandasıydı. Buna dayanarak pek çok uzman ve gözlemci, Netanyahu'nun konuşmasını Gazze savaşıyla ilgili ciddi ve gerçek bir planı olmayan bir komedi olarak nitelendiriyor. Özellikle İsrail'in ‘savaşın ertesi günü’ olarak bilinen aşamaya yaklaştığı ve bunun için gerçek ve uygulanabilir hiçbir girişim tasarlamadığı bir dönemde.

Bir başka grup analist ise Netanyahu'nun sözlerinin yalanlarla dolu olduğunu düşünüyor ve Netanyahu'nun bu söylemleri, ABD'den daha fazla destek alabilmek için İsrail'in Gazze Şeridi'ne karşı yürüttüğü acımasız savaşı; Hizbullah'a, Yemen'deki direniş güçlerine ve hatta İran'a karşı bir savaş olarak tanımlayarak kullanmaya çalıştığına inanıyorlar. Yani Netanyahu, İsrail'in aslında Amerika'nın savaşı olan bir savaşın içindeymiş gibi davranma telaşındaydı.

Netanyahu, Kongre'de yaptığı ve asıl amacı ABD'den daha fazla destek alarak İsrail'in başarısızlıklarını ve bu rejimin Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçlarını örtbas etmek olan saçma konuşmasında tekrarlanan tehditleri çerçevesinde Lübnan'a yönelik tehditler savurdu ve şunları söyledi: İsrail şüphesiz kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacaktır.

Belki de Netanyahu'nun bu bağlamda sözlerinde dikkat çeken nokta, Hizbullah'a karşı savaşı, ABD'nin büyük desteğini gerektiren İran'a karşı savaşın bir parçası olarak göstermeye çalışmasıdır.

Bazı gözlemciler, Amerikalı ve Batılı delegasyonların diplomatik temasları ve sık sık Lübnan'a gitmeleri ve Hizbullah'tan operasyonları durdurma yönündeki taleplerinin işe yaramaması halinde Netanyahu'nun ABD'yi Hizbullah'la savaşa girmeye zorlamaya çalıştığına inanıyor.

Siyonist rejimin Radyo ve Televizyon Kurumu konuyla ilgili şunları belirtiyor: Netanyahu, Lübnan'a yönelik büyük bir saldırı için ABD Başkanı Joe Biden yönetiminden yeşil ışık almaya çalışıyor ve İsrail ordusunun Lübnan'la topyekün bir savaşı simüle etmek için kara manevrası hakkında birçok konuşma yapılıyor.

Hizbullah, Netanyahu ve Amerika'yı uyardı

Ancak buna rağmen Siyonist rejimin medya kaynakları: ‘Tüm bu atmosfere rağmen Netanyahu aslında Lübnan'la savaş arayışında değil. Daha doğrusu bu tehditler İsrail ile Lübnan arasında her zaman var olan psikolojik savaşın çerçevesinde devam ediyor’ ifadelerini kullanıyor.

Ancak Siyonistlerin Hizbullah'ın iyi yönettiğini vurguladığı psikolojik savaş çerçevesinde Lübnan direnişi, Netanyahu'nun Kongre'deki konuşmasından saatler önce Siyonistlerin hassas ve hayati konumlarının Hüdhüd insansız hava aracıyla kayda alınan görüntülerin bir özel bölümünü daha yayınladı.

Hizbullah'ın Hüdhüd’ünün yeni videosu, Lübnan sınırına 45 kilometre uzaklıkta bulunan Siyonist ordusunun Ramat David hava üssünün görüntüleriyle ilgiliydi. Bu videoda bahsi geçen alanın detaylı kayıtları gösterildi.

Böylelikle Hizbullah, Hüdhüd İHA'sının çektiği görüntülerin bir kısmını yayınlayarak, geniş istihbarat kabiliyetini bir kez daha vurgulamak istedi ve İsrail ordusunun hazır olmasına rağmen bu direniş insansız hava aracının bu ordunun stratejik üssünün kalbine girmeyi başardığını görmek; İsrail'in gözetleme ve savunma sistemlerinin onu tespit edemediği ve bunun başlı başına Hizbullah için bir güvenlik başarısı olarak değerlendirildiğini gösteriyor.

Başka bir deyişle Hizbullah Netanyahu'nun Washington ziyareti sırasında onu gafil avlayan Hüdhüd İHA’nın filminin üçüncü bölümünü yayınlayarak İsrail ordusuyla açık savaş çerçevesinde belirleyici caydırıcılık denklemine vurgu yapmak ve Siyonistlere tüm pozisyonlarının direnişin hedefinde olduğunu hatırlatmak istiyordu. Aslında bu sadece Netanyahu için değil aksine aynı zamanda Amerikan hükümetine de Lübnan'a karşı aptallık yapmaması konusunda bir uyarı mesajıydı.

Konuya ilişkin olarak kaynaklar, işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesinde gerilimin tırmanmasına rağmen Netanyahu'nun Lübnan'la savaşa girme cesaretine sahip olmadığına inanıyor ve hala Hizbullah'la diplomatik kanallardan ateşkes sağlamaya çalışıyor. Aslında Netanyahu, defalarca ve aldatıcı tehditlerine rağmen, Lübnan'la büyük çaplı bir savaşın ilk ateşini açma sorumluluğunu asla almak istemiyor.

Ama öte yandan Hizbullah, Netanyahu'ya asla böyle bir fırsat vermeyecek ve savaş başlatmayacaktır. Çünkü Lübnan direnişi, defalarca vurguladığı gibi, Siyonist düşman bir aptallık yapmadıkça asla savaşı genişletmeye çalışmaz.

tesnim