CHUCK FREİLİCH YAZDI: İSRAİL'İN HİZBULLAH KARŞISINDA ALTI ZOR SEÇENEĞİ

İsrail gazetesi Haaretz'de yayınlanan makalenin yazarı Freilich, İsrail'in içinde bulunduğu stratejik darboğazdan çıkabilmesini, her biri ayrı ayrı değerlendirilmek zorunda olan altı alternatife bağlıyor. 

Görüntülenme: 73 Tarih: 22 Haziran 2024 02:54
CHUCK FREİLİCH YAZDI: İSRAİL'İN HİZBULLAH KARŞISINDA ALTI ZOR SEÇENEĞİ

İsrail'in eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Chuck Freilich, Haaretz'de yayınlanan ''Facing a Looming War With Hezbollah, Israel Has Six Tough Options'' başlıklı makalesinde, Hizbullah'la gittikçe artan büyük savaş tehdidinde zayıf görünmek pahasına geri adım atmayı tavsiye ediyor. 

İsrail'in kuzeyi alevler içinde. Hizbullah ile geniş çaplı çok cepheli savaş tehlikesi hızla artıyor. İsrail ise Gazze bataklığına saplanmış durumda. Genel kanı Hizbullah'ın topyekûn bir çatışmayla ilgilenmediği ve Gazze'de bir ateşkes sağlanırsa bunu tercih edeceği yönünde olsa da Hamas'ın İsrail'in büyük saldırısından sağ çıkma becerisi ve stratejik duruşundaki bozulma "Direniş Ekseni"nin (İran, Hizbullah, Hamas, Husiler ve çeşitli Şii milisler) kendine olan güvenini ve muhtemelen daha fazla risk alma isteğini arttırdı.

 "Eksen", Hamas'ın, İsrail'in konvansiyonel üstünlüğüne dayanabileceğine ve hatta onu alt edebileceğine inanıyor gibi görünüyor.

Bu eşi benzeri görülmemiş koşullar altında İsrail, her biri askeri ve diplomatik başarı olasılıkları ve ülke içindeki sonuçları açısından değerlendirilmek zorunda olan beş ana seçenek arasında seçim yapmak zorunda. En önemlisi de bu seçeneğin İsrail'in genel stratejik konumunda önemli bir iyileşme sağlayıp sağlamayacağı ya da ağır bir bedel ödeyip en başa dönüp dönmeyeceğimizdir.

Mevcut yolun devamı

Şu ana kadar hem İsrail hem de Hizbullah, kasıtlı olarak muğlak bir terim olan ve artık sürdürülemez hale gelen "tırmandırma eşiğinin" altında kalmaya özen gösterdi. İsrail'in kuzey kasabaları, köyleri ve kibbutzimlerine verilen zarar ciddi boyutlarda ve giderek kötüleşiyor. 60 bin kadar kişi tahliye edildi; bunlar sekiz ayı aşkın bir süredir evlerine dönemiyor.

İsrail halkı, 7 Ekim travmasının ardından, bir sonraki tura kadar sadece sınırlı sükunet dönemleri sağlayan bitmek bilmeyen sınırlı savaş turlarından bıktı ve daha kalıcı çözümler istiyor. Buna karşılık, 2006 savaşının ardından Hizbullah ile kurulan terör dengesi tam 16 yıl boyunca devam etti. Bu tür bir politikaya geri dönüşün daha uzun süreli bir ateşkes sağlama olasılığı varsa, bu tamamen göz ardı edilmemelidir.

Tek taraflı bir ateşkes

Bu, Hizbullah'ı izole etmek, ateşi kesmeye zorlamak ve gerekli olması halinde askeri bir operasyon için uluslararası meşruiyet sağlamak umuduyla yapılacaktır. Elbette 
İsrail'in uzun süreli ateşkesinin ardından bile Hizbullah'ın umulduğu gibi karşılık vereceğine dair bir güvence yoktur, tek taraflı bir hamle zayıflık işareti olarak görülebilir ve her halükarda, özellikle Gazze'deki çatışmalar devam ederken, siyasi olarak uygulanması zor olacaktır.

Zorlayıcı diplomasi

 Tek taraflı bir ateşkesin ardından İsrail Hizbullah'a açık bir ültimatom verebilir: 72 saat gibi belirli bir süre içinde saldırıları durdur, yoksa İsrail saldıracak. Bu seçenek, özellikle de İsrail'in nispeten uzun süreli tek taraflı ateşkesini takip ederse, uluslararası meşruiyet sağlama avantajına sahiptir. Ancak Biden yönetimi bir ültimatom verilmesine karşı çıkacaktır, özellikle de seçimler yaklaşırken, Hizbullah ve "Eksen" muhtemelen buna karşı çıkacak, İsrail sürpriz unsurunu kaybedecek ve topyekün bir savaş tehlikesi (Hamas lideri Yahya Sinvar'ın hayali gerçek olacak) büyük ölçüde artacaktır.

Diplomatik bir girişim

 Büyük olasılıkla, Güney Lübnan'da hem İsrail hem de Hizbullah tarafından kabul edilebilir bir çalışma düzenini teşvik etmek için devam eden Amerikan ve Fransız çabalarının devamı. Diplomatik bir çözüm açıkça tercih edilir, ancak anlaşmaya varma ve bunu zaman içinde sürdürme olasılığı yüksek değildir. Dahası, bu tür bir düzenleme İsrail'in sınır boyunca toprak tavizleri vermesini gerektirecektir, kuşkusuz bunlar önemsizdir, ancak yine de kamuoyuna satılması, özellikle de şu anda, zordur.

Sınırlı bir operasyon

İsrail'in caydırıcılığını yeniden tesis etmek, Hizbullah'ı ateşkesi kabul etmeye zorlamak ve sınırdan uzaklaştırmak için tasarlandı, böylece kuzey sakinleri evlerine dönebilir. Elbette sınırlı bir operasyon olarak başlayan harekâtın öyle kalacağına ya da İsrail'in askeri hedeflerine ulaşabileceğine dair bir güvence yok. Hizbullah'la 1990'lardan bu yana yapılan tüm sınırlı ve daha az sınırlı operasyonlar İsrail için hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Üstelik bu seçenek uluslararası (Amerikan) meşruiyet kazanmayacak ve kamuoyu da sınırlı operasyonların durumu iyileştireceğine dair tekrarlanan vaatlerden bıkmış durumda.

Büyük bir operasyon

 Bu büyük güç gösterisinin amacı durumu temelden değiştirmek olacaktır. Hizbullah giderek daha da güçlendi ve her halükarda büyük bir çatışma muhtemelen kapıda. Bu arada İran nükleer bir eşik devlet haline gelmiştir ve Hizbullah'la hesaplaşma gününün daha da ertelenmesi, bunun İran'ın operasyonel bir kapasiteye ulaşmasından sonra gerçekleşmesi anlamına gelebilir. 

Bu durum İsrail için dramatik bir şekilde yeni bir stratejik durum yaratacaktır ve İsrail bundan kaçınmak için elinden gelen her şeyi yapmalıdır. İsrail bugün alarm durumundadır, yedekler ve düzenli ordu Gazze'de paha biçilmez bir savaş deneyimi kazanmış ve kara kuvvetlerinin yeteneklerine olan güveni başarıyla yeniden tesis etmiştir. Dahası, ABD öncülüğündeki İran karşıtı koalisyon, Nisan ayında İran'ın İsrail'e yönelik doğrudan füze saldırısını tamamen engelleyerek askeri gücünü kanıtladı.

Öte yandan bu seçenek son derece risklidir, çok cepheli bir savaşı tetikleyebilir ve İsrail'in iç cephesi, ekonomisi ve kritik askeri yetenekleri çok ağır darbe alır. Gazze'deki savaş bunun yanında sönük kalacaktır ve oradaki askeri hedeflerimize henüz tam olarak ulaşmış bile değiliz. ABD'de ve tüm dünyada giderek büyüyen İsrail karşıtı duygu girdabı mükemmel bir fırtınaya dönüşebilir ve hatta yakın geçen Amerikan başkanlık yarışının sonucunu bile değiştirebilir. ABD Başkanı Joe Biden'ın yeniden seçilmesi İsrail'in açık bir çıkarıdır. Dahası, pek çok kişi İsrail'in davranışının, Netanyahu'nun seçimleri ertelemek için çatışmaları sürdürme ihtiyacından ve nesnel neden ne olursa olsun siyasi sonunun gelmesinden kaynaklandığına dair şüpheler taşıyacaktır ve İsrail'de devam eden iç siyasi kriz, savaşın etkili bir şekilde yönetilmesini özellikle zorlaştıracaktır.

İsrail on yıllar boyunca Hizbullah'ın ve daha da önemlisi İran'ın nükleer programının kapasitesinin artmasını engelleyemedi. Tekrar başarısız olmasına izin veremez. Şimdi güçlü bir şekilde saldırma arzusu tamamen anlaşılabilir, ancak İsrail politikası dikkatlice hesaplanmalı ve kalibre edilmeli ve bu altı seçeneğin bazı kombinasyonlarını yansıtmalıdır. İran ve Hizbullah İsrail'i şeytani boyutlarda bir ikilemle karşı karşıya bırakmıştır ve bunun tek bir doğru cevabı yoktur.

Gazze'deki çatışmalar sona erdiğinde, Hizbullah'ın gerçekten ateşi kesip kesmeyeceğini, beyan ettiği niyetini ve Amerika'nın müzakere ettiği bir anlaşmanın sağlanıp sağlanamayacağını öğreneceğiz. Ertelenmiş bir savaş, pratikte hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir savaş olabilir ki bu en iyisidir.
Gerçekte ise muhtemelen uzun bir süre daha Hizbullah tehdidiyle yaşamak zorunda kalacağız. Bu, özellikle de devam eden bir tehdit altında evlerine dönmek ya da başka bir yere taşınmak arasında seçim yapmak zorunda kalacak olan kuzey sakinleri için acı verici bir sonuçtur.

Bu arada İsrail, Kasım ayındaki ABD seçimlerine kadar olan süreyi değerlendirerek hem Biden yönetimi hem de Trump kampanyası ile Hizbullah tehdidi konusunda uzlaşmaya varmaya çalışmalıdır. İsrail politikasına Amerikan desteği kritik önem taşımaktadır. Bunu elde etme olasılığını en üst düzeye çıkarmak için İsrail, iki devletli çözüme doğru ilerlemeyi, Suudi Arabistan'la normalleşmeyi ve Amerika liderliğindeki İran karşıtı koalisyonun kurumsallaşmasını gerektiren "Biden Planı"nı benimsemelidir. Ancak Netanyahu'nun bunu kabul edeceği şüpheli.

Bu şartlar altında Hizbullah ile büyük bir çatışmaya girme ihtimali giderek artıyor ve başka bir alternatif de kalmayabilir. Her halükarda İsrail, uluslararası meşruiyet sağlamak ve Hizbullah üzerinde baskı kurmak için tek taraflı bir ateşkes girişiminde bulunmalı ve ardından o anki koşullarda söz konusu ültimatomu vermenin uygun olup olmadığını değerlendirmelidir. Elbette bunu yapmak, beraberinde getireceği tüm ıstıraplarla birlikte topyekûn savaşı göze almayı gerektirecektir.

Çeviri: YDH

Yorumlar