Yeni istatistiklere göre Gazze Şeridi'nde yaşayanların yaklaşık yüzde 73'ü gıda güvensizliğinden muzdarip ve bunların yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor, bu da temel gıdayı sağlama yeteneklerini azaltır.

Gazze Şeridi'nde Filistinli çocuklar yıllardır çok zor ve acı bir dönemden geçiyor. Gazze Şeridi'nin kuşatma altındaki bölgesinde bulunan zorlu koşullar nedeniyle anneler ve çocuklar büyük zorluklar yaşıyorlar, bunlardan biri de çocukları büyük ölçüde etkileyen ve hastalıklara yakalanma riskini artıran yetersiz beslenmedir.

Yıllardır Siyonist rejim, Gazze Şeridi'nde tedavisi mümkün olmayan hastalıklarla boğuşan çocukların ve insanların tedavisinin Gazze dışında devam etmesini engelliyor, bunun sonucunda, Siyonistlerin kuşattığı bu bölgenin hastaları ölüme terk ediliyorlar. 

Siyonist rejim, Filistinli çocukların haklarını geniş çapta ihlal ediyor ve çocuk hakları sözleşmelerinin hiçbirine bağlı kalmıyor. Gazze'deki sağlık sektörü, tıbbi malzeme ve ilaç alanında birçok eksiklikle karşı karşıya ve bu sorun, başta çocuklar olmak üzere hastaların hayatta kalmasını olumsuz etkiliyor. 

Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne karşı üst üste gerçekleştirdiği üç savaş, buradaki hastanelerin tıbbi ekipmanlarının çoğunun tahrip olmasına veya yeterli verimlilikte olmamasına neden oldu.

Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) 2006'daki ulusal seçimlerdeki zaferinden bu yana Siyonist rejim, 2 milyondan fazla insanla bu bölgeyi kuşatarak burayı en büyük hapishaneye dönüştürdü.

Halkın %77'sinin katılımıyla gerçekleşen 2006 seçimlerinde Hamas hareketi, Filistin Yasama Konseyi'ndeki 132 sandalyenin 76'sını kazanmayı başardı.

Son yirmi yılda Siyonist rejimin insan hakları ihlallerinin başlıca kurbanları Filistinli çocuklar oldu, şu anda Gazze'de 800 binden fazla çocuk daha doğduğu andan itibaren kuşatma altında. Uluslararası kuruluşların sessizliğinin gölgesinde, 17 yıldır bu bölge halkını en temel haklarından, yani yaşam hakkından mahrum bırakan kuşatma, tıbbi hizmetlere, ulaşıma ve eğitime erişim engellenmesine neden oldu.

BM raporlarına göre Gazze Şeridi'nde işsizlik oranı oldukça yüksek olup, 2022 yılında bu bölgedeki işsizlik oranı %46,6'ya ulaştı. Bu arada 15-29 yaş arası gençler arasında işsizlik oranı daha yüksek olup %62,5'e ulaştı.

Kuşatmanın sürmesinin yanı sıra, Siyonist rejimin sayısız saldırıları sırasında Gazze Şeridi'nin altyapısının planlı olarak tahrip edilmesi, bölgenin ekonomik durumunu olumsuz etkilemiş ve birçok sanayi sektörü zarar görmüştür. Uygulanan abluka, altyapıda birçok krize yol açtı, enerji, elektrik ve sağlık sektörü etkilendi ve Siyonist rejim, tıbbi hizmetlerin Gazze Şeridi içinde ve dışında sağlanmasına izin vermiyor. Uygun sağlık ve eğitime sahip olmak her insanın temel haklarından biridir ve tüm uluslararası yasa ve anlaşmalar bu hakkı vurgulamaktadır, ancak Filistinliler bundan mahrum bırakıldı ve uluslararası toplum da bölgeye yönelik yaptırımların kaldırılmasına yönelik önlem almıyor ve son zamanlarda insani destek açıkça azaldı.

Siyonist rejim Gazze Şeridi'nde bilinçli olarak "ne ölüm ne yaşam" politikasını izleyerek Filistin halkının yaşama, sağlık hizmeti alma gibi en basit haklarını ihlal ediyor.

Bu eylemler, Batı Şeria ve Kudüs hastanelerinde sürekli tedaviye ihtiyaç duyan kadınlar, çocuklar ve kanser hastaları başta olmak üzere 2 milyondan fazla Filistinliyi, işgalci rejimin rehinesi haline getirdi. Kötü insanlık durumunun hafifletmek ve siyonist rejim ablukasının kaldırılması için, 2009 yılında onaylanan 1860 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı doğrultusunda  fazla girişimde bulunulması gerekiyor.

Filistinli çocuklar ve gençler, acımasız yaptırımların yarattığı dayanılmaz koşullara katlanmanın yanı sıra, Siyonist ordusunun şiddetli saldırılarıyla ölüm noktasına gelene kadar mücadele ediyor. 

Siyonist rejimin şehit etiği Filistinli çocukların ilkinin adı, Kasım 1950'de tescil edildi;  Yalo köyünden 8, 10 ve 12 yaşlarındaki Filistinli çocuklar  Deyir Eyyub yakınlarında vuruldular.

Ayrıca 2021'de 500 ile 700 arasında çocuk askeri yargılamaya tabi tutuldu. Siyonist cezaevlerinde tutuklu bulunan çocukların eğitim ve tıbbi hizmetlerden faydalanmalarının yanı sıra aileleriyle iletişim hakları da engelleniyor. Bu çocukların ailelerinin kıyafet, kişisel eşya ve kültürel kitap getirmeleri yasak olduğu gibi, cezaevi yönetimi de odalarına girerek onlara yetişkin tutuklu muamelesi yaparak biber gazı, dayak,  cezalandırmaktan asla çekinmiyorlar.

Netanyahu'nun aşırı sağcı hükümetinin kurulmasından sonra bu uygulamalar daha da arttı. Çünkü Filistinlilere ve Filistinli çocuklara yönelik her türlü şiddet, kabinenin daha fazla desteğini beraberinde getiriyor ve tamamen yasal bir hal alıyor.

parstoday