İslami ve Ulusal Güçler haftalık toplantısından sonra yayınladığı bildiride; "Bu haftanın perşembe ve cuma günlerinin, işgal rejiminin ve yahudi yerleşimcilerin saldırılarına karşı ve toprağı savunma amacıyla birer öfke günlerine dönüştürülmesini istiyoruz." ifadelerine yer verildi. 

Açıklamada söz konusu günlerde, Filistinlilerin topraklarının yahudi yerleşim merkezleri ve askeri geçit noktaları tarafından kuşatmaya alınması politikalarına karşı etkili ve ses getiren eylemler düzenlenebilmesi için geniş çaplı katılımlar sağlanmasına ihtiyaç olduğu vurgulandı.

Açıklamada işgal güçlerinin baskınlarının, saldırılarının ve cinayetlerinin Filistin halkının hak ve özgürlük mücadelesi konusundaki iradesini kıramayacağı, bu halkın başta yurda dönüş, kendi geleceğini belirleme ve başkenti Kudüs olan tam bağımsız Filistin devletini kurma hakları olmak üzere tüm haklarını elde edinceye kadar direnişini sürdüreceği ifade edildi. 

Açıklamada işgal güçlerinin yerleşimcilerin baskınlarına imkan sağlamak amacıyla Mescidi Aksa'ya, orada namaz kılanlara, itikafa girenlere ve ribat tutanlara saldırıda bulunmasının da kutsal mekanlara saldırı mahiyeti taşıdığına, bu saldırıların hedefinde bölgeyi dini bir savaşa sürüklemek ve kargaşa çıkarmak olduğuna dikkat çekildi.

30 Mart 1976'da Filistinlilere ait 21 bin dönüm arazinin işgal rejimi tarafından gasp edilmesine karşı Filistinlilerin başlattığı eyleme işgal güçlerinin müdahalesi sonucu gerçekleştirilen katliamı protesto amacıyla 30 Mart tarihi 1976'dan bu yana Filistin'de Toprak Günü olarak ihya ediliyor. 

Filistin Enformasyon Merkezi