DİRENİŞ EYLEMLERİ KORSAN İSRAİL'İ ÇARESİZLİĞE İTİYOR (ANALİZ)

Filistinli bir gencin Siyonist göstericiler arasındaki şehadettalep operasyonu, Binyamin Netanyahu kabinesinin makamlarını telaşlandırmış ve kaygılandırmış durumdadır. 

Görüntülenme: 363 Tarih: 11 Mart 2023 14:23
DİRENİŞ EYLEMLERİ KORSAN İSRAİL'İ ÇARESİZLİĞE İTİYOR (ANALİZ)

İşgal altındaki bölgelerde gösteriler devam ediyor. Netanyahu kabinesi tarafından yürütülen yargı reformunu protesto edenler, aşırı ve aşırılık yanlısı kabineyi protesto etmeye devam ediyor. 9 Mart'ta Tel Aviv'de Binyamin Netanyahu'nun kabinesine karşı bir gösteri daha düzenlendi. Ancak Netanyahu ve aşırılıkçı kabine üyelerini kızdıran sadece halk gösterileri değildi. Perşembe gecesi Tel Aviv'de Dizengoff Caddesi'nde açılan ateş sonucu 5 yerleşimci yaralandı ve bunlardan birinin durumu kritik olarak açıklandı. Silahlı operasyonun tetikçisi, İslami direniş hareketi Hamas'ın liderlerinden Şeyh Salah el-Huvaca’nın şehit olan 23 yaşındaki oğlu Mutazar el Huvaca’ydı.  

Aslında Netanyahu ve kabinesi Perşembe günü işgal altındaki topraklardaki krizi her şeyden çok gösteren iki güvenlik olayına tanık oldu. Bir yanda iç protestocular Netanyahu kabinesini protesto etmeye ve kabinenin devrilmesinin peşine düşmeye devam ederken, diğer yanda Filistinli direnişçiler Netanyahu kabinesinin yanıbaşında şehitlşehadet operasyonları düzenleyerek bu rejimin sözde güvenliğiyle alay ediyor. Siyonist rejimin başkanı Isaac Herzog, bu olaylara tepki olarak, "Olanlar gerçek bir felaket, topraklarımız gözümüzün önünde çöküyo. Durum geri dönüşü olmayan bir raddeye  doğru ilerliyor, hükümet tarafından önerilen yargı reformlarından vazgeçilmeli ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir çerçeve ile değiştirilmelidir."

Ancak Netanyahu kabinesinde çökme tehlikesini anlayan dinleyen kimse yok. İtalya'ya giden Netanyahu'nun yokluğunda, İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gevir, Siyonist protestoculara karşı yeterli şiddeti göstermediği için Tel Aviv Polis Şefi Amichai Ashed'i görevden aldı. Diğer bir deyişle Ben Gevir, İsrailli protestocuların taleplerini kabul etmek istemediği gibi, polisin protestoculara karşı yoğun şiddet kullanması ve gösterileri şiddetle durdurması gerektiğine de inanıyor. İç Güvenlik Bakanı'nın işgal altındaki topraklarda iç savaş riskine ilişkin uyarıların artmasına neden olan davranış biçimi de budur.

Ayrıca Filistin direnişini hafife almak Siyonistlere ağır bir bedel ödettirmektedir.  İsraillilere yönelik şehadet operasyonları, Tel Aviv de dahil olmak üzere işgal altındaki topraklarda gerçekleştiriliyor. Aslında bu son operasyon, Siyonistlerin Filistinlilere karşı giderek artan cinayetlerine de bir yanıttır. Salı günü Siyonist rejim askerleri, Filistin direniş güçlerinin direnişiyle karşılaşan Batı Şeria'daki Cenin kentine saldırdı. Bu çatışmalarda 6 Filistinli İsrail askerleri tarafından şehit edildi, 26 Filistinli de yaralandı. 26 Şubat'ta Batı Şeria son yılların ender olaylarından birine tanık oldu. Nablus çevresindeki yerleşim yerlerindeki Yahudilerden radikal olan 400'den fazla Siyonist milis, Nablus'un güneyindeki Huvara köyüne saldırdı. Bu saldırı, bir Filistinlinin şehit olmasına ve 110 kişinin yaralanmasına, onlarca arabanın ve birkaç evin yakılmasına ve kundaklanmasına yol açtı.

Siyonistlerin bu cinayetlerine kayıtsız kalmayan Filistinliler, şehadet operasyonlarıyla tepki gösterdiği gibi, işgal altındaki topraklardaki güvenlik gevşekliğini ve zafiyetini de kanıtladı. İslami direniş hareketi Hamas'ın sözcüsü "Abdul Latif al-Kanu" son operasyona tepki olarak, bu operasyonun Siyonistlerin cinayetlerine ilk tepki olduğunu söyledi. Filistin İslami Cihad hareketinin liderlerinden Davud  Şehab da Tel Aviv'deki silahlı saldırı operasyonunu Siyonist işgalcilerin cinayetlerine doğal bir tepki olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: “Siyonist düşman, Filistin ulusuna diz çöktürmek istedi ama böylesi işgal altındaki toprakların derinliklerine yönelik bir operasyon, Filistinlilerin direnişe ve dayanmaya ısrar etmesi anlamına gelir “

parstoday

Yorumlar