Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Hizbullah’ın Lübnan’a cumhurbaşkanı seçilmesini istediğini ve cumhurbaşkanlığı makamının boş kalmasını istemediğini belirtti. Direnişçi Gazi ve Esirleri Anma Günü dolayısıyla düzenlenen programa telekonferans yöntemiyle katılan Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, binlerce kişinin hapishanelere girdini ve yeni nesillerin Siyonist hapishanelerini bilmesi gerektiğini söyledi. Esirlerin çektikleri acılarını anladıklarını kaydeden Nasrallah, esirlerimizi cezaevlerinde bırakmayacağız diyen direnişin samimiyetini anıyoruz. Hizbullah esirlerini cezaevlerinde bırakmadı” dedi. Filistinli esirlerin ailelerine seslenen Nasrallah, “Lübnan’da sizin acılarınızı anlıyoruz. Olan her şey, bu İsrail varlığının sonunun işaretlerinden biridir. Filistinli esirler konusunda dayanışmamızı ifade ediyor ve üzerimize düşen sorumluluğu dile getiriyoruz” ifadelerini kullandı. Fedai eylemi yapan Filistinlileri idamla tehdit eden İsrail hükümetini cahil olarak nitelendiren Nasrallah, bunun direnişçilerin cesaretini artıracağını belirtti. “Hizbullah, Bugün Batı Şeria, Kudüs, Huvara, Nablus ve Kudüs'ün doğusunda çektiğiniz acıyı anlıyor. Yıllarca işgal ve direniş yaşadık. Siyonistlerin vahşetine dair yeni kanıtlara ve tanıklara ihtiyacımız yok” diyen Nasrallah, İsrail’in kara sınırlarını genişletmeye çalıştığını, ancak savunmasız halkın, ağır silahlı askerlere karşı durduğunu bildirdi. Lübnan’da ordu, halk ve direniş diye nitelendirilen üçlü denklemin, Lübnan sınırlarını, toprağını ve denizini koruduğunu kaydeden Hizbullah lideri, bu denklemin, Lübnan’ın petrolünü de koruyacağını söyledi. Lübnan direnişinin caydırıcı gücünün sadece İran ve Suriye tarafından desteklendiğini bildiren Nasrallah, “Temmuz savaşında 33 gün içinde, kara harekatı başarılı olsaydı, 80 ila 100 bin İsrail askeri güney Lübnan'a akacaktı" dedi. Deniz sınırlarını belirleme anlaşmasının, normalleşme anlaşması olmadığının altını çizen Nasrallah, ABD’yi memnun etme arayışlarının olmadığını ve ABD’nin bir şeyden memnun olması durumunda kendilerini sorguladıklarını ifade etti. Nasrallah, deniz sınırlarında bir damla sudan ve karada bir karış topraklarından vazgeçmeyeceklerini bildirdi. Hizbullah lideri, “Asla teslim olmadık, bugün de teslim olmayacağız. Günümüzde yaşanan krizler ışığında insanlar direnişten vazgeçmeyecek. Suikastlarla, iftiralarla, dünya kamuoyunu bize karşı kışkırtarak, aç bırakarak, kaosa sürükleyerek bu gücü elimizden almak istiyorlar. Bahisleriniz kaybedildi ve seçenekleriniz başarısız oldu. Bölge halkları kendi güçlerini bilecek bilince sahiptir” dedi. Lübnan’da cumhurbaşkanı seçimi krizine değinen Nasrallah, dışarıdan herhangi bir bir cumhurbaşkanı dayatmasını kabul etmediklerini ve herhangi bir cumhurbaşkanı adayına dışarıdan vetoyu da kabul etmediklerini bildirdi. İran ve Suriye’nin cumhurbaşkanlığı dosyasına müdahale etmediğini ve etmeyeceklerini kaydeden Nasrallah, İran’ın nükleer anlaşmasının Lübnan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle veya bölgedeki başka bir şeyle ilgisinin olmadığının altını çizdi. Lübnan cumhurbaşkanlığı için her partinin adayını göstermesi çağrısında bulunan Nasrallah şöyle devam etti: “Temsilciler Meclisi'ne gideriz ve yeter sayı varsa doğrudan başkanı seçeriz. Hizbullah adayı diye bir şey yok. Bu etiketin amacı desteklediğimiz kişiyi yok etmektir. Hizbullah'ın desteklediği bir aday var. Özgür Yurtsever Hareketi Başkanı Cibran Basil ile görüştüm. Hizbullah'ın cumhurbaşkanında istediği özellikleri kendisine bildirdim. Bir cumhurbaşkanı adayını desteklemek için müttefiklerimizle diyalog başlattık ve sonuç aldık. Basil’e, ‘Hizbullah sizi veya eski bakan Süleyman Franciyeh'i cumhurbaşkanlığı adayı olarak görüyor, siz aday olmadığınız için Franciyeh’i destekleyelim’ dedim.” Destekledikleri cumhurbaşkanı adayının Franciyeh olduğunu bildiren Nasrallah, Özgür Yurtsever Hareketi ile ittifaklarının, iki partiyi bir parti haline getirmeyi amaçlamadığını ve cumhurbaşkanı adayının adı üzerinde anlaşmaya mecbur olmadıklarını belirtti.

Kudüs Haber Ajansı - KHA | kudushaber.com.tr