Tel Aviv askeri polisiye kabinesi ayrıca işgal altındaki Kudüs'te başarılı operasyonlar yürüten Filistinli şehadettalep savaşçının evinin yıkıma hazırlanması amacıyla derhal mühürlenmesine karar verdi. Ayrıca Filistinli mücahitlerin ve operasyonda payı olanlarının ailelerinin maaş, sigorta ve diğer haklardan mahrum bırakılmasına karar verildi. Siyonist güvenlik kabinesi ayrıca yerleşimcilere ateşli silah ruhsatı verilmesini hızlandırmak ve genişletmek ve daha fazla Filistinliyi tutuklamak ve direniş savaşçılarının silahlarını toplamak için hedefli operasyonlar yürütmek üzere güvenlik güçlerini güçlendirmek için kararlar aldı. Siyonist medya, Siyonist rejim polisinin sözcüsünün, silah taşıma ruhsatı olan herkesin silahı yanında taşıması gerektiğini söylediğini aktardı. Bu, yerleşimcilerin çoğunun silahlandırılmasına fiilen önceden karar verildiği ve Cenin kampına yönelik büyük çaplı askeri saldırıya misilleme olarak Filistinlilerin Kudüs'te gerçekleştirdiği silahlı operasyonların resmi gerekçe olarak kullanıldığı anlamına geliyor. Bu durumun kararın duyurulmasına fırsat oluşturduğu da söylenebilir. 

Son iki silahlı operasyonda, Kudüs'te 21 yaşındaki bir genç ve bir başka Filistinli delikanlı, 9 Siyonisti öldürdü ve 14 kişiyi yaraladı; 9 Filistinlinin şehit olduğu ve 20 Filistinlinin de yaralandığı  Siyonist Rejim'in Cenin kampına yönelik saldırının zayiatı ile yakın bir zayiat düşmana verdirildi. Filistin direnişinin insani zayiat  konusunda yeni bir dengeyi elde etmesi ve bunu  başarması  İsrail tarafına bundan böyle öldürdüğü kadarını öldüreceği mesajını verdiğini gösteriyor.

Dolayısıyla Batı Şeria'da daha fazla Siyonistin silahlandırılmasının sonuçlarından biri de Siyonistlerin ölümlerinin artması olacaktır.Çünkü Filistin tarafında uzlaşma sürecinin başarısızlığından sonra silahlı direnişten başka yol kalmamıştır ve bu seçenek Filistin'de hızla yaygınlaşıyor ve Selwan kasabası önündeki silahlı operasyonlarda da görüldüğü gibi, silahlı direniş operasyonlarına katılan gönüllülerin yaşının 13'e düşmesi ve , daha fazla Filistinlinin yeni silahlı operasyonlara hazır olduğu anlamına geliyor.

Siyonistlerin aksine, Filistinlilerin silahlı operasyonları için yasal ve meşru  nedenleri var, çünkü Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı Kararları da dahil olmak üzere BM kararlarına göre Batı Şeria, 1967 savaşında işgal edilen diğer bölgeler gibi işgal edilmiş toprak olarak kabul ediliyor. Daha önce Filistin devletinin kurulması için Filistinlilere verilmiş olan bu topraklar ancak  Siyonist rejimin bu kararları çiğnemesi ile işgal altında kalmıştır. Siyonist Rejim bu bölgeleri teslim etmeyi reddetmekle kalmadı, bu bölgeleri işgal etmeye ve Siyonist yerleşim alanlarını da genişletmeye devam etti. Siyonist yerleşim yerleri ve aşırılık yanlısı Siyonistlerin buralara yerleştirilmesi durumu daha da hassas bir seviyeye taşıdı. 

Eldeki istatistikler, Siyonist rejimin paralel olarak yerleşimci ve yerleşikler sayısını yasadışı bir şekilde arttırdığını ve bu şekilde işgali sürdürdüğünü, yerleşimcilerin silah gücünü de her geçen gün artırdığını gösteriyor.  Yeşa Kent Konseyi tarafından sağlanan bilgiler, Batı Şeria ve Ürdün Vadisi bölgesindeki toplam yerleşimci sayısının bu yılın Ocak ayına kadar irili ufaklı 150 yerleşim yerinde yaşayan 491 bin 923 kişi olduğunu gösteriyor. Bu rapora göre yerleşimcilerin nüfusu 2021'de yüzde 3,3 artarken, 2020'de bu oran yüzde 2,6 civarındaydı. Ayrıca yerleşim yerlerindeki nüfus artışı, 2021 yılı sonuna kadar %1,7 olan işgal altındaki toprakların tamamındaki nüfus artışından çok daha yüksektir. 2011'den bu yana, yerleşimci sayısı yüzde 43 arttı ve yıllık ortalama yüzde 3,7'lik bir büyüme yaşadı. Bu raporda sunulan bilgiler, yerleşim yerlerindeki Haredim sakinlerinin sayısının yaklaşık %36 olduğunu, yerleşimcilerin %36'sının dinci Siyonist ve %29'unun laik olduğunu göstermektedir.

Ayrıca Siyonist hükümetin İç Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan veri ve bilgiler, işgal altındaki topraklarda yaşayan Siyonist yerleşimcilerin 2021 yılında silah taşıma ruhsatı alma taleplerinin 2020 yılına göre %120 arttığını gösteriyor. Bu rapora göre, söz konusu yerleşimciler 2021 yılında 19 bin 375 ruhsat başvurusu yaparken, 2020 yılında bu başvuru sayısı 8 bin 814 olmuştu. Bu vakalar, yerleşimcileri kapsamlı bir şekilde silahlandırma kararının yerleşimcilerle Siyonist rejimin ortak arzusu olduğunu ve uzlaşma sürecinin tamamen başarısız olmasının ardından işgali istikrara kavuşturmak için tüm çabalarını Filistinlilerin önünde silahla seferber ettiklerini gösteriyor. Bunun Batı Şeria'yı belirleyici bir savaş alanına ve birden fazla galibi olmayacak sıfır toplamlı bir oyuna sokacağı söylenebilir. 

parstoday