KUDÜS'Ü DESTEKLEYEN AVRUPALILAR VAKFI'NDAN ÇARPICI RAPOR

Bugünlerde Filistin ile ilgili haberlerin bir çoğu Nablus ve Cenin gibi bölgeler ve diğer şehirler ve çevre bölgelerle ilgili olsa da, Siyonist rejim ve yerleşimcilerin saldırı ve cinayetlerinin Kudüs ve Mescid-i Aksa'da devam ettiğini yoğunlaştığını ve topyekun şiddetin devam ettiğini gösteriyor. 

Görüntülenme: 581 Tarih: 06 Aralık 2022 01:59
KUDÜS'Ü DESTEKLEYEN AVRUPALILAR VAKFI'NDAN ÇARPICI RAPOR

Kudüs'ü Destekleyen Avrupalılar Vakfı ise yeni raporunda, yalnızca Kasım ayında 4 bin 239 Yahudi yerleşimcinin ve 90 binden fazla kişinin turist kılığında Mescid-i Aksa'ya taciz yaptığını ve Siyonist ordunun Kudüs'e 762 kez   taciz yaptığını  ve bu sırada üç Filistinlinin şehit düştüğünü, 31 kişinin yaralandığını, 8'i kadın 20'si çocuk 143 sivilin tutuklandığını, 19 kişinin sorguya alındığını, 10 Filistinli sınır dışı edildiğini, 17 Filistinlinin hapse çarptırıldığını, 15 Filistinlinin de evinin yıkıldığını belirtti.

Bu vakalar, Siyonist rejimin Kudüs'ü her boyutta kalıcı başkenti yapmak için coğrafi ve demografik bağlamını değiştirmeye yönelik politika ve önlemlerini ilerlettiğini gösteriyor. Bu rejimin son seçimlerinin sonuçlarına göre en önemlisinin de sağcı partiler ile ırkçı ve faşist eğilimli grupların zafere ulaşması ile  bu eğilimin yoğunlaştırılması muhtemeldir.Elbette Filistinliler de kendilerini kesin bir savaşa hazırlamış ve son zamanlarda Batı Kudüs'te düzenlenen bomba saldırıları ve kameraların eşzamanlı olarak hacklenmesi , Filistinlilerin uyarısının bir örneğidir. Aradan geçen birkaç haftaya rağmen, bu operasyonların faillerinin hiçbir izine rastlanmaması, Filistin operasyonlarının kalitesini ve karmaşıklığını gösteriyor, bu da şaşırtma ilkesini kullanarak Siyonistlerin kafa karışıklığını artırıyor.Siyonist rejim kurulduğu 1948 yılından bu yana , gündemine Kudüs şehrinin tamamen işgal edilmesi ve ele geçirilmesi, demografi ve İslami renginin değiştirilerek bu şehrin Yahudileştirilmesi ve bu rejimin başkentinin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınmasını önemli bir hedef olarak görmüştü.  Siyonist rejim, bu hedeflere ulaşmak için Arap topraklarını işgal ve gasp etmek, İslam ve Arap ev ve yerlerini yıkmak, Arap sakinlerini taciz etmek gibi önlemler almakla birlikte siyasi, ekonomik, hukuki ve sosyal baskılar da kurmuştur.

 

Siyonist rejim, yayılmacı politikaları doğrultusunda 1967'de Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin işgalinden sonra Yahudileştirme programlarından birini Kudüs'te yerleşimler şeklinde başlattı. Bu rejim, Filistinlilerin topraklarına el koyduktan sonra, Kudüs şehrini Batı Şeria'dan kuşatmak ve ayırmak amacıyla üç Yahudi yerleşim bölgesi ve kuşağı oluşturmuştur.Eski şehir ve çevresini çevreleyen ilk kuşak, şehrin tarihi surları içindeki Yahudi mahallesi ve milli parkın oluşumu şeklindedir.Sur dışındaki Arap mahallelerinden oluşan ikinci kuşak, şehri üç taraftan çevreliyor ve kuzey ve güneydeki Arap yerleşim mahallelerinden şehri yay şeklindeki ayırıyor. Bu kuşak içindeki yerleşimlerin sayısı 11'dir. Üçüncü kuşak, İsrail'in önerdiği planlar doğrultusunda Kudüs'ü kuşatmak ve Yahudileştirmek amacıyla oluşturulmuş, Arap mahallelerini sakinlerinden boşaltıp yerlerine Siyonistleri yerleştirmeyi amaçlayan bu plan halen devam etmektedir.Yayımlanan haberlere göre, Ukrayna'daki savaşın ardından Siyonist rejim Ukrayna ve Rusya'dan 70 bin Yahudiyi işgal altındaki Filistin'e taşımıştır. Bu rejimin Ukrayna'daki savaşın perde arkasındaki rolünü gözler önüne seren unsur da budur. İşgal altındaki topraklara giren her Yahudi, bu rejim aynı sayıda Filistinliyi sınır dışı etmektedir. İnşa edilen her Yahudi yerleşim yeri için aynı sayıda Filistinli evinin yıkılacağı da belirtilmelidir.

parstoday

Yorumlar