Bahreyn, Eylül 2020'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile birlikte Siyonist İsrail’le resmi bir normalleşme anlaşması imzalayan ikinci Arap ülkesi oldu. Tabi ki bir kukla devleti olarak görülen Bahreyn'deki Al-i Halife rejiminin Riyad, Washington ve diğer yabancı aktörlere bağımlı olduğu için iç ve dış meselelerde hiçbir zaman bağımsız karar verme yetkisi olmamıştır. Buna göre Siyonistlerle sağlanan normalleşme anlaşmasının da Suudi Arabistan ve ABD'nin gözetimi altında ve yeşil ışığıyla yapıldığını söyleyebiliriz.
Siyonistlerin Bahreyn'in Güvenlik ve Askeri Kurumları Üzerindeki Kontrolü
Siyonistler, bölgesel ilişkilerde ağırlığı olmayan Bahreyn ile işbirliği yapıyor. Bu ülke, normalleşmeyi destekleyen BAE ile diğer Arap ülkeleri ile birlikte Tel Aviv’le farklı düzeylerde işbirliği yapmak için harekete geçti, hatta Siyonistlerle güvenlik ve istihbarat işbirliği alanında diğer ülkeleri geride bıraktı. Manama ile Tel Aviv arasında normalleşme anlaşması imzalandıktan sonra, iki taraf çeşitli güvenlik anlaşmaları da imzaladı; bunların en önemlisi, Siyonist bir askeri temsilcinin Manama’daki Amerikan Donanması 5. Filosu Merkez Komutanlığı ile iletişime geçmesi için görevlendirilmesini öngören anlaşmadır. Konuya dair “Israel Defense” internet sitesinde yer alan bilgide, Tel Aviv’in ABD'nin arabuluculuğuyla Bahreyn'deki bir limanı deniz üssü olarak kullanmayı planladığı bildirildi.
Geçenlerde “Intelligence Online” sitesinde yayınlanan yazıda, Bahreyn Kralı Hamad bin Isa Al-I Halife'nin ülkesinin istihbarat servisine İsrail istihbarat servisleriyle işbirliğini geliştirme talimatı verdiğini bildirildi. Yazıda, “Bahreyn güvenlik kurumlarını İsrail teknolojisiyle güçlendirmek için Tel Aviv’le işbirliği yapmayı planlıyor.” denildi.
Intelligence Online’a göre, Bahreyn Stratejik Güvenlik Servisi, Bahreyn istihbaratçılarını eğitmek için Siyonist eğitmenleri işe alacak. Bahreynli yetkililer ayrıca Skylock Systems tarafından geliştirilen Skylock Dome anti-drone sistemi ve Elbit şirketi tarafından üretilen İsrail yapımı insansız hava aracı satın almak istiyor.
İbranice yayınlanan Maariv gazetesi de Bahreyn'in İsrail silahlarının müşterileri listesinin başında yer aldığını ve bu alandaki ticaretinin çoğunun siber sistemlerle ilgili olduğunu bildirdi.
Al Halife rejimi, Amerikalılar ile Siyonistleri memnun etmek için Manama dahil olmak üzere Bahreyn'in farklı bölgelerini Yahudileştirme ve çeşitli noktalarda sinagog inşa etme konusunda önlemler aldı ve son zamanlarda Siyonistlerle normalleşmenin teşvik edilmesi yönünde ülkenin eğitim sistemi müfredatında önemli değişiklikler yapıldı.
Protestoların Gölgesinde Herzog'un Bahreyn Ziyareti
Bu şartların gölgesinde son 2 yılda Bahreynli ve Siyonist yetkililerin arasında karşılıklı ziyaretler yapıldı. Bunlardan en önemlisi rejimin eski başbakanı Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Benny Gantz ile Mossad'ın eski başkanı Yossi Cohen Bahreyn ziyaretidir.
Benyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı partilerin yeniden iktidara gelmesinin ardından rejimin başkanı Yitzak Herzog Bahreyn Kralı'nın davetlisi olarak bugün (4 Aralık) ülkenin başkenti Manama'ya resmi ziyarette bulundu.
İşgalci rejim başkanının Bahreyn ziyareti planı, Bahreynlilerin tepkisini çekti ve geçen haftadan itibaren halk, Herzog'un Manama ziyaretini kınamak için ülke genelinde protesto gösterileri başlattı.
Bahreynli sosyal medya kullanıcılar bile Herzog'a karşı İbranice, Arapça ve İngilizce tehdit mesajları yayınladılar ve onu Bahreyn'de kimsenin beklemediği bir sava suçlusu olarak tanımladılar. Bu konu, rejimin İç İstihbarat Servisi'nin (Şabak) Herzog'un Manama ziyareti için güvenlik önlemlerini artırmasına neden oldu.
Bu bağlamda Bahreyn Şiileri Lideri Ayetullah Şeyh İsa Kasım Herzog'un Bahreyn ziyaretine tepki göstererek, rejimin cani liderinin ülke topraklarına ayak basmasını “büyük bir skandal” olarak değerlendirdi. Bahreyn halkının protestoları, Herzog'un Manama'ya gelişiyle daha da yoğunlaştı ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, ülke çapında Herzog'un Manama ziyaretinin Bahreynliler tarafından protesto edildiği görülüyor. Bahreynlilier, Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını vurgulayarak Siyonistlerin Bahreyn'den atılmasını talep etti. Bahreyn halkı Herzog’un Manama ziyaretini kınarken "Normalleşme ihanettir", "Bahreyn Siyonistlerin mezarlığı" ve "Direniş, direniş" gibi sloganlar attı.
İşgalci Rejimin Boşuna Çabalaması
İşgal rejimi başkanı Yitzak Herzog’un Bahreyn ziyareti, Katar’ın ev sahipliğinde düzenlenen 2022 Dünya Kupası'nda Arap ve Müslüman milletlerin sahte İsrail rejimine nefretini gösterdiği dönemde gerçekleşti. Dünya Kupası maçlarını izlemek veya haber yapmak için Katar'a giden Siyonist yerleşimciler ve gazeteciler, bu organizasyonu Arap ve Müslüman halklarıyla yakınlaşmak için kullanabileceklerini düşünüyorlardı, fakat onlar Müslümanların İsrail’den ne kadar nefret ettiğini öğrenmiş oldular.
Bazı Siyonistler, Katar'daki Dünya Kupası’nda başlarına gelenleri şöyle anlattılar: "Katar'da Arapların İsrail'den ne kadar nefret ettiğini ve bizi yeryüzünden silmek istediklerini anladık. İsrail’e karşı güçlü bir nefret olduğunu fark ettik ve Katar'dan çok kötü bir hisle ayrılıyoruz."
Katar'da 2022 FIFA Dünya Kupası'nı haber yapan İsrail muhabirleri röportaj yapmak istedikleri Arap seyirciler tarafından protesto ediliyor. Arap ve Müslüman taraftarların, Siyonist muhabirlerle röportaj vermeyi reddetmesi onları hayal kırıklığına uğrattı. Bazıları ise, Müslümanların tepkilerinden kaçmak için Ekvator medyasından olduğunu söylüyorlar.
2022 Dünya Kupası'nda yaşananlar, Siyonist İsrail’le normalleşme anlaşması imzalayan Arap rejimlerinin kararının halklarının iradesini yansıtmadığını doğruluyor. Bu milletler her zaman Filistin'i, davasını ve direnişini desteklemektedir. Arap ve Müslüman futbolseverlerin İsrail medyasını boykot etmesi sonucu bu rejimin barış iddialarını yayma, Filistinlilere ve İslam ile Hıristiyanların kutsal değerlerine karşı işlediği suçları örtbas etme ve Filistinlilerin imajını zedeleme çabaları önlenmiş oldu.
Birçok Orta Doğu uzmanı, Herzog'un Bahreyn'e yaptığı ziyaretin şimdiki durumda yanlış bir hesaplamadan kaynaklandığına inanıyor. Gözlemcilere göre, üst düzey bir Siyonist yetkilinin bir Arap ülkesine gerçekleştirdiği ziyaretin hiçbir sonucu olmayacak, çünkü Arap ve Müslüman milletler, gerici Arap rejimlerinin Siyonistlerle normalleşme kapısını açsalar da İsrail rejiminin halk nezdinde meşruiyeti olmadığını ispatlamıştır.
Al-ı Halife rejimi de normalleşme anlaşmasını imzalayan diğer ülkeler gibi İsrail ile ilişkiler gölgesinde güvenliğini garanti altına alabileceğini ve ABD’den daha fazla destek geleceğini düşünüyor. Ancak burada ortaya çıkan soru şudur: Kendi güvenliğini sağlamayan Siyonist Rejim, Arap ülkelerini nasıl koruyacak? Aslında Bahreyn yönetimi, güvenliğini kendi varlığını bile koruyamayan bir tarafa emanet etmiştir.
Öte yandan, Siyonist İsrail’in normalleşme stratejisini derinden incelersek, bu rejimin Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkeleri vasıtasıyla kendisine güvenli bir alan yaratmaya çalıştığını anlayabiliriz. Daha geçen yıl Yemen Ensarullah Hareketi’nin BAE'de çeşitli operasyonlar gerçekleştirmesinin ardından Siyonist yetkililer ile uzmanların Yemen füzelerinin işgal altındaki toprakların derinliklerini hedef alacağından son derece endişeli olduğunu gördük.
Son 10 yıldır ciddi güvenlik, askeri ve siyasi krizler yaşayan Siyonist Rejim makamları ve uzmanları, iç savaştan bahsederken çöküş sürecinin her an başlayabileceğini söylüyorlar. Özellikle aşırı sağ partilerin yeniden iktidara gelmesinden sonra paniğe düşen Amerika'daki Yahudi lobisi bile rejimin geleceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle Orta Doğu uzmanları, Arap rejimlerinin Siyonistlere bel bağlamasının sonuç vermeyeceğini söylüyorlar.
tesnim