FIFA Futbol Dünya Kupası maçları, Siyonist İsrail’e karşı tutumları bakımından Körfez ülkelerindeki Arap vatandaşlarla yöneticiler arasında geniş çatlaklar olduğunu ortaya koydu. Televizyonda açıkça ifade edilen duygulara bakılırsa, halkın büyük çoğunluğunun İsrail ile ilişkilerin "normalleşmesini" yöneticileriyle aynı şekilde görmediği sonucuna varmak kaçınılmazdır. İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ya da normalleştirmek üzere olan birçok ülkenin vatandaşları, ana akım medyanın söylediklerinin aksine bu politikaya karşı çıkıyor. Katar'da görülen Filistinlilere yönelik sempati ve dayanışma patlaması, Arap halkının Filistin davasını terk etmediğine dair büyük umutlar uyandırıyor. Bu gelişme, Arap dünyasında Filistin ile dayanışma olmadığı iddialarını dayanaksız bırakıyor. Arap vatandaşlar, Apartheid/Siyonist İsrail işgaline karşı mücadelelerinde Filistinlilerle birlikte olduklarını tüm dünyaya açıkça gösteriyorlar. Bu, İbrahim Anlaşması savunucularının yüzlerinde patlayan bir gerçektir. Filistinliler işgalci güçler tarafından öldürülürken, evleri yıkılırken ve her gün aşağılanmalarla karşı karşıya kalırken normalleşme olamaz. Bu nasıl bir İbrahimî kardeşliktir? İsrail, dünyayı inandırmayı arzuladığı şeyin tam tersini yapmaya devam ediyor. Ve sözde İbrahim Anlaşmaları ile İsrail, barışı reddedenlerin Müslümanlar olduğu yalanını yansıtarak İslam ile mücadelesinde üstünlük sağlamak istedi. Müslümanlar barışa tutkuyla inanıyorlar ama öncelikle adalet tesis edilmeli, özellikle de uzun süredir ezilen Filistin halkı için. Ancak, tüm Arap vatandaşları, aslında tüm dünya, bu cephenin içini gördü. İkiyüzlü anlaşmaları açıkça bir Halkla İlişkiler tatbikatı olmakla suçluyorlar. Bu anlaşmalar, Apartheid/siyonist İsrail'in acımasız politikaları sayesinde başarısız oldu. Arap vatandaşlarının duygularına bakılırsa, İsrail dünyanın bu bölgesinde hoş karşılanmıyor. Bu açıkça Arap yöneticilerini – bu feci politikanın savunucularını – son derece endişeli hale getiriyor. Naif olduğunu düşündükleri ve sözde İbrahim Anlaşması'nı sorgusuz sualsiz kabul edeceklerini düşündükleri tebaalarının tutumu bu efsaneyi paramparça etmiştir. Dahası, Siyonist oluşum Filistin halkına yönelik baskı ve cinayetlerine devam ettiği sürece, ‘sözde normalleşme’ işe yaramayacaktır. Sonucun hem İsrail hem de Arap rejimleri için ciddi yansımaları olabilir. İstikrarsızlık, çok uzak olmayan bir gelecekte bu Körfez ülkelerinin çoğunu sarsabilir. Bu Arap yöneticilerden bazıları aslında İsrail uğruna siyasi gelecekleri üzerine kumar oynuyorlar. Bunu ilginç kılan şey, eğer bu ülkelerdeki sıradan vatandaşlar Filistinlilerle birlikteyse, yöneticilerin böylesi bir politikayı uygulamakta zorlanacağıdır. Siyonistler, İbrahim Anlaşmaları ihanetini kullanarak bu politikaları gerçekleştirmenin parkta bir yürüyüş gerçekleştirmek kadar kolay olacağını düşündüler. Fakat Körfez Ülkeleri’nin Arap vatandaşları İsraillilere açık ve yüksek sesle "hoş karşılanmadıklarını" belirttiler.
Kudüs Haber Ajansı - KHA | kudushaber.com.tr