Filistin Enformasyon Merkezi'ne verdiği röportajda Eş-Şâyi’ “İslam ümmeti hâlâ Kudüs ve Filistin davasına ilgi duymaktadır. Birçok Arap ve İslam ülkesindeki sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığımız görüşmeler ve gözlemler sonucu ümmetin Filistin davası ve Kudüs’le geçmişten daha çok irtibatlı olduğunu fark ettik.” dedi. 

Kudüs konusunda çalışmalar yapan Eş-Şâyi’, sözde tapınak cemaatlerinin günü birlik Mescidi Aksa baskınlarının Mescidi Aksa’yı Yahudileştirme hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olduğunu, bunun da siyasi, güvenlik ve yargı ayaklarıyla işgal varlığının temel projesinin özünü oluşturduğunu ifade etti.

Sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşgal güçleri tarafından korunan Yahudi çapulculara Kudüslü murabıtların karşı koyması, bunun sonucunda baskın yapanların sayılarında azalmanın görülmesi, Mescidi Aksa içinde ve özellikle de Kıble Mescidi'nde murabıtların burayı korumaya devam etmeleri, çapulcuların emellerine ulaşmalarını engelliyor.”

“Önümüzdeki günler geçmişe göre daha fazla tehlike arz ediyor. O nedenle Kudüs ve çevresinde nöbet tutan murabıt ve direnişçilere mesajımız şudur: “İtikafınız ve ribatınızla sizler Mescidi Aksa’yı koruyorsunuz.”

Hak Zaman Aşımına Uğramaz

Uluslararası Kudüs Gençlik Birliği Başkanı Eş-Şâyi’ röportajında ayrıca, “Ümmetin bu konudaki imanı; davasının adil oluşundan, bir hakkın zaman aşımıyla düşmeyeceğine ve güçle gasp edilen bir hakkın ancak güçle geri alınabileceğine olan inancından kaynaklanmaktadır. Ümmet, bazı rejimlerin işgalci düşmanla ilişkileri normalleştirerek Filistin davasına ihanet etmelerine razı olmadığını onlarla aynı düşüncede olmadığını ortaya koymuştur.” diye konuştu.

Eş-Şâyi’ devamla, “Baştan beri Mescidi Aksa ve Kudüs’ü himaye etmek ve ona yardım etmek için çağrımız hep açık ve net olmuştur. Arap ve İslam ülkeleri hükümetlerinden talebimiz, işgalciyle ilişkileri normalleştirme çalışmalarını durdurma, işgalciyle resmi boyutta ilişkileri geliştirme politikalarını reddetme şeklinde olmuştur. Aynı şekilde işgal altındaki Filistin topraklarına veya Mescidi Aksa’ya ziyaretler gerçekleştirmemelerini talep ediyoruz. Çünkü işgal altında olan bir toprağı ziyaret etmek şer’an caiz değildir.” dedi.

Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeyi resmi boyuttan sivil boyuta taşıma girişimlerine karşı durmada sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düştüğüne dikkat çeken Eş-Şayi’ “İşgal rejimiyle ilişkileri normalleştirmenin Arap toplumlarında dil ve dinleri bir olan kardeşlerin dayanışması gibi erdemli ve köklü ahlaki değerlere karşı bir tutum olduğunu göstermemiz gerekir. Bu tehlikenin halkın yanında, alimlerin, hareketlerin ve cemaatlerin de öncelikli meselesi olması gerekir.” dedi.

Eş-Şayi’ devamla, “Şunun altını çizmek istiyoruz. Tarihi Filistin topraklarını işgal edip tecavüz eden işgalci İsrail ile ilişkilerde temel düşünce, bu ilişkilerin düşmanlık üzere kurulmasıdır. Onu bu topraklardan çıkarıncaya kadar bu ilke olarak kalmalıdır. İşgalci rejimle koalisyon kurmak büyük bir suç ve en büyük günahlardan biridir. Zira düşmanlar arasında en önde olanlar bunlardır. Varlıkları da temelde meşru değildir.” diye konuştu.

Eş-Şayi’ röportajında ümmete çağrıda bulunarak, başta Kudüs ve Mescidi Aksa olmak üzere Filistin davasına destek için her yolun kullanılmasını istedi. 

Filistin Enformasyon Merkezi