SABRA VE ŞATİLA KATLİAMININ YILDÖNÜMÜ (ANALİZ)

16 Eylül günü, Sabra ve Şatila cinayetinin 40. yıl dönümüydü. 

Görüntülenme: 714 Tarih: 18 Eylul 2022 23:38
SABRA VE ŞATİLA KATLİAMININ YILDÖNÜMÜ (ANALİZ)

16-18 Eylül 1982 tarihleri ​​arasında Siyonist rejim ordusu Beyrut'un batısındaki Sabra ve Şatila kampını kuşattı ve üç bin 500 Filistinli kadın, çocuk ve yaşlı insanla çok sayıda Lübnanlıyı üç gün boyunca katletti. 1980'ler, işgal rejiminin Lübnanlılara karşı en çok cinayet işlediği yıllardı. Aslında, bu on yıl boyunca Lübnan, Siyonistlerin vahşice işlediği cinayetlerin odak noktasıydı. Hem savaş hem de sivillerin katledilmesi bu rejimin gündemindeydi. Bu arada Lübnanlı sivillerin yanı sıra Filistinli mülteciler de Siyonistler tarafından hedef alındı. Bu cinayetler içinde birkaç siyasi analiz noktası var.

Birinci nokta, Sabra ve Şatila suçunun, işgal rejiminin apartheid'a dayandığını ve sivilleri, hatta mültecileri hedef aldığını açıkça kanıtlamasıdır. İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Siyonist rejim askerlerinin Sabra ve Şatila'daki Filistin mülteci kamplarında işledikleri suçların 40. yıl dönümü münasebetiyle Instagram'da yaptığı paylaşımda şunları yazdı: " Bugün 16 Eylül, Beyrut'un güneyindeki Sabra ve Şatila kamplarında Filistinli mültecilerin kana susamış Siyonist rejim ve suç ortakları tarafından 3 günlük menfur ve akıl almaz katliamlarının başlamasının üzerinden kırk yıl geçti. Bu sahte rejimin ne ilk suçuydu, ne de sonuncusu. Siyonist apartheid rejiminin temeli, saldırganlık, suç ve uluslararası yasaların ve insan haklarının aleni ihlallerine dayanmaktadır ve her zaman uluslararası barış ve güvenliği tehdit edecektir."

İkinci nokta ise, Siyonistlerin İslam ülkelerindeki bazı grupların ihanetinden her zaman yararlandıkları ve ihanetin İslam ülkelerindeki siyasi özelliklerden biri olduğudur. Sabra ve Şatila'nın cinayeti de Samir Caca'ya bağlı Lübnan'daki falanjların ihanetiyle işlendi. İsrail Başbakanı Yair Lapid'in ofisinin yakın zamanda yayınladığı belgeler de Samir Caca bağlantılı milislerin ihanetini doğruladı. Bu belgelerde İsrail casus teşkilatı (Mossad) ile Lübnanlı falanjlar grubu arasındaki doğrudan bağlantı ortaya çıktı. İsrailli yetkililerin 1980'lerin başında "Lübnan'da bizim varlığımız olan destekçilerimiz olduğunu" söylediği bu belgelerde belirtilmektedir. Bugün bile çeşitli İslam ülkelerindeki Siyonistler, bazı kişi ve grupların ihanetinden faydalanmakta ve çıkarlarını güvence altına almaktadır.

Üçüncü nokta, Lübnan'da direnişin ortaya çıkması, bu ülkenin Siyonist rejim tarafından kademeli olarak gerçekleşen işgalinin sona ermesi ve bugün direniş güçlerinin Lübnan'ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmasıdır. Bu konu aynı zamanda özellikle ABD ve Lübnan'daki bazı iç gruplardan Hizbullah'la olan düşmanlıkların da ana sebebidir çünkü vatanseverlik devam etmesine rağmen hem işgal yolu hem de ihanet yolu kapatılmıştır.

Dördüncü nokta, Siyonist işgal rejiminin işlediği diğer suçlar gibi Sabra ve Şatila cinayeti de uluslararası toplumda cezalandırılmamış olması ve Batılı güçlerin, özellikle de ABD'nin desteğiyle bu rejim, bu menfur cinayeti atlatmasıdır. Takip eden tüm yıllarda, Siyonist rejim iğrenç cinayetlerini sürdürdü ve yapmaya devam ediyor, bunun ana nedenlerinden biri ABD de dahil olmak üzere Batılı güçlerin pasifliği ve desteğine değinmek mümkün.

Parstoday

Yorumlar