Biden “ben Siyonist’im, Siyonist olmak için Yahudi olamaya gerek yok” demiş! Doğru söylemiş! Küresel Siyonizm zaten böyle bir teşekküldür. Her din, dil, renk, ırk ve mezhepten mebzul miktarda taraftarı vardır. Buna mukabil “anti Siyonizm” de böyledir. Anti Siyonist olmak için de mesela Müslüman olmak zorunlu değildir. Her din, dil, renk, ırk ve mezhepten anti Siyonistler vardır.
Ümmet için asıl tehlikeli olanlar Yahudi ve Hristiyan Siyonistler değil Müslüman Siyonistlerdir. Ümmet içinde devam eden ve ümmeti parçalayan da budur. Kavga Siyonist Müslümanlarla anti Siyonist Müslümanlar; Siyonist Sünnilerle, anti Siyonist Sünniler; Siyonist Şiilerle, anti Siyonist Şiiler; Siyonist Türk/Arap/Kürtlerle, anti Siyonist Türk/Arap/Kürtler; Siyonist Âlimler/Şeyhlerle Anti Siyonist Âlimler/Şeyhler vs. arasında devam etmektedir.
Bize “ normalleşme” diye yutturulmaya çalışılan şeyin aslında “Siyonistleşme” olduğunun bilincindeyiz. Zalim, zorba, despot, muhaliflerini testerelerle doğrayan bu diktatörler kulübü kendi aralarında uyum ve dayanışma içindedirler. Cephelerini güçlendirmek için askeri, siyasi, ekonomik işbirlikleri ile örgütleniyorlar. Kendisini “direniş cephesi” olarak tanımlayan anti Siyonist cephe de büyük kavga için geceli gündüzlü çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu iki cephenin yer yer devam eden vekâlet savaşları bir noktadan sonra büyük bir muharebeye dönüşecektir. Büyük Şeytan ve dostlarının yani hizbuşşeytanın mağlup olacağından hiçbir şüphemiz yoktur. Çünkü Hizbullah’ın galip geleceği müjdesini rabbimizden almış bulunuyoruz (Maide 56)
Rabbimiz Mücadele suresi 14. Ayette “Allah’ın kendilerine gazap ettiği (Yahudileri) bir topluluğu dost edinenleri görmez misin?” Buyuruyor. Görüyoruz ya rabbi. Onları dost edinenlere hizmette kusur etmeyenleri de görüyoruz. Her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Sarıkları ile cübbeleri ile sakalları ile bize benzeyen ancak direniş cephesinin arasına fitne sokmaya çalışanları, cepheyi bölmek isteyenleri de görüyoruz.
Ümmetten çalınan servetle satın alınan yazarı, çizeri, medyası ile Siyonizm’e hizmet edenleri görüyoruz. Bizim gördüklerimizi görmezden gelenleri de biliyor tanıyoruz. Hakkı ayakta tutmak için kanlarını canlarını feda etmeyi maslahata muhalif görenleri, Kanlarını canlarını korumak adına, Hakkı feda etmeyi maslahat(!) olarak görenleri tanıyor, biliyoruz.
Hakkı ayakta tutma adına hakkı haykırmayı “fitne”, Siyonizm’e boyun eğmeyi “maslahat” olarak görüp gösterenleri tanıyoruz.
Sen de El Basir sıfatınla her şeyi görüyor, El Sami sıfatınla işitiyorsun! Bizler Seni Şahit tutarak başını büyük şeytanın çektiği Hizbuşşeytandan beriyiz ya Rabbi. Mücadele suresi 14. Ayette “Onlar sizden değildirler” buyuruyorsun. Saddakte ya Rabbi biz de onlardan değiliz. Dinimizden, ırkımızdan, mezhebimizden olsalar da biz bu münafıklardan beriyiz. Sen şahit ol Ya Rabb!
AV. EMİN GÜNEŞ/İSLAMİ ANALİZ