ABD ŞİRİN EBU AKİLE DOSYASINDA AÇIKÇA TARAF TUTUYOR (ANALİZ)

ABD bir kez daha Siyonist rejimi koşulsuz şartsız desteklediğini ilan etti ve ABD vatandaşlığı da olan Şirin Ebu Akile'nin Siyonist askerler tarafından öldürüldüğünü kabul etmedi. 

Görüntülenme: 971 Tarih: 07 Temmuz 2022 16:35
ABD ŞİRİN EBU AKİLE DOSYASINDA AÇIKÇA TARAF TUTUYOR (ANALİZ)

Al-Jazeera Kanalı ve bazı Filistin medyaları Amerika Dışişleri Bakanlığı'nın bildirisinden naklen haberlerinde şunlara yer verdiler: "Bu bakanlık kesin bir şekilde Cenin kentinde geçen mayıs ayının 11'inde (Al-Jazeera Kanalı) gazetecisi Şirin Ebu Akile'nin öldürülmesine yol açan merminin, bir İsrail silahından ateş edildiğini duyuramaz. "
Bu bakanlık iddiasına şöyle devam etti: "Merminin üzerinde yapılmış olan balistik testler uzmanlara asıl ateş eden kaynağa varmalarına yardımcı olamadı. 
Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de "Amerikan koordinatörün denetimi altında çalışan bağımsız uzmanlarca merminin üzerinde yapılan balistik incelemelerden sonra, bu merminin ateş edilme kaynağıyla ilgili kesin bir sonuca varılamadı" diye açıkladı.
Sözcü "Amerikan koordinatörün vardığı sonuca göre, Filistinli ve İsrailli taraflarca yapılan araştırmalar sonucunda, tercihen Ebu Akile'nin İsrail ordusunun odak yerinden ateş edilen kurşunla öldürüldüğü söylenmelidir" diye ekledi.
Buna karşın, koordinatör, ateş edilmiş olan kurşunun kasten olduğuna yönelik görüşe varmak için hiçbir gerekçe elde etmediğini, ancak İsrail ordusunun İslami Cihat aktivistlerine karşı operasyon yürüttüğü esef verici koşullar sonucunda bu olayın yaşandığını öne sürdü.
Öte yandan, Filistinli bir yetkili bu açıklamaya tepki olarak Reuters'e şunları söyledi: "Şirin Ebu Akile'nin katili İsrail'dir ve cezalandırılmalıdır."
Al-Jazeera da Özerk Teşkilat'ın Adalet Bakanı'na dayandırdığı haberinde şunları duyurdu: "Mermiyi, ateş eden silahla karşılaştırmaksızın yapılan Şirin Ebu Akile ile ilgili araştırmalar eksiktir."

Hatırlanacağı üzere Batı Şeria'daki Al-Jazeera Kanalı'nın Filistinli muhabirinin Amerikan vatandaşlığı vardı.

Aslında Tel Aviv, Ebu Akile'yi kasten öldürerek Ebu Akile'nin haberciliğinden intikamını almak istedi hem de işgal altındaki topraklarda haber yapan diğer gazetecileri ve medya mensuplarına gözdağı vermek istedi. Ebu Akile'nin yolunu benimsemeleri konusunda medya mensuplarını ciddi bir şekilde uyarmak istedi. Böylece medya sessizliği içerisinde yayılmacı siyasetlerini daha da geliştirmek istedi. Bu nedenle mevcut belgelere göre Ebu Akile, bu rejimin ordu operasyonunun başlamasından birkaç dakika önce Cenin'de öldürülmüş ve kendisi ve meslektaşı 16 kurşunla vurulmuştu. Halbuki ondan önce orada herhangi bir atış yapılmamıştı.

Ebu Akile , kurşun geçirmez yelek giydiği için onu öldürmek niyetiyle atışın yapıldığı ve amaç onu öldürmek olduğu da kesinleşti. Nasıl ki Muhammed Bin Selman muhaliflerini Kaşıkçı'yı öldürerek korkutmak istediyse, böylece İsrail de  tekelci politikalarını dünyanın bilmemesi için gazetecilerin ve medya mensuplarını korkutmak amacıyla Ebu Akile'yi öldürdü. Böylece medya mensuplarının Filistin meseleleriyle uğraşmayı bırakmalarını açıkça istedi. Özellikle Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki işgalci politikalarının gizli kalmasına ne denli önem verdiğini de göstermiş oldu. Aynı şekilde Biden hükümeti, seçim sloganlarının aksine Kaşıkçı cinayeti davasının peşini bıraktığı gibi, Siyonist rejimin Ebu Akile cinayetiyle ilgili gerçek anlatımlarına ve manipüle edilmesine de göz yumdu. 

Genel olarak, hem Amerikalı hem de Avrupalı ​​Batılı yetkililerin ve medyanın Ebu Akile cinayetine yaklaşımı, ifade ve medya özgürlüğünü destekleme iddialarını bir kez daha sorguladı ve insan hakları kavramlarının ne kadar gözardı edildiğini bir kez daha kanıtladı. Siyonist rejimin ve yönetiminin çıkar ve politikalarıyla çelişmesi halinde tüm hakların ihlal edilebileceğini gözardı edilebileceğini göstermiş oldu.

parstoday

Yorumlar