Seyf-ul Kudüs savaşı 10 Mayıs 2021'de başladı ve 12 gün sonra 21 Mayıs'ta sona erdi. Bu savaşın üzerinden bir yıl geçiyor ve İşgal altındaki Topraklar ve Filistin'deki siyasi sahne ve Siyonist rejim ile Filistin arasındaki savaş bir takım değişikliklere uğradı.

İşgal altındaki topraklarda iktidarda kalmak amacıyla Filistin'e karşı savaş başlatan dönemin İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 12 yıl sonra iktidardan uzaklaştırıldı ve bu savaştaki yenilgi, Netanyahu'nun rakiplerinin onu İsrail Başbakanı olarak görevden almadaki başarısının ana nedenlerinden biriydi. Netanyahu'nun devrilmesiyle birlikte İsrail parlamento sahnesi, en önemli özelliği yüksek kırılganlığı olan bir kabinenin ortaya çıkmasına tanık oldu.

Naftali Bennett sol, merkez sağ ve Arap partilerinden temsilcilerden oluşan bir kabineye başkanlık etmeyi üstlendi ve Bennett kendisi de aşırı sağdaki Yamina partisine başkanlık ediyor. İsrail'de şimdiye kadar  çok az sayıda kabine bunca renkli ve birbiriyle çelişen eğilimleri olan insanlarla dolmuştur. Öte yandan, Başbakanlık görevi Bennett ve Yair Lapid arasında dönüşümlü olacak ve Lapid bu görevi Kasım 2023'te Bennett'ten devralacak.

Eid Süleyman'ın 6 Nisan'da kabine koalisyonundan istifa etmesi, muhalefetin koalisyon kabinesini devirmesi için umut kıvılcımlarını canlandırdı. Benntt-Lapid'in kabinesi Knesset'te 61 oyla sadece bir oyla kuruldu ve Süleyman'ın istifası kabinenin meclis çoğunluğunun desteğini kaybetmesine neden oldu ve kürsüler iktidar koalisyonu ile muhalefet arasında 60-60 oranında bölündü. Süleyman'ın istifası Netanyahu tarafından memnuniyetle karşılandı. Bu bağlamda, Netanyahu ve destekçileri Bennett'in kabinesine karşı bir protesto mitingi düzenlediler ve kabinenin yakında düşeceğini tahmin ettiler. Süleyman'ın istifasından iki hafta sonra, iktidar koalisyonunun üyesi olan ortak bir Arap listesi, kabineden ayrılmayı fısıldamaya başladı.

Seyf-ul Kudüs savaşından bir yıl sonra, İsrail rejiminin dönen kabinesinin durumu daha da kırılgan hale geldi. Önemli olan nokta, Filistinlilerin de bu durumda Benett-Lapid'in kabinesi için önemli bir rol oynamasıdır. Netanyahu'nun kabinesi gibi Filistinlilere yönelik şiddeti gündeme getiren, hatta tırmandıran bu kabine, işgal altındaki topraklarda Filistinlilerin şehadet operasyonlarına tanık oluyor. Şu ana kadar iki ayda gerçekleştirilen beş şehadet operasyonunda 19 kişi öldü, onlarca Siyonist yaralandı.

Seyf-ul Kudüs'ten bir yıl sonra işgal altındaki topraklarda Siyonist rejimin istihbarat ve güvenlik ihlalleri ortaya çıktı ve bu ihlaller Siyonist yetkililerin kafasını karıştırdı. El-Kassam Tugayları komutan yardımcısı Mervan İsa, savaşın birinci yıldönümü vesilesiyle, "Seyf-ul kudüs savaşı, Siyonist düşmanı yıkıma kadar bekleyen karanlık günlerin başlangıcıydı. Seyf-ul Kudüs, gaspçı düşmanın bedeni ve Filistin topraklarındaki geleceği üzerinde stratejik etkilere sahipti." vurgusunda bulundu.

Siyonist rejim, artan istihbarat ve güvenlik hasarı karşısında Filistinli komutanlara suikast düzenlemekle tehdit etti. Bu tehdit, Naftali Bennett ve Yair Lapid'in kabinenin çökmesine ilişkin korkularının, Filistin eylemlerine karşı koyamamaları nedeniyle arttığını gösteriyor. Aynı zamanda Filistin direniş grupları da ortak bir açıklama yaparak, Kudüs'ün kılıcının hala kınından çıktığını ve işgalci rejimin direniş liderlerini öldürme tehditlerinin, rejimin acizliğini, şaşkınlığını ve yenilgisini gösterdiğini belirtti.

parstoday