Geçtiğimiz Pazar günü Lübnan meclisindeki 128 sandalyenin kaderinin belirlenmesi için seçmenler sandık başına gitti. Seçimlerden sadece 5 gün geçmesine rağmen açıklanan resmi sonuçlar hakkında farklı yorumlar yapılmaya devam ediyor. Bazıları Hizbullah ve müttefiklerinin çoğunluğu kaybederek yenilgisine inanırken, diğerleri seçim sonuçlarının Lübnan'daki direnişi istikrara kavuşturduğuna inanıyor.
Hizbullah hareketinin meclis seçimlerdeki yenilgisini iddia edenler, mutlak çoğunluğun kaybedildiğine ve sandalye sayısının 71'den 62'ye düştüğünü gerekçe gösteriyorlar, fakat burada 3 önemli konuya değinmiyorlar: birincisi Hizbullah ve müttefiklerinin bu seçimlerdeki oy sayılarının artmasıdır, ikincisi Hizbullah ve müttefiklerinin mecliste hala en fazla sandalyeye sahip olmasıdır ve üçüncüsü de Hizbullah ve Emel partilerin yeni mecliste sandalye sayısının 28’den 31’e yükselmesidir.
Görünüşe göre bu propagandalar, uzun zaman önce Hizbullah'a karşı yürütülen baskıların ve psikolojik operasyonların devamı gibi görünüyor. Bu bağlamda Seyyid Hasan Nasrullah önceki akşam yaptığı konuşmada, şöyle dedi: "Amerika’nın direnişe karşı yönetilen düşmanca kampanyaya rağmen ve Yakın Doğu işlerinden sorumlu eski dışişleri bakan yardımcısı David Shanker’in de itiraf ettiği gibi bizim meclisteki oylarımız ve üyelerimiz artmıştır. "

Diğer konu ise Lübnan parlamentosundaki çoğunluk ve azınlığın genellikle göreceli olmasıdır. Esasen Lübnan'daki güç yapısı anlaşmaya dayalıdır ve Lübnanlı yetkililerin seçilmesi, diğer rakip grupların görüşü ve onayı olmadan mümkün değildir. Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan'daki durumu gerçekçi bir şekilde anlayarak, seçimlerde direnişin başarısız olduğu iddialarını reddederken, diğer grupları mezhep çıkarları yerine birlik ve ulusal çıkarlara yönlendirmeye çalışıyor.
Bu yüzden Lübnan Hizbullah hareketi genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah önceki gece yaptığı konuşmada şöyle dedi: Ülkede hiçbir siyasi grup, mecliste çoğunluğu kazandığını iddia edemez. Şimdiye kadar saygın ve makul insanların hiç biri böyle bir iddiada bulunmadı. Bizler bugün bir takım yeni parlamenter fraksiyonlar, siyasi partiler ve yeni bağımsız ve yeni temsilciler ile karşı karşıyayız. Belki Lübnan'ın ve ülke halkının maslahatı, tam da yaşanan bu olaydır ve ne bu grubun ne de o grubun çoğunluğu elde edememesindedir. 
Aslında Seyyid Hasan Nasrullah bu şekilde Lübnan toplumunda siyasi çoğunluğu ve çeşitliliğini bir kez daha vurgulamış oldu. 
Bir başka konu ise Lübnan meclis seçim sonuçlarının direniş muhalifleri ve özellikle muhalefet grupların mecliste çoğunluğu kazanmaları için büyük harcamalar yapan Arabistan ve Amerika için açık ve büyük bir yenilgi olmasıdır. Seyyid Hasan Nasrullah önceki gece yaptığı konuşmada bu konuya da değindi. Nasrallah, İran'ın Lübnan işlerine müdahalesini kınarken, şunları söyledi: Amerika büyükelçisinin sandık merkezlerinde dolaştığını ve Amerika büyükelçiliğinin bir liste verdiğini gördük ve Suudi Arabistan büyükelçisini ki bizzat en aktif seçim kampanyacısıydı.
Aslında Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri'nin sürekli endişesi, ülkenin karşı karşıya olduğu zorlu sorunların üstesinden gelmektir. Seyyid Hassan Nasrallah, meclis seçimlerinin kesin sonuçlarının açıklanmasıyla ihtilafların bir kenara bırakılması, seçim kampanyasına son verilmesi ve halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi için sorunlara odaklanılması gerektiğini bir kez daha vurguladı. Nasrallah’ın “Krizler ancak işbirliği yoluyla ve düşmanlıklardan uzak çözülür. Öyleyse ortak noktalarımıza odaklanalım.” Açıklamasını bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

parstoday