SÜLEYMAN SA'D EBU SİTTE SİYONİST REJİMİN CİNAYETLERİNİ YAZDI

 

Görüntülenme: 762 Tarih: 15 Mayıs 2022 09:13
SÜLEYMAN SA'D EBU SİTTE SİYONİST REJİMİN CİNAYETLERİNİ YAZDI

Siyonist işgal güçlerinin El-Cezire televizyonunun muhabiri Şirin Ebu Akile’yi tasfiye edip, Ali Semudi’yi de yaralaması üzerine dünyada birçok insan şok oldu. Cinayet, işgalcinin böyle bir fiile yeltenmesini gerekli kılacak bir ortamda işlenmedi. Ortalık çok da şiddetli değildi. Cenin’de yoğun bir çatışma yaşanmıyordu. Ağır bir savaş da sürmüyordu. Aksine işgal güçleri bölgeyi tamamıyla kontrol altında tuttukları bir zamanda bu cinayeti işlediler. Bütün bunlar işgalcinin genelde Filistin halkının, özelde ise gazetecilerin kanını hiçe saydığını gösteriyor. İşgalci bu tür cinayetleriyle Filistinlilerin sesini kısmak ve gerçeklerin dünya kamuoyuna ulaşmasını engellemek istiyor. 

Bunun birçok kanıtı var. Daha önce de birçok gazeteci, muhabir ve basın kuruluşuna saldırdılar. El-Aksa televizyonunun merkezini defalarca bombaladılar. Birçok gazeteciyi katlettiler. Bütün bunlar işgalcinin hakikati örtme ve Filistin’in sesini boğma girişimlerinden başka bir şey değildir. 

Birçok insan hakları kuruluşu şimdiye kadar gazeteci ve muhabirler hakkında işlenmiş onlarca cinayeti gözlemleyip raporladı. Gazeteciler Sendikası 1972 yılından şimdiye kadar işgalcinin 102 gazeteciyi katlettiğini ifade ederken, Filistin İnsan Hakları Merkezi, Aksa İntifadası'nın başladığı 2000 yılından 2010 yılına kadar işgalcinin 1251 gazeteci ve muhabire saldırdığını kaydetti. Bu süre içinde gazeteci ve muhabirleri doğrudan hedef alan işgal güçleri 11 kişiyi şehit etti, 270 kişi de yaralandı. Yine bu sürede 253 muhabir şiddetle darp edilirken 298 basın mensubu da tutuklandı. 

Mizan İnsan Hakları Merkezi ise, Gazze’nin doğusunda düzenlenen Dönüş Yürüyüşleri'ni takip eden 10’u bayan olmak üzere 173 gazeteci/muhabirin yaralandığını ve ikisinin de şehit olduğunu belirtti. 

Geçen yıl ile ilgili rapor yayınlayan Gazetecilere Destek Komisyonu, işgalcinin 2021 yılında 652 gazeteciye yönelik ihlalde bulunduğunu, 59 basın kuruluşunu yıktığını ve Yusuf Ebu Hüseyin’in şehit edildiğini ifade etti. 

İşgalci, gazeteci ve muhabirleri hedef almasının yanında her türlü insani ölçüyü aşan başka cinayetler de işliyor. Örneğin çocukları katletmekte, evleri yıkmakta, ailelere karşı terör estirmekte, yerleşim alanlarını ve apartmanları bombalamakta, halka ambargo uygulamakta ve esirleri hedef almaktadır. 

Bütün bunlar Siyonist düşmanın caniliğini yansıtıyor. Kendini güvende hissettiği an saldırıyor. Hiçbir zaman yaptığı cinayetlerin sonuçlarından korkmamıştır. Ama karşısında caydırıcı bir güç gördüğünde ve yaptığı cinayet nedeniyle cezalandırılacağını, hesap sorulacağını ve bedel ödemesi gerektiğini anladığında geri adım atar. İşgal rejiminin ulusal güvenlik ilkelerinden biri olarak kabul ettiği caydırıcılık teorisi aslında iyi bir araştırma ve etüdün sonucu değildir. Daha çok yaşadığı psikolojik durumun bir tezahürüdür. O nedenle işgalci caydırıcılık düşüncesine inandığı kadar, o oranda ona boyun da eğmektedir. 

Kendi varlığı için bir tehdit oluşturmayan bir gazeteci/muhabire karşı insanlık dışı bir eyleme kalkışıp onu katlederken, kendi askerlerine ateş açan Gazze sınırındaki bir direnişçiye karşılık vermekten aciz kalıyor. Bütün dünya bu iki tabloyu gördü. Bu iki olay, düşmanın sadece caydırıcılıktan, çatışmadan, ona ağır bedel ödetmekten anladığını gösteriyor. Filistinlileri ve işgal rejimini reddeden özgür insanları güç kullanmaya zorlayan, bunun için hazırlık yapmaya ve tecavüzlerini durdurmak için inisiyatif almaya zorlayan yine işgal rejimidir.

Bugün Batı Şeria’nın topraklarını, evlerini ve gençlerini koruma noktasında bu yöntemin dışında bir yöntem yoktur. Mahmud Abbas’ın görülmemiş şekilde verdiği tavizler, düşmanın ne kadar çok olursa olsun tavizler karşısında geri adım atmadığını gösterdi. Diğer taraftan (Abbas’ın tavizkar ve teslimiyetçi yöntemini değil de Siyonist varlığa karşı onurlu bir mücadeleyi benimseyen) direnişin sürdürdüğü yöntem, düşmanın anladığı sadece bir dil olduğunu, buna programlandığını, onun dışında bir dilden anlamadığını, başkasına boyun eğmediğini ve başka kodu kabul etmediğini ortaya koydu. 

Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar