Siyonist askerleri geçen Çarşamba sabahı, Katarın El-Cezire kanalının Filistin asıllı muhabirini, Ürdün Nehrinin Batı Yakasındaki Cenin mülteci kampı yakınında Siyonistlerle Filistinliler arasında çıkan çatışmayı görüntülediği bir sırada başından vurarak şehit ettiler. Irkçı İsrail Rejimi ilk başta Filistinlilerin Şirin Ebu Akile'yi şehit ettikleri iddiasında bulunarak  işledikleri bu cinayetin sorumluluğunu üstlenmekten kaçındılar. 
Katil İsrail rejim ordusunun bu cinayetin üzerinden 3 gün geçerken yapılan incelemeler, Dofdivan gizli birliğine bağlı bir askerin, Ebu Akile’nin şehadet yerinden 100-150 metre mesafesinden ve askeri bir harekat neticesinde ona doğru onlarca kurşunla muhabiri hedef aldığı sonucu ortaya çıktı. Başka bir ifade ile İsrail rejimi Şirin Ebu Akile’yi katletme sorumluluğunu üstlendiği gerçeği ortaya çıkmış oldu. 
Aslında Soykırımcı İsrail rejimi ilk kez böyle bir cinayet işlemiyor. Zira Ebu Akile'nin cinayeti Soykırımcı İsrail rejiminin ilk cinayeti değil. Filistin Enformasyon bakanlığının da yayınladığı bildiri uyarınca ikinci İntifadanın vuku bulduğu 2000 yılından bugüne dek sürede 45 gazetecinin Soykırımcı İsrail rejimince şehit edildikleri gelen haberler arasında. Aslında bu cinayetlerin hiç birinde dünya toplumu İsrail rejimine karşı hiçbir pratik önlem almamıştır. 
Hiç kuşkusuz Soykırımcı İsrail rejiminin işlediği sayısız cinayetlerinden dolayı dünya toplumu tarafından ciddi bir şekilde cezalandırılmış olsaydı, Şirin Ebu Akile'yi kasten şehit etme cesaretini bulamazdı. 
İsrail rejimi meclisi Keniset’in muhafazakar üyesi Şirin Ebu Akile'nin kasten şehit edildiğini söyledi. Muhafazakar İtmar bin Gafir, herhangi bir gazeteci orada bulunsa da Siyonist askerlerin Filistinlileri hedef alacaklarını belirtti.
Dünya toplumunun yoğun destekleri ve hatta sessizliği ve infialinin sürdürülmesi başta Amerika olmak üzere batılı güçlerin yanısıra uluslararası kuruluş ve teşkilatların terör rejimi İsrail'in cinayetlerine ortak olmalarına neden olmuştur. Amerika temsilciler meclisi Filistinli Müslüman üyesi Reşide Tlaib ise Şirin Ebu Akile’nin şehadetine gösterdiği tepkide şunları belirtti: “Şirin Ebu  Akile Amerika’nın kayıtsız şartsız yoğun mali himayelerini arkasına alan Soykırımcı İsrail rejimi askerlerince öldürüldü ve bu rejim tüm eylemlerinden hiçbir sorguya tutulmuyor. İsrail’in ırkçılığa dayalı siyasetleri ve uygulamalarını destekleyenler "artık yeter" ifadesini ne zaman kullanacaklar?” 
250 insan hakları teşkilatın yayınladıkları bildiride, Şirin Ebu Akile cinayetini kınarken bu cinayet eylemin kasten ve bilerek yapıldığını, tam bir terör olayı olduğunu ve dünya toplumunun Soykırımcı İsrail rejiminin Filistinlilere karşı işlediği cinayetlere yönelik sessizliğini koruması ve çifte standart politikasına başvurmalarının aslında bu gibi cinayetlere yönelik yeşil ışık yakma manasına geldiği vurguladılar.              
 Aslında dünya toplumunun sessizliğinin sürmesi, Şirin Ebu Akile, katil İsrail rejimince şehit edilen son muhabir olmayacaktır. Reşide Tlaib Amerika başkanı Joe Biden’e hitaben şunları belirtti: “Bu cinayete yönelik tepkisizlik ileride daha fazla cinayetler ve katliamların vuku bulmasına neden olacak.” 
250 insan hakları kuruluş ve teşkilatın Soykırımcı İsrail rejiminin cezalandırılmasına yönelik talebinin karşılanması ve hayata geçmesi aslında Soykırımcı İsrail rejiminin işlediği cinayetlere karşı muhabirlerin savunulması için yapılacak en asgari şeydir.

parstoday