HAMURSUZ BAYRAMINA KARŞI MESCİD-İ AKSA İNTİFADASI

Filistin sahasında dramatik gelişmeler oluyor. Bir taraftan Batı Şeria halkı işgalcinin buradaki baskı ve zulümlerine karşı çıkarken, Yahudi yerleşimciler de Pesah Bayramı'nda Mescidi Aksa’da kurban kesme planlarını hayata geçirmeye çalıştılar. 

Görüntülenme: 797 Tarih: 01 Mayıs 2022 00:17
HAMURSUZ BAYRAMINA KARŞI MESCİD-İ AKSA İNTİFADASI

Her tarafta direniş ve her tarafta başkaldırı olurken, birçok çevre ve hareketten bu planlara karşı durmak ve bu planları başarısız kılmak için Filistin halkını özellikle Kudüs halkını Mescidi Aksa’da nöbet tutmaya ve burayı korumaya davet ettiler.

Filistin Enformasyon Merkezi konuyla ilgili birkaç uzman şahsiyetle meseleyi masaya yatırdı. 

Hamas Siyasi Birim üyesi ve hareketin dışarıdaki Enformasyon Dairesi Başkanı Hişam Kasım, işgal rejiminin Mescidi Aksa’da kurban kesmekten geçici olarak geri adım atmasının, direnişin neye mal olursa olsun buna izin vermeyeceğine dair yaptığı tehdidin bir sonucu olduğunu belirterek, bu tehdidin işgal rejimindeki siyasi, güvenlik ve askeri çevrelerin yerleşimcilere izin verme kararlarını gözden geçirmelerine neden olduğunu  söyledi. 

Filistin Enformasyon Merkezi'ne özel röportaj veren Kasım, “Siyonist rejimin geri adım atması onun Kudüs ve Mescidi Aksa ile ilgili plan dosyasını kapattığı anlamına gelmez. Bu, Filistin halkı ve direnişinin bu plana karşı ciddi bir tepki vermelerini önlemek için aldığı geçici bir karardır. Bu da işgalcinin Mescidi Aksa’ya yönelik atacağı ani bir adım ve hileye sürekli tetikte olmamızı, hazırlıklı ve teyakkuzda olmamızı gerekli kılıyor.” dedi. 

Vatanseverlik Ruhu Devam Ediyor

Kasım devamla “genelde işgal altındaki Filistin toprakları özelde Batı Şeria’nın yaşadığı durum, uzun yıllar baskı ve zulüm gören halkın ve direnişin vatanseverlik ruhunu yansıtıyor. Halkın bu bağlılığını son günlerde meydana gelen bireysel feda eylemlerinde müşahede ederken, Batı Şeria’nın hemen hemen her bölgesinde gösterdiği direnişini de müşahede ettik. Batı Şeria’da son zamanlarda özellikle Ramazan ayında yaşanan olaylar, buranın direnişin kalesi olmaya devam edeceğini gösteriyor. Halbuki son yıllarda işgalciden ve işbirlikçilerinden çok eziyetler gördü. Filistin halkının hak hukukuyla, kutsalıyla ilgili bir gelişme, Batı Şeria halkının alışık olduğumuz tarihi rolünü oynamaya yeterli olacaktır.” dedi. 

Batı Şeria halkının başkaldırısı ve bireysel eylemlerin başka nedenlerine de işaret eden Kasım, “Bu olaylar işgalcinin 16 yıldır Gazze’ye uyguladığı abluka zulmü yanında işgal polisi, sınır muhafızları ve güvenlik birimlerinin 1948 yılında işgal edilmiş Filistin toprakları sınırlarında Filistin halkına yönelik günübirlik işlediği zulümlerin bir sonucudur.” ifadesini kullandı.

Dışarıdaki Filistinlilerin Katılımı

Gelişmeleri değerlendirmeye devam eden Kasım, “Filistin’de bu olaylar, dışarıdaki Filistinlilerin katılımını da ortaya çıkardı. Kudüs dışında kalan Filistinliler büyük bir dayanışma örneğini gösterdiler. Birçok yerde güçlerini birleştirerek dayanışma içinde oldular. Bu, işgalcinin onları tarihi ve coğrafi köklerinden koparmak için sürdürdüğü çabaları boşa çıkardı.” dedi.

Hamas’ın Lübnan sorumlusu Ahmed Abdulhadi ise, işgalcinin Mescidi Aksa’da kurban kesmekten vazgeçmesinin, direnişle işgal rejimi arasındaki caydırıcılık denkleminin iyi bir düzeyde olduğunu yansıttığını söyledi. 

Filistin Enformasyon Merkezi'ne özel demeç veren Abdulhadi, “Bu denklem, işgalciyle yapılan savaşların bir neticesidir. Özellikle de geçen yıl meydana gelen Kudüs Kılıcı Savaşı'nın. Siyonist işgal rejimi ister Batı Şeria’da olsun, ister Kudüs, ister içerideki Filistinliler ve ister esirler olsun, bunlara karşı adım atarken artık bin bir hesap yapmak zorundadır.” ifadesini kullandı.

Abdulhadi devamla, “Gazze’deki direnişin oluşturduğu caydırıcılık denklemi artık bütün Filistin’de ve bütün dosyalarda kendini hissettiriyor. Son olarak Mescidi Aksa’da kurban kesilmesi halinde olacaklar konusunda arabulucular vasıtasıyla işgal rejimine birkaç kez ve değişik tonlarla mesaj gönderdi (bu mesajları ciddiye alan işgal hükümeti fanatik cemaat ve hahamların bütün baskı ve çabalarına rağmen Mescidi Aksa’da kurban kesmelerine izin vermedi).” dedi. 

Batı Şeria’da meydana gelen olaylara da değinen Abdulhadi “özellikle Cenin ve Kudüs’te gördüğümüz çatışma, direniş ve bireysel eylemler buradaki silahlı intifadaya işaret ediyor. Filistin halkı Kudüs Kılıcı Savaşı'nın oluşturduğu iklimde direnişini sürdürüyor. Bugün bütün Filistin coğrafyası ayaktadır. Batı Şeria, Kudüs, Gazze ve 48 toprakları. Bu aşamayı diğerlerinden ayıran en önemli özellik, direniş ve karşı koymanın Batı Şeria ve 48 topraklarında olmasıdır. Olup biten karşısında işgal rejimi adeta şaşkındır. Ne yapacağını bilemiyor. Nasıl karşı koyacağını kestiremiyor. Bu direnişi, intifadayı, kahraman bireysel feda eylemlerini ve direnişin işgale karşı duruşunu bozma ve engelleme çabaları kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanacaktır” hatırlatmasını yaptı.

Siyonist rejimin halkın direnişine ve bireysel eylemlere karşı öldürerek, cinayet işleyerek ve katliam yaparak vereceği tepkinin askeri intifadayı daha da alevlendireceğine dikkat çeken Abdulhadi, bugün Filistinliler olarak düşmanla savaşta ileri bir aşamada olduklarını kaydetti. 

İşgalci Kalleştir

Kudüs konusunda uzman Abdullah Maruf yaptığı değerlendirmede, işgal rejiminin yerleşimcilerin Mescidi Aksa’da kurban kesmelerine izin verme konusunda geri adım attığını belirterek, direnişin uyarıları ile işgal hükümetinin yerleşimcilerin kurban kesmelerine izin verdiğini yalanlaması arasında güçlü bir bağ olduğunu söyledi. 

 

Filistin Enformasyon Merkezi'ne verdiği özel röportajda “İşgalci kalleştir. Mescidi Aksa’da nöbet tutmak ise son derece önemlidir. Bu bir görevdir. Bizim hazırlık yapmamız, Mescidi Aksa ve çevresini savunmak için buraya yığınak yapmamız ve nöbet tutmamız, Yahudi yerleşimcilerin planlarına karşı koymamız gerekir.” dedi.

 

Maruf devamla, “İşgalcinin Mescidi Aksa ve çevresinde yaptığı hazırlıklarla aslında halkın öfkesini dindirmek, Filistin halkıyla direniş gruplarını kandırmak istiyor. İşgal hükümeti, fanatik cemaat mensuplarının yaptıklarından sorumlu olmadığını iddia ederek aslında sorunun içinden çıkmak istiyor. Bu bir oyun ve kandırmadır. Kudüs halkı onun bu tür açıklamalarına ve kandırmalarına alışıktır. 2019 yılında Netanyahu ofisinden yapılan açıklamayı unutmadık. Kurban bayramında yerleşimcilerin girişimleriyle ilgili olarak Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, Kurban bayramında yerleşimcilerin baskın yapmalarına izin verilmeyeceği ifade edildi. Ancak Müslümanlar bayramda camiden çıktıktan sonra, Netanyahu ofisinin yerleşimcilere izin verdiğini ve bunların birden Mağribliler Kapısı'nda toplandıkları görüldü. Daha sonraki gelişmeler, işgal polisinin, Müslümanların camiyi terk etmesiyle yerleşimcilerin Netanyahu ofisinin izniyle buraya baskın yapacakları konusunda bir bilgiye sahip olduklarını ortaya koydu.” dedi. 

Sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Dolayısıyla işgalcinin sözüne güvenmememiz gerekir. Bennett’in ofisine güvenmememiz gerekir. Mescidi Aksa’da daha fazla insanla nöbet tutmamız ve itikâfa girmemiz gerekir. Geçmiş yıllar işgalcinin kalleş olduğunu gösteriyor. Bizim Mescidi Aksa konusunda ikinci kez kandırılmamamız gerekir. Halkımız şunu iyi bilsin ki tek bir çözüm var. O da, Aksa’da kalmak ve mümkün olan her yolla onu korumaktır.”

Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar