İŞGALCİ İSRAİL'İN ZORBALIĞI BAŞKENT ANKARA'DA TELİN EDİLDİ

Mescid-i Aksa'da ibadet eden Müslümanlara yönelik saldırısında 350'den fazla kişiyi yaralayan ve yaklaşık 500 Filistinliyi de esir alan siyonist işgal rejiminin zorbalığı, başkent Ankara'da telin edildi. 

Görüntülenme: 859 Tarih: 17 Nisan 2022 23:53
İŞGALCİ İSRAİL'İN ZORBALIĞI BAŞKENT ANKARA'DA TELİN EDİLDİ

HÜDA PAR Ankara İl Başkanlığı tarafından Hacı Bayram Veli Camii'nde düzenlenen basın acıklamasına HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, Kudüs ve Tarihimiz Derneği (KUTAD) Ankara Şube Başkanı Filistinli Gazeteci-Yazar Dr. Zahir Elbek, Köklü Değişim Yazarı Yılmaz Çelik, HÜDA PAR Ankara İl Başkanı Ahmet Karaarslan, il ve ilçe teşkilatları ile gençlik kolları teşkilatı, kanaat önderleri, âlimler, STK temsilcileri ve çok sayıda Kudüs sevdalısı katıldı.

Siyonist işgalcilerin barbarlığını anlatan dövizlerin açıldığı basın açıklaması sırasında katılımcılar sık sık tekbir getirerek, "Müslüman uyuma kardeşine sahip çık", "Ankara'dan direnişe bin selam", "HAMAS'a selam direnişe devam", "Kahrolsun israil", "Katil israil Filistin'den defol" ve "Zalimler için yaşasın cehennem!" sloganları attı.

Basın açıklamasında Kudüs sevdalısı halka hitap eden HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, siyonist işgal rejiminin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarındaki cesareti, Müslümanların dağınıklığından aldığını söyledi.
 

"Filistin'deki zulümlere maalesef 2 milyar Müslümandan anlamlı hiçbir ses çıkmıyor"

Demir, "Değerli kardeşlerimiz, şunu açıklıkla ifade etmek gerekir ki işgal rejimine bu cesareti veren biz Müslümanlarız. Hem Müslüman halklar hem de Müslüman ülkeler onlara bu cesareti veriyor. Bugün dünyada 1 milyar 800 milyon yani yaklaşık 2 milyar Müslüman yaşıyor. Bu 2 milyar Müslümanın gözlerinin önünde işgal rejimi ve siyonistler, dünyadaki bütün siyonistleri toplayarak Filistinli kardeşlerimizin topraklarına getirerek oraya yerleştirdiler. Oradaki kardeşlerimizin evlerini, köylerini, şehirlerini yıkarak onların yerine siyonistlere yerleşim yerleri inşa ettiler. Her gün baskınlarla, her gün katliamlarla Müslüman kardeşlerimizi katlettiler ve halen katletmeye devam ediyorlar. Maalesef 2 milyar Müslümandan anlamlı hiçbir ses çıkmamaktadır." dedi.

"Normalleşme demek işgal rejiminin yaptığı bütün katliamları meşru görmek demektir"

İşgal rejimiyle normalleşen ülke yöneticilerine tepki gösteren Demir, "Sözde Kudüs'ün özgürlüğü için kurulan İslam İşbirliği Örgütü'nün de yaptığı hiçbir şey yoktur. Belki de bu sessizliği, işgal rejiminin bütün katliam ve işgallerine sadece meşruiyet kazandırmaktan başka bir işe yaramaktadır. Aziz kardeşlerimiz, bugün yeni bir strateji hayata geçirilmiş. Bu stratejiye normalleşme süreci diye bir isim verilmiştir. Bugün bütün İslam ülkeleri ya da önemli bir kısmı işgal rejimiyle ilişkilerini geliştirmenin yarışı içerisine girmişlerdir. Değerli kardeşlerimiz, işgal rejimi ile normalleşme demek işgal rejiminin bütün hareketlerini, işgallerini ve yaptığı bütün katliamları meşru görmek demektir. İşgal rejiminin yaptığı bütün vahşetleri, katliamları ve yıkımları doğru görmek, kabul etmek ve israili bir devlet olarak kabul etmek demektir. Normalleşme süreci ve işgal rejimiyle ilişkilerin geliştirilmesi demek, Filistinlilere aslında siz işgalcisiniz bu memleket siyonistlerin memleketidir demektir. Bu nedenle işgal rejimi ile yapılan bu normalleşme süreci çok büyük bir aldatmaca, bir hile ve bir tuzaktır. Bütün İslam ülkelerini bu tuzağa düşmemeye, bu hile ile aldanmamaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
 

"Bütün İslam ülkeleri işgal rejimini terör şebekesi olarak kabul etmelidir"

Bugüne kadar Filistin'e sahip çıkan Türkiye'nin işgalcilerle normalleşme sürecine girmesinin Müslümanları üzen en önemli konulardan bir tanesi olduğunu dile getiren Demir, son olarak şunları söyledi:

Bu vesile ile yetkililerimize de çağrıda bulunuyoruz. İşgal rejimiyle ilişki kesilmelidir. İşgal rejimi ile ticaret kesilmelidir. İşgal rejimine büyükelçi atanmamalıdır. İşgal rejiminin yaptığı bütün vahşet ve katliamlara sert tepki gösterilmelidir. Ve bu, işgal rejiminin bütün zulümleri, bütün vahşetleri sona erinceye kadar ve Kudüs özgür oluncaya kadar devam etmelidir. Aziz kardeşlerimiz, yine sizin huzurunuzda çağrıda bulunuyoruz. Türkiye dahil Pakistan, İran, Arap ülkeleri ve diğer bütün İslam ülkeleri işgal rejimini bir terör şebekesi olarak kabul etmelidir. Bir işgalci olarak kabul etmelidir ve bütün diplomatik, siyasi, ticari ilişkileri kesilmelidir. Aksi halde bu hastalık, bu virüs bütün İslam ümmetini çürütecek ve daha birçok katliam yaşanacaktır. Bu çağrımız eşliğinde sözümüzü bir kez daha yeniliyoruz. Kudüs asla siyonistlerin olmayacaktır. Kudüs var olduğu müddetçe İslam toprağı olacaktır ve İslam'ın Müslümanların olacaktır. Bir kez daha haykırmak istiyoruz ve diyoruz ki Selahaddinler asla bitmeyecek ve Kudüs Müslümanların olmaya devam edecektir.

"Kudüs için şehid olmaya hazırız"

Filistin'de yaşananları birinci ağızdan anlatan Kudüs ve Tarihimiz Derneği (KUTAD) Ankara Şube Başkanı Filistinli Gazeteci-Yazar Dr. Zahir Elbek, "Her gün esirlerimiz var. Şimdilik işgalci israil hapishanelerinde yaklaşık 5 bin esirimiz var. Sadece son haftada 16 şehidimiz var. Bu şehidler, bu esirler, o kanlar hepsi Filistin için. Biz Kudüs için can veriyoruz. Biz Kudüs için şehid olmaya hazırız. Zerre korkumuz yok. Silahımız yok ama elhamdülillah taş ve bedenlerimizle mücadele ediyoruz. İşgalciler bizim küçük çocuklarımızdan korkuyorlar. Bu işgalci ordu Filistinli küçük çocuklardan korkuyorlar. Bu söylediklerimin hepsine şahidim. Ben Filistin'de doğdum ve orada yaşadım. Bütün savaşları yaşadım, orada yaralandım bile. Benim abim ve kardeşim mücadele ederken şehid olmuş. Filistin'de yaşananlara bizzat şahidim ve iyi biliyorum elhamdülillah. Küçük çocuklar dahil hep mücadele ediyor. Filistin için direniyorlar." şeklinde konuştu.
 

"Özgür Kudüs'te Filistinli kardeşlerimizle kucaklaşmayı Rabbim bizlere nasip etsin"

Köklü Değişim Yazarı Yılmaz Çelik, ise şunları söyledi:

Vallahi biz ancak ve ancak Abdulhamitler gibi, Selahaddin Eyyubiler gibi güçlü liderler ile Mescid-i Aksa'nın tekrardan özgürlüğüne kavuşacağına inanıyoruz. Allah öylesine dirayetli, öylesine Raşid halifeleri, hilafeti bize nasip etsin ki, gerçekten terör devleti denilen Yahudi varlığını kökünden söküp atacak orduları oraya göndermeyi bizlere nasip etsin. Allah sizlerden razı olsun. İnşallah son bir Ramazan olur. Bir dahaki Ramazana, Müslüman kardeşlerimizle, Filistinli kardeşlerimizle kucaklaşmayı Rabbim bizlere nasip etsin.
"Bu vahşi ve barbar saldırılar kabul edilemez"

Yapılan konuşmaların ardından basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Gençlik Kolları Başkanı Hamdullah Er, siyonist işgal rejiminin her Ramazan ayında Filistin genelinde ve Mescid-i Aksa'ya yönelik vahşi saldırılarını artırdığını hatırlattı.

Er, "Mübarek Ramazan ayının ortasına geldiğimiz bu günlerde de siyonistler Mescid-i Aksa'nın kutsiyet ve mahremiyetini çiğneyerek sabah namazında Aksa'ya her taraftan saldırıya geçtiler. Gerçek ve plastik mermilerin yanında gaz bombaları ile Mescitte namaz kılan cemaat ve murabıtlara saldırmış, bu saldırılarda yüzlerce Müslüman yaralanırken yüzlercesi de kaçırılarak esir edilmiştir. Bu vahşi ve barbar saldırılar kabul edilemez. Bu saldırıları kınıyor ve lanetliyoruz. Aksa'nın izzeti için bedenlerini siper ederek şehadet şerbetini içen şehitlerimizin şehadetini tebrik ediyor, yaralılara acil şifalar, esir edilenlerin de bir an önce özgürlüğüne kavuşmalarını niyaz ediyoruz. Kudüs'te, Aksa'da ve bütün Filistin topraklarında siyonist işgale karşı direnen kardeş ve bacılarımızı buradan selamlıyoruz. Mekân olarak yanınızda olamasak da ruhumuz ve kalbimizle yanınızdayız. Davanız bizim davamız, acınız bizim acımız, sevinciniz bizim sevincimizdir." dedi.
 

"Siyonist rejimle kurulacak her tür ilişki Kudüs davasını yalnız bırakacak ve zayıflatacaktır"

Siyonist işgal devam ettiği müddetçe bu saldırılar ve acıların devam edeceğini, şehitler verileceğini, yaralılar olacağını, Filistinli kardeşlerimiz muhacir olacağı ve ümmetin rahat yüzü görmeyeceğini söyleyen Er, devamında şunları aktardı:

Bu saldırı ve işgali bitirmenin yolu, iki devletli çözüm, işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme safsataları değildir. Bunun böyle olmadığına tarih şahittir. Siyonist rejimle kurulacak her tür ilişki Kudüs davasını yalnız bırakacak ve zayıflatacak, Aksa'ya yönelik saldırıları artıracak, işgal ve talanın genişlemesiyle sonuçlanacaktır. Bunu hiçbir Müslüman kabul etmemelidir. Bu işgal ve saldırıları bitirmenin tek yolu, Kudüs ve Filistin topraklarında siyonist işgali tamamen kaldırmaktır. Bu da Filistin halkının şerefli ve izzetli direnişine ses olmak, bütün imkânlar seferber edilerek destek olmak, her zaman ve zeminde yanlarında olmakla olur. Filistin halkının kendi vatanlarını, Kudüs'ün şeref ve izzetini savunmak için yapmış olduğu mücadele meşru ve kutsaldır. Bu mücadele asla bir terör eylemi değildir. Terörist, Filistin halkını katleden, topraklarını işgal eden, Aksa'nın mahremiyetini ayaklar altına alan siyonist işgal rejimdir. Bu işgal ve katliam durdurulmalıdır. Tarih ve günümüz şahittir ki bu işgal çetesi kınama, açıklama ve protestolardan değil, sadece güçten anlar. Siyonistleri azgınlaştıran, pervasızlaştıran işlediği cürümlerin yanına kâr kalmasıdır. İşledikleri cürümler cezasız kalırsa bundan sonra daha büyük katliamlara girişecek, Allah muhafaza, bir sabah Aksa'nın tamamen işgal edildiği haberiyle uyanacağız. Buna asla izin verilmemelidir.
"Kudüs ve Aksa, sadece saldırıya uğradığı zaman gündemimize girmemeli"

Açıklamanın devamında Er, "Allah Aziz'dir. İslam azizdir, Kudüs ve Aksa azizdir. Zulme, işgal ve talana teslim olmayıp direnenler azizdir ve aziz olmaya devam edecekler. Kudüs ve Aksa, sadece saldırıya uğradığı zaman gündemimize girmemeli, daima gündemimizin birinci maddesi olmalı, işgalden kurtuluşu için kısa, orta ve uzun vadeli işleyen ve kendisini güncelleyen somut planlarımız olmalıdır. İşgal rejimini zulüm ve işgalinde pervasızlaştıran Müslümanların birlik olamamalarıdır. İki milyarlık İslam ümmetinin gözü önünde bu katliamların yapılması kabul edilemez. İzzetli ve şerefli Müslümanlar, gençlerimiz, kadınlarımız, âlim ve yöneticilerimiz bu zilleti kabul etmemeli. Aksa'nın izzeti ve özgürlüğü için birleşmeli ve ayağa kalkmalıdır." ifadelerine yer verdi.  

"HÜDA PAR olarak her daim Kudüs davasının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz"

İslam ülkelerin yöneticilerine seslenen Er, "Müslüman ülkelerin yöneticileri ve hassaten Türkiye, bu saldırıları sona erdirip tekrarlanmaması için somut adımlar atmalıdır. Verilen söz ve vaatler ne olursa olsun, Kudüs davasına sırt çevirip siyonist rejimle ilişki kurulmamalıdır. Filistin'de 'normalleşme' siyonist işgalin bitmesidir. Filistin'de 'normalleşme' işgalcilerin geldikleri yere geri dönmesidir. Dünyanın, siyonistleri devlet olarak tanımaktan vazgeçmesidir. Siyonistleri tanımanın ne Türkiye'ye ne Filistin halkına ne de ümmete bir faydası olmayacaktır. Aksine dünyevi ve uhrevi vebali büyüktür. Allah indinde kimse bunun hesabını veremez. HÜDA PAR olarak her daim Kudüs davasının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bütün üyelerimizle Filistin'de yaşanan gelişmeleri yakından izliyor ve takip ediyoruz. Gelişmelere göre tavırlarımızı belirleyecek, bu işgal ve talana karşı hep birlikte karşı duracağız. Allah bizleri Özgür Kudüs için mücadele edenlerden eylesin.  En kısa zamanda Aksa'da hep birlikte namaz kılmayı nasip eylesin." temennisinde bulundu.

Basın açıklaması, Mustafa Bilici Hoca'nın yaptığı dua ile son buldu. 

İLKHA

Yorumlar