Cuma günü, Yahudilerin Pesah bayramının son günüydü ve Heykel hareketi yanlıları olan radikal Yahudi yerleşimcileri bu yıl Mescid-i Aksa’da kurban kesip yakılması ardından küllerini Kubbet’üs-Sahra’ya dağıtmak istiyorlardı.
Bu hareket yıllardan beri Mescid-i Aksa’yı yıkmak ve yerine Heykel’i kurmak istiyor. Siyonist rejim şimdiye kadar diğer yerleşimciler ile uygulamada eşlik ederek, yerleşim alanı inşaat siyasetinde son 10 yıllarda Kudüs kentini batı yakanın diğer bölgelerinden ayırmak ve etnik ve coğrafi yapısını değiştirecek siyasetleri yürütmesine rağmen Mescid-i Aksa’yı yıkmanın tahmin edilemeyen sonuçlarından korkarak Heykel hareketine son inisiyatifi bırakmaktan kaçınmıştır. Fakat birkaç ay önceden beri söz konusu hareket yanlıları Mescid-i Aksa’da kurban ayini düzenlemeye yönelik düşüncelerini gerçekleştirmek peşindeydiler fakat Filistinlilerin gerçekleştirdiği 4’lü operasyonları ise onları bu düşüncelerini gerçekleştirmesini bir nevi engelledi.
Fakat yine de Siyonist rejim yerleşimcileri ve özellikle Heykel hareketi yanlılarının gönlünü almak için Mescid-i Aksa’ya geniş çapta saldırılarda bulunarak bu kutsal mekana saygısızlıkta bulundu. Irkçı rejim Kudüs kenti ve Mescid-i Aksa’ya karşı planlı bir çalışma yürüttü ve son 10 yıllarda farklı yönetimler işbaşına gelse de yine tek bir siyaset izledi. En baştan itibaren yerleşim inşaat siyasetleri, batı yakanın kuzeyinden güneyine kadar genişleyecek şekilde yürütüldü ve Kudüs kentini dört bir yandan kuşattı, öyle ki Filistinliler  bu kenti terk etmek zorunda kaldılar.
Bir başka hedef ise, Filistin hükümetinin tüm simgelerini yok etmekti, zira Filistin hükümetinden söz edildiği her zaman Kudüs kenti bu devletin başkenti olarak gündeme gelmiştir. Bu yüzden Siyonistler açısından eğer Kudüs tamamen Yahudileşirse Filistin devletinin kurulma olanağı da tamamen yok olur.

Buna göre Kudüs ve Aksa Camisi’ni ele geçirmek düşüncesi tüm Siyonistlerin ortak hedefi haline dönüştüğü gibi, aynı gelişme Filistin toplumunda da oluştu ve tüm Filistinliler çeşitli konularda görüş ayrılıkları veya hatta işgal edilen topraklarda yaşayıp yaşamamalarına rağmen Siyonistlerin Aksa Camisi ve Kudüs kenti ile ilgili planlarına karşı ortak bir hedefi izliyorlar. Bu konuda hatta İsrail olarak bilinen 1948 yılı işgal edilen topraklarda yıllarca Yahudilerle birlikte yaşayan Filistinliler bile bu konuda aynı görüşü paylaşıyorlar, nitekim son günlerde işgal topraklarında yaşanan Siyonist karşıtı feda ve şehadet eylemleri de bu Filistinliler tarafından gerçekleşti. Ayrıca Siyonistlerin Aksa Camisi’ne saygısızlık yapmak istedikleri anlaşıldığı her zaman hemen kendilerini bu kutsal mekana ulaştırıyor ve mücadeleden geri adım atmıyorlar. 
İsrail’de yaşayan Filistinliler, işgal edilen topraklarda yaşayan Filistinlilerin yüzde 20’sini oluşturduğu dikkate alındığında korsan rejim onların bu rejim ile mücadele alanına katılmalarını endişe ile izliyor ve Kudüs Kılıcı gibi operasyonların tecrübeleri nedeni ile ihtiyatlı davranıyor. 
Bu operasyonlarda Siyonistlerin Kudüs’te yaşayan Filistinlileri topluca göçe zorlama çalışmalarına karşı Gazze sakinleri, Tel Aviv’in kalbine füzeler fırlatarak, 1948 işgal toprakları ve batı yakada yaşayan Filistinlilere yardım etti. 
Arap ülkeleri ve özellikle Siyonist rejim ile normalleşme safına katılanlar, pratikte Filistinlileri desteklemekten çekilerek onları korsan rejime karşı yalnız bıraktıkları bir dönemde, Filistinliler mücadele alanını Kudüs ve Aksa Camisi’ne kadar yayarak kendi vahdet ve birlikteliklerini pekiştirdiler. Bu da Filistinlilerin, mevcut ve gelecekteki çatışmalarda umut noktalarını daha net hale getirir.

parstoday