RAMAZAN: FİLİSTİN İÇİN AYNI ZAMANDA DİRENİŞ AYI (ANALİZ)

Terör rejimi İsrail'in bugüne kadar onlarca kişinin yaralandığı Mescid-i Aksa'daki Filistinlilere yönelik saldırısı, Filistinlilerin bu cinayetlerle mücadele etme iradesini güçlendirdi. 

Görüntülenme: 622 Tarih: 15 Nisan 2022 21:22
RAMAZAN: FİLİSTİN İÇİN AYNI ZAMANDA DİRENİŞ AYI (ANALİZ)

Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) dün Mescid-i Aksa'da toplanmak için geniş halk kitlesine hitaben çağrıda bulundu. Filistin halkı da bu sabah Mescid-i Aksa'ya doğru hareket etti. Siyonist rejim askerleri Mescid-i Aksa'nın avlularına saldırdı ve çok sayıda ibadet halinde olan Müslüman Filistin halkını yaraladı.Burada sorulması gereken soru şu ki ;son aylarda Siyonistler ile Filistinliler arasındaki çatışma düzeyi neden bu kadar arttı?

Birincisi, Siyonist rejimin ve bazı Arap ülkelerinin ilişkileri normalleştirme ve sayısız toplantı yapma yaklaşımı ve politikası, Filistinlilerin herhangi bir dış destek umudunu kırmış ve İsrail rejiminin cinayetleriyle yüzleşmenin tek yolu olarak direnme kararlılıklarını artırmıştır Siyonistler normalleşmenin ve Arap yetkililerle görüşmenin rejimin güvenliğini sağlayacağını ve Filistin meselesinin dikkatlerden uzak bir şekilde bir kenara itileceğini umdular, ancak şehadet talep  operasyonları, Filistin meselesinin unutulmadığını  ve Filistinlilerin kendilerinin Filistin meselesini bölgesel meselelerin merkezinde tuttuklarını gösterdi.

İkincisi, Filistin halkının artık Filistin Özerk Teşkilatına umudunun kalmamasıdır. Filistin Özerk Teşkilatı Başkanı Mahmut Abbas, Filistinlilerin şehadet talep operasyonlarını kınadı ve Siyonist rejimle müzakereler için umudunu hala sürdürüyor. Buna karşı Hamas hareketi, Kudüs'ü ve şehadet operasyonlarını desteklemek için geniş bir halk kitlesinin toplanması amacıyla çağrısı yaptı ve halk bu çağrıyı memnuniyetle karşıladı. Başka bir ifadeyle Filistin halkı, hükümetin halkla uyumlu adımlar atmadığı kanaatine varmış ve bu nedenle hükümetin yaklaşımını reddederken, pratikte Siyonistlere karşı direnme kararlılığını göstermiştir.

 

Üçüncü nokta, Filistinlilerin Siyonist rejimin propagandasının aksine askeri ve güvenlik açısından son derece savunmasız olduğuna inanmalarıdır. Geçen yılki 11 günlük savaş ve şehadet operasyonları da Siyonist rejimin istihbarat ve askeri zafiyetini kanıtladı. Şehadet operasyonları, Siyonist rejimin ve onun sayısız istihbarat ve güvenlik aygıtının bu tür operasyonları engelleyemediğini göstermiştir. Bu duruma özellikle son yıllarda yaşanan siyasi çalkantıları ve kırılgan kabineleri de eklemeliyiz. Bu zafiyetlerin farkında olan Filistinliler, suçlarla yüzleşme ve rejime direnme konusundaki kararlılıklarını göstermişlerdir.

 

Dördüncü nokta, meselenin Filistin toprak ve dini kimliği çatışması olduğu ve ulusal kimliği olan hiçbir ülkenin toprak kimliğine ve dinine yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmayacağıdır. Filistinliler, Batı sömürgeciliğinin oluşturduğu küçük Arap ülkelerinin aksine, tarihi köklere ve büyük bir ulusal kimliğe sahiptir. Siyonist rejim Filistinlilerin dini kimliğini  Mescid-i Aksa'yı ve toprak kimliğini yani Filistin topraklarını onlardan almaya çalışıyor ve bu da Filistinlilerin kabul edeceği bir şey değil. Gerçekten de, İşgal Altındaki Topraklar içinde ulusal kimlik yokken ve rejim heterojen ve uyumsuz bir demografik yapıya sahipken, Filistinliler ulusal kimliklerini savunmak için fikir birliği ve birlik içinde olan homojen ve uyumlu bir demografik yapıya sahiptir.

Son nokta şu ki; Uluslararası toplum Siyonist rejimin cinayetlerine sessiz kalmaya ve desteklemeye devam ederse, özellikle mübarek Ramazan ayının son Cuma günü Dünya Kudüs Günü yaklaştıkça Filistinliler ile Siyonistler arasındaki çatışmanın seviyesi artacaktır.

Haaretz, ünlü Siyonist yazar "Yes Şabit"in bir makalesinde şunları yazdı: ''Siyonist İsrail geri dönülmez bir noktaya geldi ve kalıcı barışa doğru bir adım atmak için işgali sona erdiremez ve yerleşimi durduramaz,.'' 

Şabit, "Belki bu rejim henüz geri dönülmez noktaya gelmemiştir, belki hala işgali sona erdirme ve yerleşimleri durdurma, demokrasiyi kurtarma ve bu toprakları iki ülke (İsrail ve Filistin) arasında bölme şansı vardır." dedi.

parstoday

Yorumlar