HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKAN SİYONİST HAHAM: MARC SCHNEİER KİMDİR?

Amerikalı ünlüler ve Körfez şeyhleri ​​arasında etkili ve tartışmalı bir haham olan Marc Schneier, Herzog ve Erdoğan'ı bir araya getirmedeki rolünü anlattı. 

Görüntülenme: 1639 Tarih: 12 Mart 2022 00:15
HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKAN SİYONİST HAHAM: MARC SCHNEİER KİMDİR?

Haham Marc Schneier, Arap dünyasının petro krallık ve şeyhliklerine yabancı değil. 

Etnik Anlayış Vakfı'nın kurucusu olan Schneier, on yıldan fazla bir süredir Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar ve diğer Körfez ülkelerinin kralları ve veliaht prensleriyle yaptığı toplantılar aracılığıyla Yahudileri ve Müslümanları bir araya getirmeye çalışıyor.(!)

Çarşamba günü, Başkan Isaac Herzog Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşürken, Schneier aniden başka bir İslam ülkesinin başkentinde ortaya çıktı: Ankara.

Schneier orada varlığını bir sır olarak saklamaya çalışmadı. Medyanın da olduğu ve kendisinin tanındığı salonda rahat tavırlarıyla dikkat çekti. Birçoğu onu çalışmaları nedniyle yakından tanıyan muhabirlerle rastgele sohbet etti. New York, Westhampton Beach'teki Hampton Sinagogu'nun kurucusu ve baş hahamı Schneier, onlarca yıldır basında, jet sosyete, ünlüler ve STK çalışmalarıyla basında tanınan bir haham olarak özel bir imaj geliştirdi.

Bu nedenle, İsrail cumhurbaşkanı ile önemli bir diplomatik yakınlaşmaya doğru büyük bir adım  olabilecek aşırı hassas bir toplantının ortasında aniden bir Türkiyeli otokratın sarayına neden geldiği sorulduğunda, medya konusunda yeterince bilgiliydi. Varlığı gerçekten bazılarının kaşının çatılmasına (rahatsızlığa) neden oldu. Toplantı salonunda sadece Türkiye hükümet yetkilileri, İsrail resmi heyeti üyeleri, gazeteciler ve güvenlik personeli hazır bulunuyordu.

Ama Schneier eski bir arabulucu değildi. Anlattığına göre, o yeniden alevlenen bu romantizmin arkasındaki çöpçatandı. İlk kıvılcımlar, Erdoğan'ın Herzog'u cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı tebrik etmeye çağırdığı 12 Temmuz'da ortaya çıktı. Bu telefon görüşmesi, eskiden sıcak müttefikler olan ülkeler arasındaki on yıllık diplomatik soğukluğu ortadan kaldırarak havayı yumuşattı. Bu hafta, bu yumuşama hareketi Herzog'un ziyareti ile zirveye ulaştı ve bağların yeniden kurulmasına doğru ilerlemeye başladı. Schneier'e göre, 12 Temmuz çağrısının arkasında haftalar veya aylarca süren dikkatli bir diplomasi, belirsiz bir planlama ve temkinli jestler değil, şans eseri bir toplantı ve kıtalar arası bir ay (Ramazan) fotoğrafı vardı.

Çağrıdan birkaç ay önce Schneier, Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ile tanıştığında Ramazan nedeniyle davetlilerin oruçlarını açtıkları bir yemekteydi. (iftar programı) Mercan, Schneier'e Türkiye ile Amerikan Yahudi cemaati arasındaki ilişkileri düzeltmek için Erdoğan tarafından özel bir yetkiyle gönderildiğini söyledi ve ondan bazı tavsiyeler istedi.

"Ben de dinle dedim, sana tek kelimeyle cevap verebilirim ki bu da: 'İsrail”. 

“Türkiye'nin Amerikan Kongre, yönetim vb. ile ilişkisini yeniden kurmasını istiyorsanız, bu yol İsrail'den geçiyor.”

Zaman, Mercan'ın Schneier'in sinagogunda güncel olaylar konusunda davetli konuşmacısı olduğu 11 Temmuz'a ulaştı. Burada yaptığı konuşma nedeniyle Mercan ayakta alkışlandı ve bu enerjiyi yakalayan Schneier, ona yukarı kendi özel ofisine çıkmalarını önerdi. Orada, Erdoğan'ı aramasını ve dört gün önce cumhurbaşkanı olarak yemin eden Herzog'a telefon açılması önerisini dile getirdi.

Schneier, “'Şimdi Erdoğan'a ulaşalım'” dediğini hatırladı. Bakalım, Herzog'u arayıp kendisini İsrail cumhurbaşkanı olduğu için tebrik edecek mi?'”

Erdoğan'ı Schneier'in ofisinden aradı ve ertesi gün de Erdoğan Herzog'u aradı. Herzog'un annesi öldüğünde ve Erdoğan COVID-19'a yakalandığında işler daha da yumuşak bir hal almış ve telefon görüşmeleri artmıştı. Ve daha sonra, diplomatik bir yeniden başlangıç için büyük umutlarla dolu bir yolculuk başladı.

Schneier, o ilk gün bile bu önemli konu için İsrail’e gitmeye hazır olduğunu hatırladı.

"İsrail tarafıyla, Herzog ile iyi bir ilişkim var ve 'Süreci başlatalım' dedim."

Okul arkadaşlarından güç simsarlarına

Herzog ve Schneier ilk kez 1975'te Manhattan'ın Yukarı Doğu Yakası'ndaki bir Yahudi okulu olan The Ramaz School'da aynı sınıftayken tanıştılar. Herzog'un daha sonra cumhurbaşkanı olacak olan babası Chaim Herzog, o sırada New York'a İsrail'in Birleşmiş Milletler elçisi olarak resmi görevli bir diplomat olarak atanmıştı.

Herzog, 1978'de İsrail'e döndü, ancak ikisi aralarındaki irtibatı hiç koparmadı. Schneier, bu sırada Yeshiva Üniversitesi’ndeki görevine devam ediyordu. 1989 ve 1990'da Etnik Anlayış Vakfı ve Hampton Sinagogu'nu kurarak, uluslararası tanınmış bir Yahudi önder ve “Yıldız Haham” olarak güçlü ve etkili kişiliğini ortaya çıkardı.

Yahudi-Siyahi ve Yahudi-Müslüman bağlarına odaklanan çalışmaların yanında, Schneier ve onun etkili bağlantıları Körfez'in bazı köşelerinde Yahudi-Müslüman hoşgörü Rönesans’ını da doğurmaya başladı.. Özellikle danışmanı olarak hizmet verdiği Bahreyn Kralı Hamad bin Isa bin Salman Al Halifa'ya yakınlaştı ve medyada, Arap krallarına İsrail'le ilgili görüş ve fikirleri duyuran (kulağına fısıldayan) kişi olarak ün saldı.

İsminin açıklanmaması koşuluyla konuşan Tel Aviv’deki resmi kaynaklar, Schneier'in Türkiye diplomasisine ilişkin açıklamasını doğruladı. Bir yetkili, Schneier'i "İslam dünyasındaki en etkili Yahudi figürlerinden biri" olarak nitelendirdi.

Geçen yaz başkanlığı kazanmasından sonra Herzog, Başbakan Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in yeni hükümetine bir nevi akıl hocası oldu. İkilinin devlet yönetiminde çok az tecrübesi vardı ve Herzog'un bir dizi diplomatik meselede liderliği ele geçirmesi uygun görüldü. En belirgini ise neredeyse on yıldan fazla donmuş ilişkilerden sonra Türkiye ile İsrail arasında kopan ilişkilerin düzeltilmesi ve yeni bir yakınlaşmanın ortaya çıkarılmasıydı.

Herzog'un rolü Kasım ayında İsrailli bir çiftin Türkiye'de tutuklanmasıyla netlik kazandı. Çift, tatilde olduklarını ve Erdoğan'ın sarayının fotoğraflarını çekmenin yasak olduğunu bilmediklerini söyleyerek hata yaptıkları ortaya çıktı. Ancak Türkiye’nin çifti casuslukla suçlaması ipleri gerdi. İsrail, sorunu çözmek için bir dizi üst düzey yetkiliyi görevlendirdi ve Schneier'e göre, o ve Erdoğan'ın en etkili-yetkili yaveri İbrahim Kalın bu olayda önemli rol oynadı.

Haham, Mercan'ı bu ilişkinin kaydettikleri diplomatik ilerlemeyi baltalayabileceği konusunda uyardığını da sözlerine ekledi.

“Büyükelçiyle temasa geçtim ve 'Burada gerçek bir sorun olmamasına rağmen yaptığımız her şey havaya uçacak” dedim. Schneier’in açıklamasına göre; "Bazı telefon görüşmeleri yapıldı. Herkes bu sorunu çözmek için çalıştı. Bunu Türkiye tarafından da hissedebiliyordunuz.”

Bu çalışmalar sonrasında sekiz gün içinde turist İsrailli çift serbest bırakıldı.

Schneier, aradaki soğukluğu gideren ve yumuşamayı sağlamadaki rolüyle tanındı. Bu haftanın başlarında, şu anda ABD'nin Türkiye büyükelçisi olarak görev yapan eski bir ABD senatörü olan Jeff Flake ile bir araya da geldi. Flake, iki ülke yöneticilerini bir araya getirmek için bağlantılarını kullandığı için ona teşekkür etti.

Herzog için, Ankara'da düzenlenen bir devlet yemeğinde Schneier onur konuğuydu.

Zaman durmaz ve akarken, Schneier de gelecek hafta ABD'ye dönecek. Washington'daki Türkiye Büyükelçiliği, Erdoğan ve Herzog arasındaki başarılı görüşmeyi kutlamak için Yahudi örgütlerinin başkanlarıyla bir gala yemeği düzenleyecek.

Mercan'ın davet ettiği kişiler arasında İsrail'in ABD Büyükelçisi Mike Herzog yani Isaac Herzog'un kardeşi de var.

Schneier, Türkiye'nin ABD Yahudileri ve İsrail ile gelişen ilişkisi hakkında “Bu herkesin istediği bir şey” dedi. 

"[Erdoğan] Yahudi cemaatiyle ilişkilerin iyileştirilmesinin Türkiye'ye fayda sağlayacağını anladı ve biliyordu."

/The Times Of İsrael-Tercüme ve edit İsrailpost

Yorumlar