ENSARULLAH'IN HEDEFİNDE SİYONİST İSRAİL DE VAR

Birleşik Arap Emirlikleri'nin bu savaşta yalnız olmadığı da ortada. Amerikalılar onlarla birlikte duruyor. Bir de Ensarullah tarafından incelenmekte olan bir “İsrail” rolü var. Bu rolün doğası teyit edildiğinde, Ensarullah uygun yanıtı belirleyecektir. Sana'dan çıkan bilgilere göre “İsrail” de kurtulamayacak. 

Görüntülenme: 634 Tarih: 26 Ocak 2022 12:55
ENSARULLAH'IN HEDEFİNDE SİYONİST İSRAİL DE VAR

Her yeni gün BAE'nin Yemen'deki emelleri hakkında daha fazla şey ortaya koyuyor ve Sana liderliğinin Abu Dabi ve Dubai'ye karşı gerçekleştirdiği türden saldırılarla karşılık vermesini gerektiriyor. Sahadan gelen son bilgilere göre, BAE destekli milislerin amacı sadece Şabva'da bir varlık oluşturmak değil, aynı zamanda onu güney Marib'e nüfuz etmek için bir sıçrama tahtası olarak kullanmaktı. Amaç, işgal altındaki valiliğin kalan son bölgelerindeki kuşatmayı kaldırmaktır.

Bugün, Birleşik Arap Emirlikleri'nin bu savaşta yalnız olmadığı da ortada. Amerikalılar onlarla birlikte duruyor. Bir de Ensarullah tarafından incelenmekte olan bir “İsrail” rolü var. Bu rolün doğası teyit edildiğinde, Ensarullah uygun yanıtı belirleyecektir. Sana'dan sızan bilgilere göre “İsrail” de kurtulamayacak.

Savaş alanının başka bir noktasında, Yemen ordusu ve halk komiteleri inisiyatifi yeniden ele geçirdi ve taktiklerini Suudi-Emirlik ittifakının kabul ettiği son değişiklikler doğrultusunda değiştirdi.

Bu arada, bölgeye dönen Amerikalıların daha önce ilerletemedikleri gündemi uygulamak için psikolojik boyutlar da dahil olmak üzere her yolu kullanmaktan çekinmeyeceklerini anlayan Sana liderliği tüm senaryolara hazırlanıyor. Ama Ensarullah'ın verdiği güvenceye göre bunu hayata geçiremeyecekler.

Yemen'deki sahne şu anda şöyle görünüyor: Saldırganlık Koalisyonu, Suudi Arabistan ve BAE'ne yönelik saldırıları durduramaması sebebiyle bunu telafi etmek adına Yemenli sivilleri "katletmeyi" içeren bu son raddeye ulaştı ve böylece tüm seçeneklerini tüketmiş oldu.

Bununla birlikte dünyanın gördüğü şehit çocukların görüntülerinden oluşan sahneleri, suçu birbirine atmak için acele eden saldırganlar üzerinde bir yük haline geldi. Öte yandan, BAE'nin Şabva'daki "Devler Tugayları" saldırısı sırasında ortaya çıkan gücünün kaynağı aynı zamanda zayıf noktasıdır. Zira saldırı, özellikle savaşların açıldığı bölge geniş düz arazilerden olaşan alanlar olduğundan, “İsrail” dronlarından gelen büyük ateş örtüsü desteği ile gerçekleştirildi.

Ensarullah hareketi şu anda bu insansız hava araçlarını doğrudan "İsrail" ekiplerinin mi yoksa "İsrail" tarafından eğitilen Emirlik ekiplerinin mi kullandığını belirlemek için çalışıyor. İlk senaryo doğru çıkarsa Ensarullah doğrudan “İsrail”i hedef almaya kararlı, bu da Tel Aviv'de paniğe neden oluyor, çünkü “İsrailliler” Abu Dabi'yi vuranın Eilat'ı vurabileceğini biliyorlar.

Ancak her iki durumda da, özellikle iletişim ve sinyal karıştırma gibi komuta ve kontrol operasyonlarında “İsrail”in savaşa dahil olması, Emirlikler'in kendisi için bir tehdit oluşturuyor zira refahının temel direğini temsil eden uzun süredir el üstünde tutulan BAE'nin  güvenliği, hileli “İsrail” operasyonlarının rehinesi haline geldi. Hatta Abu Dabi, Şabva'daki olaylardan önce Tahran'a ve diğer ilgili taraflara delegeler göndererek bu durumun oluşturduğu etkiyi hafifletmeye çalışmıştı.

Bu arada Şabva'daki saldırının gerekçesi, "Devler Tugayları"nın ele geçirdiği kuruluşların kuzeye değil, güney Yemen'e ait olmasıdır. Bu, BAE'lilerin Sana ile zımni bir anlaşma olduğu iddiasına dayanıyor, buna göre Abu Dabi, Ensarullah'ın güneye yaklaşmaması karşılığında savaşı bırakacak.

Bununla birlikte, BAE'nin eylemlerinin sahada ve politik olarak seyri, Emirlikler'in hedefinin Marib olduğunu ve başka hiçbir şey olmadığını göstermektedir. Haftalar önce Hudeyde'den çekilen Abu Dabi'ye sadık savaşçılar, Şabva'da savaşanlarla aynı kişiler. Siyasi cephede, Abu Dabi'nin birkaç ay önce başlattığı (Türkiye ile ilişkileri yeniden kurma çabalarını içeren) yakınlaşma süreçlerinin hedefleri arasında bu özel savaşa hazırlanmak vardı.

Suudi Arabistan'ın Yemen'de çıkmaza girdiği ve tek başına bir fark yaratamayacağı açıktı. Bu nedenle, küresel bir ittifak kuruldu: Amerikalılar bu ittifakta karar verici, bu ittifakta, aktif bir “İsrail” rolü var ve buna öncülük eden BAE, Suudi Arabistan tarafından destekleniyor.

Bu nedenle, son katliamlara rağmen Washington, Saldırganlık Koalisyonu'na hizmet etmek ve Abu Dabi'yi korumak için dünyanın desteğini sağlamak üzere acele etti. Bu, özellikle Abu Dabi ve Dubai'ye yönelik Yemen saldırıları daha önce açıklanandan daha kapsamlı olduğundan ve balistik füzeler ve İHA'lar içerdiğinden Ensarullah'ın art arda saldırılarına dayanamayacak olan BAE'nin yapısındaki kritik zayıflığın kanıtıdır. BAE cumhurbaşkanlığı danışmanı Enver Gargaş da bunu itiraf etti.

Baş edemeyecekleri bir konuma itilen BAE, Şabva'daki "Devler" saldırısının durdurulduğunu ilan ederek bunu telafi etmeye çalıştı, ancak Ensarullah hareketi saldırıyı sönümlendirdi ve savunma mevzilerini kurdu. Ayrıca ne olduğunu değerlendirdi ve durumun tekrarını önlemek için bazı taktikleri değiştirdi. Yakında, ne pahasına olursa olsun Marib şehrine olan yolculuğunu tamamlama kararlılığıyla taarruza geri dönecektir.

Savaşı Birleşik Arap Emirlikleri'ne taşımaya gelince, bir sonraki darbe an meselesidir. Çünkü hiçbir şey bu ülkeyi Ensarullah'ın kolay bir iş olarak gördüğü bu tür saldırılara karşı koruyamaz. Ne Abu Dabi, ne Tel Aviv, ne de Washington bu sorunun tedavisi imkanına sahip. Sonuncusu, dronların denizden geldiğini ve BAE hedeflerine ulaşmadan düşürülemeyeceklerini biliyor ve Irak'ta bununla nasıl yüzleşeceği konusunda kafası karışmış durumda. En hassas hedefler, Burj Khalifa gibi sahillere yayılmış durumda. Bu, özellikle kıyılardan uzak bölgelerde, gelen füzeleri engelleme olasılığının çok daha büyük olmasına rağmen, onlardan önceki Suudi Arabistan yöneticilerini dehşete düşürdüğü gibi BAE'deki yöneticileri de korkutuyor.

Bu nedenle, savaş, Tel Aviv ve Washington'un sadece insansız hava araçlarının füze fırlatma yeteneğinde üstün olduğu bir insansız hava araçları savaşına (yani onları Şabva'da yaşananlara benzer bir savaşa) dönüştü. Bu arada, patlayıcı yüklü ve uzun mesafeler uçabilen drone teknolojisi herkesin kullanımına açık.

Bu yüzden, devlet güvenliğini “İsrail”e teslim etmenin bedeli çok yüksek olacağından BAE'nin üzerinde tehlike beliriyor, İsrail ise Amerikalılara bir alternatif veya ortak olarak tüm Körfez ülkelerinin güvenliğini Emirlikler üzerinden ele geçirmeye çalışıyor. Bu, o ülkelerin sadece dış tehditlerle değil, halklarını kışkırtarak da bu ülkelerin istikrarsızlaşmasına yol açacaktır. Yukarıdakilere rağmen, Körfez başkentleri ile Tel Aviv arasındaki silah anlaşmasının, özellikle füze önleme alanında yoğunlaşması bekleniyor.

BAE bunu kendi başına kendi getirdi. Ensarullah, özellikle Marib'de Yemen'in iç dokusu gibi aşiret faktörlerinin yanı sıra Riyad'ın müttefiklerinin etkisiz hale getirilmesiyle ilgili siyasi ve askeri faktörler de dahil olmak üzere birçok nedenden dolayı Emirlikleri, bıraktığı savaşa geri getirme durumda değildi.

Washington'daki Emirlik büyükelçisi Yusuf El-Uteybe'nin Beyaz Saray ve Kongre'de üzerinde çalıştığı ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed'e yaptığı çağrıdan kaynaklanan saldırganlığı desteklemek için Amerikan seferberliğine rağmen, Amerikalıların hareketliliği kısıtlandı; tırmanış, Joe Biden yönetiminin, özellikle Ensarullah hareketinin silahlarının çoğunlukla yerel olarak üretildiği kanıtlandıktan sonra, savaşı durdurma ve koalisyona saldırı silahları teslimatlarını sona erdirme konusundaki sözde arzusu hakkındaki beyanlarıyla tamamen çelişiyor. BM Güvenlik Konseyi'nin Los Angeles Times tarafından görülen gizli bir raporu, hareketin füzelerinin çoğunu Avrupa, Orta Doğu ve Asya'daki karmaşık bir broker ağı aracılığıyla yerel malzemeler ve yurtdışından elde ettiği diğer bileşenleri kullanarak ürettiğini doğruladı.  Hareket de kendi kararını verir. Bu nedenle tek çözüm saldırganlığı sona erdirmek ve meseleleri karmaşıklaştıran müzakerelere bel bağlamamaktır.

Buna göre, bu hedefe ulaşmak için Washington'un Yemenlilerle müzakere etmesi gerekecek, başka kimseyle değil.

Hüseyin İbrahim

El Ahbar Gazetesi

intizar.web.tr

Yorumlar