Firavunun büyücüleri her gün gazete manşetlerinde, köşe yazıları ve televizyon kanallarında ortaya attıkları yı(a)lanlarla Musa (as)’ın işini bitireceklerini iddia ediyorlardı.

Güya Musa (as)’ın maksadı Firavunun hâkimiyet sahasını bir “hilal” ile daraltmak ve kendi saltanatını sürdürmek imiş...! Firavun ve avenesi, Musa (as)’ın insanları Allah(cc)’a kullukla özgürleştirme davasını çarpıtmış, saltanat derdinde biri olarak tanıtmaya çalışmıştı. Büyücüler, halkı Firavunun bu yalanına inandırmış, korkutup büyülemiş, sonra etnik ve mezhebi fırkalara ayırarak birbirine düşürmüşlerdi.

Büyü; Firavunun askeri, teknolojik, mali ve siyasi üstünlüğüne dayanıyordu. Bu güç, yenilmez bir güçtü. Sadece Firavun değil ileri karakolları da güçlü idiler. Mısır’da galip gelmişlerdi ama Türkiye’de kendilerine göre kazara mağlup olmuşlardı. Fakat askeri sahada kaybettiklerini siyasi sahada kazanmaktan umudunu kesmediler. 

Son on yıldır Firavunun uşakları arasındaki rekabette, öne geçme, daha fazla hizmet, daha çok göze girme yarışında bir tık öne geçen BAE 17 Ocak 2022 günü feci şekilde Yemen mücahitleri tarafından vuruldu. Dubai ve Abu Dabi havaalanları da dahil olmak üzere BAE'ye ait tesisler, 5 balistik füze ve çok sayıda İHA ile hedef alındı. BAE'nin başkenti Abu Dabi'nin Musaffah bölgesine düzenlenen İHA saldırısı sonucu 3 yakıt tankerinde patlama meydana geldi. Yemen ordusu, Fuceyra ve Dubai limanlarının askeri amaçlar için kullanıldığını belirterek buraların da uluslararası hukuka göre askeri hedef olduğunu belirtti.

İsrail’e kuyruk sallamada bayrağı kimseye kaptırmayan bu alçak vurulunca başta Arap televizyonları olmak üzere haberi sunan bütün kanallarda haber birinci sırada verilmiş ve sunucuların gözleri fal taşı gibi açılmıştı. 

Cürümleri cüssesinden çok büyük olan bu şımarık firavun uşağı, merhum Mursi’yi devirmekten 15 Temmuz darbe girişimine destek vermeye, Libya’da Hafter’e desteğinden Yemen yakınlarında İsrail üssü tesisine kadar yemediği herze kalmamıştı.

Aklı sıra Yemen coğrafyasından uzakta paralı askerlerle ve yürüttüğü kirli savaşta İsrail ve Firavunun gözüne girecek İsrail’in güvenliği için çabalarından dolayı üstün başarı madalyası alacak başta Suudi olmak üzere diğer uşaklara nal toplatacaktı.!

Sırtını İsrail ve Firavuna dayayıp en çok da Karun gibi servetine güvenerek yaptığı şımarıklıklar, 17 Ocakta suratına yediği sert yumrukla onu şaşkına çevirdi. Aslında Yemenli mücahitlerin o güne kadar yaptığı eylemlerden bu sonucu öngörmesi beklenirdi. Ama o kadar şımarmıştı ki, bütün yaptıklarının yanına kar kalacağını düşünüyordu. Hâlbuki Husi mücahitler aynı anda hem efendiyi hem uşağı aynı füze ile vuruyordu. Çünkü Aramko hem Amerika hem Suudi idi. Aramko’yu yani bizzat kendisini koruyamayan Firavun, uşaklarını nasıl koruyacaktı?!

Yemen denince akla ilk gelen şey kuşkusuz “açlık” ve yoksulluktur. Bu da bize açlıktan karnına taş bağlayanların günün sonunda Bizans ve Sasani’ye diz çöktürmesini hatırlatıyor. Evet, Yemen ahzapla yani koalisyonla savaşıyor. Evet, bir nevi hendeklerle korunmaya ve meşru müdafaa ile ülkelerini işgalden korumaya çalışıyor. Ama unutmayalım ki Hendek “savunma” savaşlarının sonu ve büyük zaferlerin, fetihlerin habercisi olmuştu. Umuyor ve bekliyoruz ki, Abu Dabi’ye, Cidde’ye ve bundan sonra olası ilk Gazze saldırısında Tel Aviv’e fırlatılacak füzeler Hendekteki kayadan kopan parçalar gibi bize birer zafer vaadi olur.

AVUKAT EMİN GÜNEŞ/İSLAMİ ANALİZ