ULUSLARARASI TOPLUM SİYONİST İŞGAL KARŞISINDA SESSİZ (ANALİZ)

Filistin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, korsan rejim İsrail'in özellikle yerleşim yerlerindeki saldırganlığına karşı uluslararası sessizliğe itiraz ederek, Tel Aviv'in bu siyasetle Filistinlilere karşı apartheid kurmaya çalıştığını da sözlerine ekledi. 

Görüntülenme: 999 Tarih: 17 Ocak 2022 18:07
ULUSLARARASI TOPLUM SİYONİST İŞGAL KARŞISINDA SESSİZ (ANALİZ)

Apartheid Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 2. Maddesinde şöyle yazılıyor: Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığı ve ırkçılığına benzer politika ve tutumları içeren apartheid suçu, bir ırkın  sulta kurmak için diğer ırka karşı sistematik olarak işlediği insanlık dışı zulme denir.
Sözleşme'nin 1. maddesinin birinci ve ikinci paragrafları ayrıca, Taraf Devletlerin apartheid'in bir insanlık suçu ve uluslararası barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit olduğunu beyan ettikleri belirtilirken, konvansiyona taraf olan ülkeler, kurumlar, kuruluşlar ve bireylerin apartheid suçu işlemeleri halinde suçlu ilan ediyor. 
Bu tariflere binaen Siyonist rejimin Filistinlilere karşı eylemleri apartheid'in bariz örnekleridir. Siyonist rejimin, BM Güvenlik Konseyi'nin 2334 sayılı Kararını dikkate almadan yerleşke inşa siyaseti ise, korsan rejimin Filistinlilere karşı uyguladığı apartheid'in bariz bir örneğidir.
Bu bağlamda Filistin dışişleri bakanlığının yayınladığı bildirisinde şöyle yazılıyor:
“Siyonist rejim, Filistin topraklarındaki yerleşim ve sömürgeci planlarını uygulamak için zamanla yarışıyor. Batı Şeria'nın tarihsel ve yasal gerçekliğinde büyük değişiklikler oluşturmakla, sonunda Kudüs merkezli bir Filistin devleti kurma fırsatının kapısını kapatmaya çalışıyor.”
Siyonist rejim yaptığı yerleşim planlarıyla işgal altındaki toprakları Yahudileştirmeye çalışıyor.

İşgal altındaki toprakların yerleşimi ve Yahudileştirilmesi, o bölgelerin kültürünü de değiştiriyor. Yerleşim planlarının ardından Siyonist rejimin kabinesi, geride kalan Filistinlilere zulmeden ve çevre koşullarını onlar için zorlaştıran yasalar çıkarıyor. Aslında Siyonist rejim yerleşim planları ile Filistinlilerin evlerini ve arsalarına el koyarken aynı zamanda onları işgalci yerleşim bölge sakinleri ile etnik ve dini açısından ayrılmalarına sebep oluyor, bu da ırkçılığın en bariz örneğidir. 
Şimdiye kadar çeşitli uluslararası örgütler, Siyonist rejimin Filistinlilere karşı işlediği suçları, özellikle de yerleşim suçlarını apartheid olarak kınadı. İnsan Hakları İzleme Örgütü geçtiğimiz günlerde, Siyonist rejimin Filistinlilere karşı işlediği suçlarda tarihi bir eşiği aştığı sonucuna varan, ayrıca Siyonist yetkililerin apartheid ve Filistin halkına karşı zulüm ve eziyet çerçevesinde cinayet işlediklerine dair kapsamlı bir hukuki analiz içeren kapsamlı bir rapor yayınladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğer insan hakları grupları, açıklamalarını doğrulamak için, Filistin topraklarının Siyonist rejim tarafından işgal edilen topraklara ilhakına devam edilmesi, Yahudilerin üstünlüğünü garanti eden işgal edilmiş toprak kanunları ve Filistinliler üzerinde Siyonist kontrol sisteminin kurulması gibi bir dizi gelişmeye atıfta bulundu. 
Bu durumda Filistin dışişleri bakanlığı korsan rejimin Filistinlilerin evlerini yıkmak, ırk temizliği, baskı politikalarına dayalı kabadayılığını kınarken, bu yayılmacı ve sömürgeci eylemlerin sonucunun, Filistin'deki apartheid sisteminin tamamlanması olduğunu belirterek, uluslararası toplumdan Filistin topraklarında korsan rejimin yerleşke inşa siyaseti ve çalışmalarının durdurulması için korsan rejime baskı yapmasını istedi. 
Fakat Filistinliler ilk kez dünya toplumundan Siyonist rejimin cinayetlerine kesin tepki göstermesini ilk kez istemiyorlar, fakat dünyada etkili kurum ve teşkilatlar ve özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin pasifliği ve büyük güçlerin sahte rejim İsrail’e verdikleri destek, cinayetkar rejimin uluslararası kural ve ilkelere aldırmamasına ve cinayetlerine devam etmesine sebep oluyor.

parstoday

Yorumlar