İsrail güçleri dün sabah Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Nablus'un güneyindeki Balata kampına düzenlediği saldırıda 21 yaşındaki Filistinli genç Bekir Haşaş'i vurarak şehit ettiler. Dün akşam da Batı Şeria'nın batısındaki Safa köyünden 25 yaşındaki Mustafa Yasin Fatna, işine giderken Siyonist bir yerleşimcinin kasıtlı olarak aracıyla ezmesi sonucu şehit oldu.

Bu iki Filistinli gencin şehit olması, her şeyden önce İsrail rejiminin Filistinlilere karşı işlediği suçların sonu olmadığını gösteriyor. 2021 yılının son saatlerinde Siyonist rejim askerleri, Batı Şeria'da genç Filistinli "Emir Atef Riyan"ı soğuk silah taşıma bahanesiyle vurarak şehit etti. 2022 yılının ilk Filistinli şehidi "Bekir Haşaş" ve ikinci şehidi ise "Mustafa Yasin Fatna" oldu. Bu iki şehit yeni yılın başlamasından sadece altı gün geçtiği  bir sırada şehit oldu.

Bu iki genç Filistinlinin şehadetleri, Filistinli esirin zaferinden sonra gerçekleşti. Filistinli esir Hişam Ebu Havash, Siyonist rejim tarafından gözaltına alınmasını protesto etmek için 141 gün süren açlık grevinin ardından Salı günü serbest bırakıldı böylece Filistin için bir zafere imza attı.

Siyonist rejim, Filistin meselesinin temelden uluslararası kurumların önceliklerinden çıkarıldığı bir dönemde iki Filistinli genci bir günde şehit etti. Arap ülkeleri Kudüs'teki işgalci rejimle ilişkileri normalleştiriyor ve Batılı güçler ise İsrail'in Filistin'e karşı işlediği cinayetlere aldırmadan Viyana'da cereyan eden müzakerelerden Siyonist rejime rapor vermeye çalışıyor. Filistin Özerk Teşkilatı  başkanı Mahmut Abbas da bu suçlara kayıtsız kalarak İsrail ile müzakere etmek için sonuçsuz bir taktik strateji izleyip İsrailli yetkililerle görüşüyor. Böyle durumlarda uluslararası kurum ve kuruluşlar Siyonist rejimin suçlarını gündeme getirip  bu cinayetlere karşı önlem alabilir, ancak bu kurumlar da herhangi bir önlem alamaz hale gelmiştir.

Bu durum, 2022 yılında Siyonist rejim ile Filistin direniş grupları arasındaki çatışmanın artacağını ve yeni bir savaş olasılığının olduğunu gösteriyor.Çünkü tecrübe Filistin direniş gruplarının sessiz kalmadığını ve İsrail'in işlediği cinayetlere pasif tepki vermeyeceklerini göstermiştir. Aynı zamanda dünya ülkelerin Siyonist rejime karşı sessizliği, pasifliği ve işbirliğinin gölgesinde bu suçların devam etmesi, Filistin halkını, Kudüs'teki işgalci rejime karşı koymanın en önemli yolunun direnişten geçtiği ve müzakere ve uzlaşmanın henüz suçları durdurmadığı için müzakere ve uzlaşmanın çok yüksek bir maliyeti olacağı sonucuna varmasına neden oldu.

Bu bağlamda, Batı Şeria'daki İslami Cihat hareketinin sözcüsü Tarık İzzeddin, iki Filistinli gencin şehadetine tepki olarak şunları söyledi: " Başta silahlı direniş olmak üzere her türlü direnişin ve direnişin sürdürülmesi, Siyonist işgalcilerin ve yerleşimcilerin suçlarına karşı gerçek ve doğal bir yanıt olacaktır. Siyonist terör dünyada rezil rüsva edilmelidir ve şehitlerin kanı Filistin ulusunun özgür halkının yolunu aydınlatacaktır."

İslami Cihad siyasi büro başkanı Muhammed el-Hendi ise dün yaptığı açıklamada, Siyonist rejimin Batı Şeria'daki işgal yöntemlerinin rejimin Gazze'de kaybettiği caydırıcı gücü geri kazanma girişimi olduğunu vurguladı.

Muhammed el-Hendi, Naftali Bennet'in  Benjamin Netanyahu'dan daha aşırıcı olduğunu ve işgalci rejimin yaklaşımının daha fazla aşırılığa yol açacağını söyledi.

İslami Cihad Hareketi yetkilisi, işgalci İsrail rejimi yetkililerinin Batı Şeria'da yaşayan Filistinli vatandaşlara yönelik izledikleri politikaların onları Gazze Şeridi'ndeki Filistinli vatandaşlara yaklaştıracağını vurguladı. Hendi, ''Irkçı İsrail hükümetinin girişimleri, Batı Şeria'da Gazze Şeridi'nde kaybettikleri caydırıcılığı geri kazanma çabasını gösteriyor.'' dedi. 

parstoday